Eduardo Galeano’ya Eleştirel Bir Yaklaşım

Eduardo Galeano

Uruguaylı yazar Eduardo Galeano, Latin Amerika’nın bilinen yazarlarından birisi. Özellikle de sol kesim tarafından yıllardır başucu kitabı haline gelmiş “Latin Amerika’nın Kesik Damarları” adlı kitabıyla tanınıyor. Bu kitabı geçmişte okumuştum. Ancak Güney Amerika ile hazırladığım kitap için yeniden okuyunca, çok abartılı buldum dili. Galeano’nun dili, Garcia Marquez’in ya da Isabel Allende’nin büyülü gerçekçi, coşkulu dilini andırıyor. Ve çok abartılı. Bu abartı bir romanda iyi durabilir, ama araştırma inceleme ve gerçekliği temel alan kitapta yerine oturmuyor. Ve bazı kaynaklar verilmesine karşın, kaynak yetersizliği de dikkat çekiyor. 

Kitapta elbette gerçek ve doğru bilgiler de var. Önemli bir kaynak Latin Amerika üzerine. Ama bilimsel, akademik ölçütlerle hazırlanmış bir kitap değil bu.

Sanırım Galeano’nun çalışma şekli şöyle bence: Gazetelerden bazı haberlerin altını çiziyor ve bunları kitaplarında, yazılarında kullanıyor. Ancak o haberlerin doğru olup olmadığını pek fazla araştırmamış.

Zaten ölmeden bir süre önce yaptığı açıklamada “Latin Amerika’nın Kesik Damarları” kitabını eksik bulduğunu, gerçekliğin değiştiğini ve şimdi olsa kitabı yeniden okumayacağını belirtiyor. *

“Biz Hayır Diyoruz” kitabında da bu tür sorunlar var. Kitabın bir yerinde şöyle diyor Galeano: “Brezilya şehirlerinin sokaklarında dolanan sekiz milyon terk edilmiş çocuğun demokrasiye inandıklarını sanmıyorum.”[i]

Bu abartıdan öte, yalan bir bilgi. Çünkü Brezilya’da 8 milyon çocuğun sokakta yaşaması için, her 8 çocuktan birisinin sokağa terk edilmiş olması gerekiyor. Örneğin ben biraz araştırdım. Verilere göre sokakta yaşayan tespit edilmiş çocuk sayısı ülke genelinde 23 bin. Haydi deyin ki 50 bin olsun en fazla. 8 milyon nereden çıktı? [ii]

Yine izleyen sayfada şöyle diyor: “Brezilyalı çalışanların üçte biri günde bir dolardan az kazanıyor” Bu da yanlış bir bilgi. Yazarın yazdığı dönem için bile yanlış bir bilgi. Ve bu bilgilerin hiçbirinde kaynak vermiyor Galeano. Brezilya’da yaklaşık 96 milyon çalışan var. Bunların üçte biri 32 milyon kişi demek bunların günden 1 dolardan az kazandığını iddia etmek çok yanlış bir bilgi yine. [iii]

Yine kitabın bir yerinden alıntı yapıyorum: “Taşeron firmalar Toyota otomobillerin dörtte üçünü üretiyorlar. Brezilya’da Volkswagen’in her beş işçisinden yalnızca biri şirketin çalışanı. Petrobras’ın  son üç yılda iş kazalarında ölen 81 işçisinden 66’sı güvenlik normlarını yerine getirmeyen taşeronlar adına çalışıyordu. Üç yüz taşeron firma aracılığıyla Çin dünya çocukları için üretilen Barbie bebeklerin yarısını üretiyor.” [iv]

Yine hiçbir kaynak yok bu bilgilerin altında. Araştırsak tek tek farklı sonuçlar elde edeceğimize inanıyorum.

Yani yazarın sorunu, gazete haberlerinden yola çıkarak, kesin gerçeklere ulaşmaya çalışmak ve sonuçta da bilimsel olmayan bir noktaya ulaşmak bence.

Kendim araştırmadan bir kitaptan öğrendiğim bilgilere inanmıyorum. O yüzden okuduğumuz kitapları bir de bu gözle bilimsel ölçüte, araştırmaya, değerlendirmeye tabi tutmamız gerektiğine inanıyorum.

O yüzden siz siz olun, her okuduğunuz kitaptaki bilgilere bir de kendiniz araştırmadan inanmayınız derim.

 

Erol Anar

 

*http://agenciabrasil.ebc.com.br/cultura/noticia/2014-04/galeano-diz-que-realidade-mudou-e-que-nao-releria-seu-livro-mais-conhecido

[i] Eduardo Galeano: Biz Hayır Diyoruz, Metis Yayınları 2006, İstanbul, İkinci Basım Ekim 2013, s. 109.

[ii] http://www.gazetadopovo.com.br/vida-e-cidadania/23-mil-criancas-aında-vivem-nas-ruaş-no-brasıl-epp6r1bvny1r1impam9dv7426

[iii] http://www.sul21.com.br/jornal/pnad-brasıl-tem-96-milhoes-de-trabalhadores-ocupados-e-67-milhoes-de-desempregados-de-um-total-de-1037-milhoes-de-adultos-em-idade-de-trabalho/

[iv] Biz Hayır Diyoruz, Sayfa 151.

erol anar
error: Content is protected !!