Özgürlükten Daha Yüksek Bir İdeali Olamaz İnsanın

Özgürlüğü sona ertelemek, onun yerine devlet aygıtını koymak, (geçici olduğu söylense bile) onun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini bilmek demektir aynı zamanda. Çünkü özgürlük öyle bir şey ki, şimdi ve burada olmalıdır o. En yakın zamanda yaşanmalıdır. Bunun olanakları için mücadele edilmelidir.  Ve özgürlük, iktidar ve hiyerarşi ortamında kaybolacaktır. Özgürlük adına iktidar olmaz çünkü. Çünkü özgürlük varsa bireyin birey, sınıfın sınıf, grubun grup, erkeğin kadın, ırkın ırk, halkın halk üzerindeki iktidarı olmayacaktır. İktidarın olduğu yerde özgürlük yoktur ve de olmayacaktır. Çünkü özgürlük ve iktidar kavramları birbiriyle temelde çelişir. İktidar özgürlüğü daha başında öldürür, ölü bir kavram ise sonunda da doğmaz tekrar. Sonuç olarak iktidar, özgürlüğü doğuramaz, çünkü onu daha en  başta öldürmüştür.

Devamını okuyunuz...

Sana Mektuplar: Tatminsiz Birey Üzerine Birkaç Not

Bu monotonluk ve sıkıcılık hayatı da anlamsızlaştırıyor. Yolculuk yapmak bile sıkıcı bir rutine dönüşebiliyor. Çünkü artık çaba yok erişilmesi gereken şeye. Her şey zaten elinin altında. Derin bir tatminsizlik, giderek de derinleşiyor. Mutluluk rolü yapmaktan, gerçek küçük mutlulukları elimizden kaçırıyoruz sürekli. Yani mutlu insan rolü yapmaktan sosyal medyada ve gerçek hayatımızda mutluluğun ne olduğunu unuttuk neredeyse sevgilim.

Devamını okuyunuz...

Bir Irmak Gibi Akıp Giden Çocukluğumuz

Siddhartha yıllar sonra kayıkçının yanına döner ve onunla birlikte yaşamaya başlar. Kayıkçı, binlerce insanı kayığıyla karşıya geçirdiğini, ancak yalnızca dört beş kişinin ırmağın farkına varabildiğini belirtir. Kayıkçı ona ırmağın sesini dinlemesini öğütler ve gizi ancak böyle çözebileceğini söyler. Yıllar sonra Siddhartha, ırmağa sorduğu soruların yanıtını almıştır: Giz, zaman diye bir şeyi olmadığıdır.

Devamını okuyunuz...

Kuzey Amerika Notları (3)

Sonraki günlerde gündüzleri şehir merkezine, ya da müzelere giderek vakit geçiriyordum. Başka bir kentte de böyle mi bilmiyorum, ama Washington’da bazı müzeler herkese ücretsiz hizmet sunuyorlar. Genellikle Uzay Müzesi’ne gidiyordum. Burada uzay mekiklerinin maketleri, uzayla ilgili bilgiler ve videolar, astronatların elbiseleri ve daha birçok uzay malzemesi vardı. Burada dolaşmayı çok seviyordum. Amerikan Tarih Müzesi’ne de birkaç kez gitmiştim. Lincoln Anıtı da dahil olmak üzere, daha önce görmediğim birçok müzeyi de bu fırsatla gezdim.

Devamını okuyunuz...

Beni Etkileyen Kitap ve Yazarlar (2)

Bertrand Russell’a da ilgim özel oldu. Özellikle dört ciltten oluşan “Batı Felsefesi Tarihi” bu anlanda derli toplu ve vazgeçilmez kaynaklardan birisi oldu benim için. Yine “Dünya Görüşüm”, “Mutlu Olma Sanatı”, Özellikle “Sorgulayan Denemeler” kitabını yıllar önce okuduğumda etkilendiğimi anımsıyorum. Yine onun “iktidar” adlı kitabını okuduğumda bu konuya ilişkin özel ilgim olduğundan faydalandığım bir kitap olmuştu. Özellikle kendisiyle yapılmış bir röportajdan oluşan “Dünya Görüşüm” kitabında kendi görüşlerini açıkça ortaya koyar. Din, politika, mutluluk ve birçok konuya da değinir kısaca bu kitapta. Yine, “Neden Hristiyan Değilim”, “Aylaklığa Övgü” kitapları da ilginçtir. Russell konusunda bir makale de hazırlıyorum, o yüzden geniş biçimde incelediğim bir düşünürdür o.

Devamını okuyunuz...

Abhazya ve Adigey Notları (3)

Nihayet ineceğimiz istasyona ulaşmıştık. Burada istasyonun önünde bir taksi durağı vardı. Oraya giderek bir taksici ile yine İngilizce, Tarzanca ve Rusça anlaşmaya çalıştık. Adama Maykop’a gitmek istediğimizi söyledik. 25 dolara anlaştık, fakat adam bizden 35 dolar aldı, eğer düşündüğünden daha uzak olursa bu on doları da alacaktı. Daha doğrusu sanki hiç arabasıyla Maykop’a hiç gitmemiş gibi davranıyordu.

Devamını okuyunuz...

Yapabileceğimiz İlk Devrim Uyumsuzluktur

Aslında toplumla, iktidarlarla ne kadar uyumsuz olursak bir o kadar kendimiz olma, kendimizle uyumlu olma şansımız vardır. Çünkü siyasal iktidarlarla ve başka iktidar biçimleriyle, toplumla uyumlu olduğumuzda, tabulara, egemen inanç ve düşüncelere, liderlere, sisteme de bir o kadar tapınırız ve kendimizden başka bir şeye dönüşürüz.

Devamını okuyunuz...

Tek Tabanca Olmak Özgürlüktür

İşte dediğim gibi tek tabanca olmak zordur. Çünkü tek tabanca olmak, aynı zamanda kendi ayağının üzerinde durmayı, kimseye minnet etmemeyi, bütün dünyaya yeri geldiğinde tek başına meydan okumayı gerektirir. Bunu yapabilecek güce sahip olmayı gerektirir, çünkü gerçeği ortaya koymak, hayata meydan okumaktır. İşte toplumun %99’unun yapmadığı şey de budur.

Devamını okuyunuz...

Normal İnsanın Canavarlığı

Yani “normal” insanların çoğu için bir şey için ayırdıkları zaman bittiğinde canavarlıklarına geri dönmeleri kendileri açısından son derece normaldir. Çünkü her şey bir görev, bir karşılık alma, “pastadan bir dilim kapabilme” yarışıdır onlara göre. Sanki ucunda ölüm vardır ve kıçlarını kurtarma derdindedirler.  İşte bunun için Foucault, “Normal insan kurgudur.” demişti. Normal insan yalnızca kurgu değil, aynı zamanda bir canavardır da.

Devamını okuyunuz...

1 19 20 21
erol anar
error: Content is protected !!