Sosyal Medyanın Olumsuz Etkileri Üzerine Notlar

Sosyal Medyanın Olumsuz Etkileri Üzerine Notlar

Yapılan bazı araştırmalara göre sosyal medyada günde iki saatten fazla zaman harcamak bireyin ruh sağlını olumsuz etkileyebiliyor ve anksiyete ve depresyona neden olabiliyor.

İnterneti özellikle Facebook’u gözlemlediğimde vardığım sonuç şu, özellikle de Türkiye için: İnternette hep aynı siteleri ziyaret ediyoruz. Aynen aynı dükkânlardan alışveriş yapan insanlar gibi. En son ne zaman yeni bir websiteyi ziyaret ettik örneğin? Oysa internette ziyaret edebileceğimiz milyonlarca website var. Biz ise kendimizi en fazla 100 website içine (belki de 50) sıkıştırıyoruz. Her gün yeni websiteyi ziyaret edebilirsek en azından hayatımızın daha da renkli olacağına inanıyorum. Tabi ki  ziyaret ettiğimiz sitenin içeriği de önemli.

İkincisi, Türkiye’de en çok ziyaret edilen websiteler sıralamasına bakıldığında günlük gazete ve haber sitelerinin ilk 100’de yer aldığını görebiliriz. Eskiden bir veya en fazla birkaç gazete okurduk. Şimdi aynı haberleri farklı gazetelerden, haber sitelerinden okumaya doyamıyoruz. Yaptığımız tek şey belki de internette gazete okumak ve haber paylaşımı yapmak. Bunu da özellikle Facebook başat duruma gelmiş durumda.

Türkiye’nin en çok tıklanan, en popüler 100 websitesi arasında 28 tanesi güncel haber sitesi. [1] Yine aynı sıralamada dizi film siteleri 10 adet. Ve yine oyun, spor ve bahis siteleri de ağırlıklı olarak yer alıyor. 

Sanat, bilim, edebiyat sitelerine ilk 100’de yer yok. En az talep gören siteler bunlar. Sosyal medya büyük oranda eğlenceye hizmet eden bir sektör durumuna dönüştü. Ve eğlence ile güncel haberlere kapılan birey, gerçek dünyadan neredeyse kopuyor ve sanal bir dünyada yaşamaya başlıyor tamamen. Hatta aynı evde herkesin elinden bir akıllı telefon ile insanlar kendi dünyalarına gömülüyorlar. Gerçek hayatta, birlikte yaşayan kişilerin arasında da iletişim ve diyalog azalmış durumda. Çocuklar ise ellerindeki tabletle oyun oynayarak kendi dünyalarına dalmış durumdalar. Büyükler sosyal medyada, çocuklar ise oyun dünyasında yaşıyorlar. Yaşamlarımız sanala dönüşmüş durumda büyük oranda.

Hatta gerçek dünyadaki demokratik hak ve özgürlüklerle ilgili gösterilere, basın açıklamalarına katılanların sayısı bile azaldı. İnsanlar sosyal medyada tepkilerini ortaya koyuyorlar bu da bir oranda vicdanı olarak bireyde bir rahatlamaya, görevini yaptığı duygusuna neden oluyor. Sosyal medyanın olumlu işlevi de şu bu konuda: Gerçek hayattaki gösterilerin duyurulması ve iletişim sağlanması anlamında. Ama yine de demokratik gösterilere çok sayıda insan katılmıyor. Çoğu insan sokak gösterisine katılmıyor artık.

Sosyal medyanın olumsuz yanları kadar ölçümlü yanları da var elbette. Uzaklardaki insanları birbirine yaklaştırması, iletişim olanağını ücretsiz ve sınırsız biçime dönüştürmesi vb. gibi. Gerçek hayattaki gösterilerin, etkinliklerin duyurulması ve iletişim sağlanması anlamında. Örneğin bir yazar olarak yazımı, sosyal medya aracılığıyla okurlara iletiyorum. Bunlar sosyal medyanın olumlu özellikleri. Ama burada olmamız, sosyal medyayı eleştirmemize engel değil.Ama olumsuz yanları bence daha çok diye düşünüyorum şöyle bir düşündüğümde.

