Bir Devrimcinin Trajik Hayatı: Maria Spiridonova

Bir insan güzeli devrimci kadınının, “devrimci olduklarını iddia edenler” tarafından işkence altına alınması, hapislere, psikiyatri hastanelerine atılması, sürgün edilmesi ve idam edilerek öldürülmesi trajedisini simgeler o. Yaşadığı dönemde devrimden önce herkesin saygı duyduğu mücadeleci devrimci bir kadın idi. Bütün değerler siyasal iktidarı elde tutmak için harcanmıştı.

Devamını okuyunuz...

Volin: Son Nefesine Kadar Devrimci ve Özgürlükçü

Ama tüm bu kitaplardan farklı, içinde o devrimleri en nesnel bir biçimde bizzat içinden anlatan tek bir kitap dikkatimi çekti: Volin’in “Bilinmeyen Devrim” başlıklı kitabı. Bu kitabı okumayan, 1917 ve devrim üzerine hiçbir şey bilmiyor demektir. En azından ben kendimi böyle hissetmiştim bu kitabı koyunca. Bu kitabın özelliği yazarının bizzat hem entelektüel bir kimliği oluşu, hem de bir eylemci ve devrimci olarak Rus ve dünya tarihinde yaşadığı dönemde bir bırakmış olmasıdır.

Devamını okuyunuz...

Bir Al Pacino Klasiği: Scarface (Yaralı Yüz)

Baba filmindeki Michael Carleone karakterinden daha farklı Al Pacino bu filmde. Daha çok Michael Carlone’ye değil de, sanki Sonny Carleone’ye benziyor. Michael Carleona karakteri rolündeki Al Pacino, her şeyi inceden inceye düşünen, planlayan, rasyonel bir görüntü veriyordu. Tony Montana ise, deli dolu, aklına eseni yapan, hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmayan cesur ve burnunun dikine giden bir mafya şefi. Montana. Yaptıklarının sonucunu hiç hesaba katmıyor, ya da umursamıyor.

Devamını okuyunuz...

Turgenyev ve “Babalar ve Oğullar” Üzerine

Bu dönemde yazarlar daha çok Avrupa edebiyatından etkilenmişlerdir. Fransızca bilmelerinden kaynaklı da, daha çok Fransız edebiyatı etkili olmuştur. “Doğal Okul”dan çıkan büyük yazarlar gerçekçi bir tarzı benimsemiş ve büyük romanlar yaratmışlardır. Tolstoy’un “Anna Karenina”sı, Dostoyevski’nin “Karamazov Kardeşler”i ve Turgenyev’in “Babalar ve Oğullar”ı ilk aklıma gelenler. Dostoyevksi ile Tolstoy hiç yüz yüze karşılamamalarına karşın, Turgenyev her ikisi ile de yüz yüze karşılaşıp, sohbet etmiştir.

Devamını okuyunuz...

Bir Al Pacino Klasiği: Carlito’s Way (Carlito’nun Yolu)

İnsanların geçmişlerinden bir gömlek çıkarır gibi sıyrılamayacaklarını ve onların çevrelerinin, tanıdıkları insanların, ilişkilerinin istemlerine aykırı olarak onları uçuruma sürükleyebileceği anlatılıyor. Hapisten çıkan ve bir daha eski yaşamındaki kirli işleri yapmamaya karar veren Carlito, biraz da olayların gidişatının akıntısına kapılır. Carlito’nun hapisten kurtulmasını sağlayan kokain bağımlısı avukatı onun başına işler açacaktır. Avukat rolündeki Sean Penn’in perfonmansı da olağanüstü.

Devamını okuyunuz...

“Küçük Adamlar” ve “Büyük Adamlar”

“Dinle Küçük Adam” adlı yapıtında otoriteyi, sistemi ve her şeyi sorgular Reich. Bir insanlık manifestosudur bu yapıt. Gerçeğin üzerine örtülmüş örtüyü kaldırır usulca Reich ve bizi kendimizle, her şeyle yüzleşmeye çağırır. Ben kendisinden çok şey öğrendim.

Devamını okuyunuz...

Bir Resime Bir Bakış

Acısına rağmen, yine de bakımlı bir kadın bu. Örneğin koltuk altındaki tüylerini temizlemiş. Kaşları özenle çizilmiş gibi. Yüzü de bir mermer gibi pürüzsüz ve bakımlı. Her şeye rağmen hâlâ kendini bırakmamış gibi görünüyor. Kadının dudakları sıkı sıkıya kilitlenmiş. Sanki artık kimseyle konuşmak istemiyor gibi. O kadar çok kandırılmış ve yalanlara maruz kalmış ki belki de, herkesten vazgeçmiş sanki. Sanki sonsuza kadar ağzını açıp tek kelime etmeyecek gibi.

Devamını okuyunuz...

1 9 10 11 12 13 74
erol anar
error: Content is protected !!