Sisin İçinden Notlar

Bazen sislidir hayat, önümüzü göremeyiz. Ama yine de yola devam etmemiz gerekir.

Sisin içinde kaybolmayı severim. Göz gözü görmez yoğun bir sisin içine dalar kaybolur giderim günlerce. Sessizdir sisin içi, huzur vericidir. Yalnızca orada belli belirsiz bir uğultu duyarsın: Sisin sesidir bu, huzurun sesi; çoktan unuttuğun ya da hiç farkına varmadığın kendi iç dünyanın sesi.

Yürürüm yavaşça ve telâşsız orada sisin içinde hiçbir şey görmesem de, belirsizlik içinde. Zaten hayatın kendisi belirsizlik değil mi? Bir saat sonra nerede olacağımızı ya da ne olacağını bilemeyiz.

Kafka’nın “Günceler’inde yazdığı gibi, “Sis içinde soluk alma savaşı vermekteyim.” belki de.

Sis huzur vericidir demiştim, çünkü sisin için kimsenin ruhsuz suratını görmek zorunda kalmazsınız. Kimse sizi yaralayamaz.  Orada yalnızsınız, ve kendinizin farkına varırsınız. Hepsi o kadar.

Sis, her şeyin yokluğudur.

Sis, kendi öz varlığındır.

Huzurun da varlığı…

Var olduğunu fark edersin orada yoğun sisin içinde. Hiçbir şey göremesen de, kendini hissedersin.

Egzistansiyalist farkındalıktır bu… Tek tabanca, yapayalnız oradasındır…

Hayat da bir sise benzemiyor mu, sis dağıldığında ölmüş oluyoruz…

Erol Anar

8 Haziran 2018

Paraná

erol anar
error: Content is protected !!