Sanki şöyle bir durum var iki evimiz var, birisi gerçek dünyada, diğeri ise sosyal medya dünyasındaki sanal evimiz. Ve biz gerçek dünyadaki evimizde zorunluluklar dışındaki tüm zamanımızı sanal evde harcamayı tercih ediyoruz. Sosyal medyanın olumsuz yönü bizim gerçek dünyadaki insanlarla olan ilişki ve iletişimimize olumsuz yansıyor diye düşünüyorum. Araştırmalar da bu gerçeği ortaya koyuyor.

Yapılan bazı araştırmalara göre sosyal medyada günde iki saatten fazla zaman harcamak bireyin ruh sağlını olumsuz etkileyebiliyor ve anksiyete ve depresyona neden olabiliyor.

Yine özellikle bunu gazetelerin, haber sitelerinin internet sitelerinde görebiliyoruz: Sosyal medyadaki cyberbullying (siber zorbalık) örneklerine. Herhangi birisiyle yaptığı küfür ve hakaret içerikli, cinsiyetçi, ırkçı… bir tartışma bireyin moralini olumsuz etkileyebilir. Yine sahte haberler (fake news) sosyal medyada hızla yayılıyor, ve gözlemim insanların çoğunluğu sorgulamadan inanıyor bunlara. Bir bilgi kirliliğine yol açıyor bu durum.

Yine sosyal medyanın olumsuz etkileri arasında, bir tür kaçırma korkusu olan FOMO (Fear of Missing Out), gerçekçi olmayan beklentiler, olumsuz vücut görüntüsü, sağlıksız uyku ve genel bağımlılık yarattığını çeşitli araştırmalar ortaya koymuştur.[2]

Özellikle instagram gibi sosyal medya alanlarına bakarsak buralarda bireylerin güzel görünme, güzel giyinme, seçkin zevklere sahip olduğunu gösterme, gittiği restoranlardan, yerlerden güzel fotoğraflar yayınlama şeklinde bir alışkanlıkları olduğunu görebiliriz. Herkes elbette en güzel fotoğraflarını yayınlıyor. Bu da kişilerde beğenilme beklentisine yol açıyor bence. Ne kadar fazla beğen alırsa, kişi kendisini o kadar başarılı ve mutlu hissediyor. Tabi bu sanal bir mutluluk. Her şey imaj verme üzerine kurulu sosyal medyada.

Yine eşler arasındaki cinselliği bile olumsuz etkileyebiliyor sosyal medya. Bağımlılığa gelince; her beş dakikada bir akıllı telefonunu açıp sosyal medyaya bakmayan kaç kişi var? Örneğin bu yüzden birçok trafik kazası da meydana geliyor. Araç sürücülerinin çoğu her durdukları trafik lambasında hemen telefonlarını ellerine alıp sosyal medyaya bakıyorlar. Sanki dünyanın en önemli haberini kaçırmış gibi hissediyorlar kendilerini.

Yine gazetelerin köşe yazarlarını okuyoruz bir bir. Hiçbir entelektüel derinliği olmayan, kişilere ve olaylara ilişkin boş yorumlar yapan köşe yazılarına saatler harcıyoruz. Yani kitap okuma alışkanlığı olan insanlar bile internette güncel gelişmelerin esiri olmuş durumda ve okuma alışkanlıkları törpüleniyor.

Sonuç da şu oluyor: Kitap veya güncel olmayan makale okumaya vaktimiz kalmıyor, çünkü vaktimizi başka işlere bol keseden harcıyoruz.

Ben ise zamanımı şöyle planlıyorum. Günlük gazetelere (yabancı basın dahil) günde 1 saatten fazla zaman ayırmıyorum. Köşe yazısı okumuyorum. Bunun yerine kitap okuyorum ve güncel olmayan makale. Bunun dışındaki zamanımı ise yazmaya ve yazacağım makaleler ile ilgili araştırmaya ayırıyorum.

Güncelden yakamızı kurtarabilirsek, sosyal medyayı kısıtlayabilirsek yapabildiğimiz ölçüde, okumaya da ne kadar fazla zamanımız olduğunu görebileceğiz.

Erol Anar
[1] Türkiye’de En Çok Ziyaret Edilen Siteler: TOP 100 | En Çok Tıklanan Siteler, wmavi.com

[2] Anya Zhukova: 7 Negative Effects of Social Media on People and Users, https://www.makeuseof.com

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!