Bir İnsanın Yüz Ölçümü Ne Kadardır?

Bir İnsanın Yüz Ölçümü Ne Kadardır?

Bir gün bir arkadaşımla sohbet ederken, ortak tanıdığımız bir kişi konusunda takdir eder bir edayla şöyle demişti:

“Çocuk okutuyor. Çocuğu üniversiteye gidiyor, onu okutuyor.”

Aslında sonradan şöyle bir düşündüm de çocuk okutuyor da, kendi öz çocuğunu okutuyor. Bunda takdir edilecek bir şey yok. Eğer hiç tanımadığı insanlar için karşılıksız bir şey yapsa, belki o zaman takdir edilebilir. İnsanın kendisi, ailesi, arkadaşları, akrabaları için yaptıkları takdir edilmesi gereken davranışlar değildir. İnsan eğer hiç tanımadığı insanlar için bir şey yapıyorsa, işte o zaman takdir edilebilir. Takdire bile gerek yoktur aslında. O insanlaşma yolundadır. Çünkü hiçbir karşılık beklemeden, gönüllü olarak, isteyerek, özgür iradesiyle başkaları için bir şey yapmaktadır. Parasını değil, bizzat kendi zamanını vermektedir bunun için.

Bazen milyon dolarlara sahip bir futbolcu için, “Çocuk okutuyor, burs veriyor.” derler. İlk bakışta öyle görünse de, bu da aslında çok şey yapmış olmak anlamına gelmez. Milyon dolarlarından üç beş kuruş harcayıp burs vermek, belki de imaj yapmasına katkıda bulunur bu futbolcunun. Böyle yapmasa, bunu iyi duygularla yapsa bile çok şey yapmış olmaz. Çünkü kuyudan bir damla su vermektedir diğerlerine. Önemli olan paradan çok , bizzat zamanını vererek bir şey yapmaktır.

Örneğin bir haberi hatırlıyorum, gazetelerde yer almıştı Brezilya’da. Brezilya İşçi Partisi’nden bir kadın senatör, Topraksız Köylüler Hareketi’nin bir çiftliğini ziyaret ediyor. Kadın senatör bir yoksul kız çocuğuna sarılmış ve medyaya poz verip, fotoğraf çekiniyor. O, yoksul çocukların yanında olduğuna dair bir imaj yapmak istiyor. Ama bir şeyi unutmuştur: İşçi Partili senatörün boynundaki fular Louis Vuitton markadır ve 2.380 reais (Yaklaşık 3380 TL)  değerindedir. Aslında bu senatör,  yoksul çocuğu orada kendi imajı için kullanmakta ve gerçekte yoksullar için hiçbir şey yapmamaktadır.

Ben 18 yılımı İnsan Hakları Derneği, Özgür Üniversite, Halkevleri gibi sivil toplum örgütlerinde gönüllü olarak çalışmaya adadım. Daha çok da İnsan Hakları Derneği’nde. Pazar günleri İnsan Hakları Derneği kapalıdır normalde. Ama Hüsnü ağabey ile (Öndül) gider Derneği açardık. Ve çoğu zaman Iraklı ve İranlı mülteciler gelirdi derneğe, pazar günü bile… Onlara yardımcı olmaya çalışırdık. Hiç tanımadığım insanlar için karşılığında hiçbir şey beklemeden gönüllü olarak bir şeyler yapmaya çalıştım. Ve çok şey öğrendim, çok şey yaptığımı da düşünmüyorum hiçbir zaman.

***

Başkalarının acılarını tıpkı bir film izler gibi soğuk ve duygusuz olarak izliyoruz. Oysa kendimizin küçücük acısını o kadar büyütürüz ki, bu aynen Dostoyevski’nin dediği gibidir:

“Küçücük bir acınız olsa, on paralık yumurtası için ortalığı birbirine katan tavuklara dönersiniz!”[1]

Bazı insanlar başkaları için parmaklarını bile oynatmadan tek bir taş atmadan suya, aileleri için yaptıkları şeyleri erdem sanıyorlar ve erdemli yaşadıklarını düşünüyorlar. Oysa erdem başkaları için bir şey yapmaktır, kendisi veya ailesi, arkadașları için değil sadece.

“Bir insan acı duyarsa canlıdır. Başkasının acısını duyarsa insandır.” der Tolstoy. Tolstoy’un dediği gibi kendinden başkasını düşünmeyen insan bencildir.

Hiç tanımadığın insanlar için ne yaptın şimdiye kadar konuşmaktan başka? Tek bir şey yapabildin mi ailen ve yakın çevrenin dıșındaki hiç tanımadığın insanlar için? Verdiğin sadakalardan, birilerine verdiğin eski elbiselerinden, üç beş kuruş yardımdan söz etme bana lütfen. Bizzat zamanını ayırarak başka insanlara yardım etmeye çalıştın mı, sivil toplum örgütlerinde gönüllü olarak çalıştın mı bir gün olsun?

Konuşmaktan ya da vicdanını tatmin etmekten başka bir şey yaptın mı gerçekte?

Ancak postmodern zamanlarda insan da giderek egoistleşti ve başkaları için bir yapmaktan vazgeçti. Elbette hâlâ hiç tanımadığı başka insanlara gönüllü olarak yardım eden insanlar. Ancak bunların sayıları az ve her geçen gün de daha da azalıyor.

Aile içinde bile insanlar giderek birbirine yabancılaşıyorlar. Her şey çıkar üzerine kurulu. Her şey bir imaj oluşturmaktan ibaret ne yazık ki.

İnsan aldıkça eksilir, verdikçe çoğalır. Paylaştıkça, gönüllü olarak başkaları için bir şey yaptıkça insanlaşır.

Bir insanın yüz ölçümü ne kadardır? Onun yüz ölçümü hiç tanımadığı insanların, doğanın, hayvanların ve canlıların, evrenin iyiliği için gönüllü olarak yaptığı çalışmalar kadardır.

Erol Anar

 

[1] Dostoyevski: Suç ve Ceza, sayfa, pdf, sayfa 207.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!