Özgürlük Yarınlara Değil, Bugüne Şimdiye Aittir

Özgürlük Yarınlara Değil, Bugüne Şimdiye Aittir

Dönüp dönüp özgürlük konusunda okuyor, düşünüyor ve yazıyorum. Çünkü ana konu budur. Mutluluğun, her anlamda eşitliğin ilk şartı budur. Yoksa ne eşitlik olur gerçek anlamda, ne de mutluluk.

“İnsan özgür olmaya mahkûmdur, zorunludur!” Jean-Paul Sartre

Özgürlük neden hem kölelik sisteminde, feodal sistemde, hem kapitalizmde, hem de reel sosyalizmde ilk vazgeçilen şey olmuştur? Kapitalizmin özgürlüğü ise yalancıdır, çünkü gerçek ve her anlamda eşitliğin olmadığı yerde özgürlük olmaz.

Neden önce özgürlük feda edilir? Hep şöyle denilir: “Özgürlük iyi güzel falan da, oraya varmamız için bazı aşamalardan geçmemiz gerekir.”

O “bazı aşamalar” ise nedense hiç aşılamaz ve özgürlük gelmez. Sonunda bir de bakarsınız ki size özgürlük vadeden, bütün bu acıları özgürlük adına çektiğiniz sistem yıkılıp gitmiş.

Determinist bir şekilde her şeyi açıkladığını ve geleceğin nasıl şekilleneceğini önceden öngördüğünü iddia eden Marksizm, özgürlük konusunda sorunu erteleyerek ondan kurtulur. Aslında kurtulamaz da. Kapitalizmi aynen taklit etmektedir, hiyerarşi, devlet ve birçok konuda. “Geçiş aşaması” diye bir şey icat edip, bunu kendi açısından gerekçelendirir. Ama reel sosyalist devletlere baktığımızda buradaki bilanço birçok kapitalist ülkeden daha ağır olmuştur. Rejimler daha totaliter bir biçime bürünmüşlerdir. “Bu gerçek Marksizm değildi.” diyenler de var. Bunların proletarya diktatörlüğü değil de, bürokratik parti diktatörlükleri olduğunu iddia edenler de. Bu doğru. Ama proletarya diktatörlüğü de olsa sonuç değişmezdi. Yönetimde bulunan işçiler yöneticiye dönüşecek ve kendi sınıfına yabancılaşacaktı.

“Ama özgürlüğü isteyince, onun tümüyle başkalarının özgürlüğüne, başkalarının özgürlüğününse bizimkine bağlı olduğunu anlarız. Gerçi insanın tanımı olarak özgürlük başkasına bağlı değildir ama ortada bir bağlanma olunca iş değişir: O zaman kendi özgürlüğümle birlikte başkalarının da özgürlüğünü istemek zorunda kalırım. Başkalarının özgürlüğünü gözetmezsem kendi özgürlüğümü de gözetemem.”[1]

Sartre özgürlüğü başa koyar. O, insanın özgür olmaya mecbur olduğunu söyler. Onun Marksist olduğu bir dönemi vardı. Ama sonradan bazı şeylerin farkına vardı. Ve anarşist olduğunu düşünmeye başladı. Hatta bunu bir gazeteciye şöyle ifade etti:

“Öte yandan, Tanrı olmazsa gidişimizi haklı gösterecek değerler, buyurular da olmaz karşımızda. Ne önümüzde ne de ardımızda –değerlerin ışıklı alanında– bizi haklı, suçsuz kılacak şeyler vardır. Yalnız ve özürsüz (mazeretsiz) kalmışızdır. Bu durumu, “İnsan özgür olmaya mahkûmdur, zorunludur!” sözüyle anlatıyorum. Zorunludur, çünkü yaratılmamıştır. Özgürdür, çünkü yeryüzüne geldi mi, dünyaya atıldı mı bir kez, artık bütün yaptıklarından sorumludur.”[ii]

Bakunin ise bunu “… bir tek insanın bile köleliği tüm insanlığı çiğner ve herkesin özgürlüğünü etkisiz hale getirir.” diye dile getirir. Böylece insanların özgürlüğü birbirine bağlı olduğunu ortaya koyar.

Özgürlük, ne orada, ne şuradadır. Ne geride, ne ileridedir. Ne yukarıda, ne aşağıdadır özgürlük. Özgürlük buradadır ve şimdi senin bulunduğun yerdedir. Özgürlüğünü şimdi, burada ve hemen istemezsen ona bir daha çok zorlukla sahip olursun.

Tarihe baktığımızda, özgürlük diye insanların düşlerinin hep ertelendiğini görebiliriz.

“Hani özgürlük getirecektiniz?” diye sorulduğunda ise hep şuna benzer yanıtlar verildi:

“Şimdi koşullar uygun değil, özgürlük için. Bekleyin. İleride, yarınlarda güzel özgür günler olacak.”

Ne o yarınlar bir türlü geldi, ne de özgür güzel günler…

Önce özgürlük isteyenleri ortadan kaldırdı, özgürlük diye siyasal iktidara gelenler.

Ve biz acıyla yüzyıllar sonra öğrendik ki, özgürlük için belirli koşulları beklemeye gerek yok. İsterseniz hemen, şimdi burada ona sahip olabilirsiniz. İşte bu büyük bir yalandı özgürlüğün yarınlara ait olduğu yani. Özgürlük, yarına değil, bugüne aittir. Hem de şimdiye, şu ana aittir o. Ertelendiğinde asla gelmez bir daha kanatlarını çırparak çok uzaklara gider sizden.

Bugüne ait olmayan bir özgürlük, yarın da gelmeyecektir.

Siz siz olun, özgürlüğünüzü kimseye vermeyin, zaten kısıtlı, bir avuç özgürlüğümüz var. Sizi özgürlüğün yarınlarda gizli olduğuna inandıramasın hiç kimse. Özgürlük burada ve şu an olmalı.

Ben kimseden beni özgürleştirmesini istemiyorum, yalnızca sistemden nasıl olmuşsa kalmış bir avuç özgürlüğümü elimden almasınlar yeter.

Özgürlük önce beyinde başlar. Özgürlük, dışarıdan değil, önce içeriden ele geçirilir. Onu size dışarıdan kimse veremez. Kendinizin alması gerekir, bunun için de sürekli olarak mücadele etmeniz gereklidir.
Toplumsal özgürlük ise, ancak içinde doğrudan demokrasinin, tam olarak düşünce özgürlüğünün olduğu, özgür bireylerin gönüllü olarak bulunduğu, disiplin adı altında bireylerin baskı altına alınmadığı, yatay örgütlenmeye sahip, hiyerarşinin olmadığı yeni bir örgütlenme biçimiyle gelecektir.

Erol Anar

22 Nisan 2019

Paraná


[1] Varoluşçuluk, Jean-Paul Sartre, Sayfa 68 – Say

[2] Jean-Paul Sartre: Varolusçuluk, Say Yayınlari, epub, sayfa 30-32.

One thought on “Özgürlük Yarınlara Değil, Bugüne Şimdiye Aittir

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!