Sana Mektuplar: Özgür Bir Adaya Uzanan Yolculuktur Düş Kurmak

“Hep bir adam olsun isterdim, tek ben olayım orada isterdim.” demiştin bir gün. Ben de bir ada düşlemiştim hayatım boyunca uzaklarda, çok uzaklarda olmalıydı bu ada. Aynen Ursula K.  Le Guin’in “Her Yerden Çok Uzakta’ adlı beğendiğim kitabı gibi. Her yerden ve herkesten çok uzakta olmalıydı bu ada. Hatta görünmez olmalıydı ki o adanın var olduğunu benden ve senden başka kimse bilmesin, göremesin.

Devamını okuyunuz...

Beni Etkileyen Kitap ve Yazarlar (2)

Bertrand Russell’a da ilgim özel oldu. Özellikle dört ciltten oluşan “Batı Felsefesi Tarihi” bu anlanda derli toplu ve vazgeçilmez kaynaklardan birisi oldu benim için. Yine “Dünya Görüşüm”, “Mutlu Olma Sanatı”, Özellikle “Sorgulayan Denemeler” kitabını yıllar önce okuduğumda etkilendiğimi anımsıyorum. Yine onun “iktidar” adlı kitabını okuduğumda bu konuya ilişkin özel ilgim olduğundan faydalandığım bir kitap olmuştu. Özellikle kendisiyle yapılmış bir röportajdan oluşan “Dünya Görüşüm” kitabında kendi görüşlerini açıkça ortaya koyar. Din, politika, mutluluk ve birçok konuya da değinir kısaca bu kitapta. Yine, “Neden Hristiyan Değilim”, “Aylaklığa Övgü” kitapları da ilginçtir. Russell konusunda bir makale de hazırlıyorum, o yüzden geniş biçimde incelediğim bir düşünürdür o.

Devamını okuyunuz...

Syriza Üzerine Birkaç Not: “Yok Edemiyorsan, Evcilleştir”

Syriza, Ursula Le Guin’in “Mülksüzler” kitabında söylediği “Yok edemiyorsan, evcilleştir.” politikasına bir örnektir.

Yunanistan’da ne değişti? PASOK yerine Syriza markalı copları ve gaz bombalarını kullanıyor artık polisler. Bir de durum öncekinden daha geriye gidiyor işçi ve emekçiler açısından. Manipülasyon ve politikalar aynı, yalnız bu kez “sol” etiketli. Yakında o “sol” etiketi de çıkarabilirler.

Devamını okuyunuz...

Geleceğin Toplumu (8): İktidar Biçim ve İlişkileri Üzerine

Deniliyor ki, yapay zekaya sahip robotların ürettiği ürünleri kim satın alacak, bu ürünler ne olacak? Bir kez kapitalizmin biçim değiştireceğini düşünüyorum. Üretim azalacak, ama farklı tipte, daha teknolojik örneğin nanoteknoloji gibi üretimlere yönelinecek. Elitlerin iktidarında da, elitler arasında çelişkiler olabilir. Bütün bu üretim yalnızca elit sınıfa yönelik yapılacak.

Devamını okuyunuz...

Özgürlük Üzerine Bir Deneme

O zaman özgürlük ile mutluluk arasında bir bağ vardır. Fakat kendisini mutlu hisseden insan, her zaman özgür hissetmeyebilir. Ya da kendisini özgür hisseden insan, her zaman mutlu hissetmeyebilir, diyebiliriz. Buraya kadar söylediklerimin hepsini unutarak yeniden soruyorum: Sahi özgürlük nedir?
Özgürlük de mutluluk gibi avuca alındığında sessizce ölür. Sadece özgürlük düşüncesinin peşinden koşmak bile insani özgürleştirir.

Devamını okuyunuz...

Nesnel Gerçeklik ve Sanallık Felsefesi: Gerçek Gerçek midir?

Baudrillard, “Gerçek ya da hakikate özgü perspektifle bir ilişkimizin kalmadığını bu farklı bir uzama geçiş olayıyla birlikte, tüm gönderen sistemlerinin tasfiye edildiği bir simülasyon çağına girilmiştir… Burada bir taklit, suret ya da parodiden değil, aslı yerine göstergeleri konulmuş bir gerçek, bir başka deyişle her türlü gerçek süreç yerine işlemsel ikizini koyan bir caydırma olayından söz ediyoruz.

Devamını okuyunuz...

Sana Mektuplar: Bir Ada Hikâyesi

Cioran, bir kitabında bir yükten kurtulmak için yazdığını söyler.[iii] Ben de bir yükten kurtulmak için sana bu mektubu yazıyorum. Bu yük yüzyılların yükü belki de. Yazdıkça hafiflediğimi hissediyorum. Evet açık yara kanıyor, ama bu da yazmanın ve hafiflemenin bedeli olsa gerek. sevgilim. Bu dünyada  bedelsiz hiçbir şey yoktur. Ne acılar bedelsizdir, ne mutluluklar. En büyük bedeli ise özgürlüğe öderiz.
“Nasıl bir uçurum kusursuzluğuna ulaşmışım ki düşecek yerim bile kalmamış?” [iv] der yine Cioran. Düşecek yer kalmayan insan dibe vurmuştur artık, yaşanabilecek her şeyi yaşamıştır ve bedelini de yüksek tutarda ödemiştir bunun. Dolayısıyla daha fazla dibe vuramaz. Belki de bunun için “bir uçurum kadar kusursuzdur.” Çünkü böyle bir insanın kendisi artık bir uçuruma dönüşmüştür, kendisinin uçurumudur o artık. Çünkü o kadar dibine inmiştir hayatın.

Devamını okuyunuz...

Bir Baskı Aracı ve Ideolojik Aygıt Olarak Devlet

Yine Bakunin ise bunu sahte anayasallığın parlamentarizm oyunu olarak niteler “Devlet ve Anarşi” adlı kitabında.
İnsan ne zaman özgürleşir, iktidar olma, birbirini yönetme ve egemenlik isteği sona erdiğinde, insan gerçekten özgür olma yoluna girecektir. İşte o zaman savaşlar, insanın insan üzerindeki tahakkümü ve çağdaş kölelik de sona erecektir.
İnsan ne zaman özgürleşir, iktidar olma, birbirini yönetme ve egemenlik isteği sona erdiğinde, insan gerçekten özgür olma yoluna girecektir. İşte o zaman savaşlar, insanın insan üzerindeki tahakkümü ve çağdaş kölelik de sona erecektir.

Devamını okuyunuz...

erol anar
error: Content is protected !!