Yakın Geleceğe Bir Bakış

Yakın Geleceğe Bir Bakış

Ünlü fütürist Ray Kurzweil, 15 yıl sonra bilgisayar teknolojisinin insan seviyesinde zekâya sahip olabileceğini öngördüğünü açıkladı. Burada bahsedilen insan gibi düşünebilme ve davranabilme yeteneği. Kurzweil bu seviyeye gelmiş bir bilgisayarın espri yapabileceğini, komik veya romantik davranışlar sergileyebileceğini söylüyor.
Yapay zekâya sahip robotlara bilinç aktarılma çalışmaları yapılıyor. Duygusal zekâ ve bilinç ile de robotlar aynı insan gibi hislere sahip olabilirler. Yani bir robot bir insana aşık olabilir. Kendisinin sevildiğini hissedebilir düzeye gelebilir. Elbette robotların hissetme düzeyleri ve şekilleri ile bunu gösterme biçimleri insandan farklı olabilir. Ama o seviyeye ulaşabilirler.
2029 yılında kişisel bilgisayarların donanımsal olarak şimdikinden kat kat güçlü olacağını ve işletim sistemlerinin kişiye özgü şekilde özelleştirileceğini düşünmemizi söylüyor Kurzweil. Hatta yakın gelecekte beyinlerimize takılacak çiplerle, internet ağına veya bulut bilgilerine direkt erişim bile söz konusu olabilir. Kurzweil bu işlemin 2030 yılında gerçekleşebileceğini tahmin ettiğini açıklamış.
Fütürist Prof. Dr. Michio Kaku yakın gelecek için şöyle diyor: “…Kontakt lensler olacak. Öğrenci ‘göz kırpma’ ile tüm bilgilere ulaşacak. Bu da eğitimi altüst edecek. Öğrenci formülleri ezberlemek zorunda kalmayacak. Tüm derslikler üç boyutlu olacak. Ezber kalkacak. bu yüzden öğretmen çok önemli olacak. Öğretmen kılavuzluk edecek, yol gösterecek, mentör olacak. … Tuvaletlerde çipler olacak ve likit biyopsi yapacak. Kanser genlerinizi size oluşmadan tuvalet söyleyecek. Üç boyutlu tasarımları evinizin salonunda yapacaksınız. İnsan organlarının çıktısını yazıcıdan alacaksınız. Kendi hücrelerinizden böbreğinizi salonunuzda üreteceksiniz.”
Kaku yine 80 yıllık aralıklarla bir devrim gerçekleştiğini, balon gibi genişleyerek ve sonunda patladığını belirterek, “Önce buhar, sonra elektrik, ardından yüksek teknoloji. Dördüncüsü biyoteknoloji, nanoteknoloji ve yapay zekânın birleştiği moleküler bilim olacak. Ancak bu teknolojiler henüz yeterince gelişmemiş. Ama yine de birleşerek gelecek için servet yaratacaklar. Robot endüstrisi, otomobil endüstrisi kadar büyük olacak, herkesin bir sürü robotu olacak.” diyor.
Yine üç boyutlu yazıcılarla her şey mümkün olabilecek.

Klonlama
Klonlar, robotlar ve androidler tarafından kuşatılacak olan, geleceğin insanı ne yapacaktır?
“Arkasında Çinli bilim adamının olduğu dünyanın en büyük klonlama fabrikasının insan klonlayacak kadar gelişmiş bir teknolojiye sahip fakat, halkın tepkisinden korktukları için şimdilik fikirlerini kendilerine saklıyorlar. 2020’ye kadar 1 milyon inek klonlamayı hedefliyor. Maalesef bugün çocuk sahibi olmanın tek yolu yarısı anneden,yarısı babadan geldiği yöntemlerdir. Belki gelecek bir yerine, seçeneğiniz olacaktır. Ya da gelecekte %100 baba ya da % 100 anneden gelen genler kullanılabilir. Bu seçime bağlı kalacaktır,” diyor Xu Xiaochun.”
Klonlama yönteminin uzun vadede hem yararları, hem de zararları olabilir. Ancak şu kesin ki, daha bu yöntem gerçek olarak yaygınlaşmadan klon haklarından söz ediliyor. Bu ileride daha gelişecektir.
Şimdiye dek bilim insanların kayıtlı bir insan kopyalamadığı, en azından bunun orataya çıkarılıp kanıtlanmadığı bir gerçeklik söz konusu. Bilim insanlarının, bebek ve yetişkinlerin hücrelerinden klonlanmış insan embriyonları oluşturdukları, ancak bunların tam olgunlaşmasına izin verilmediği biliniyor.
Ünlü klonlanmış koyun Dolly ile birlikte maymun, kedi ve diğer bazı hayvanlar da başarıyla klonlanmıştır. Yine klonlama teknolojisini ticari olarak kullanan şirketler ve bilim insanları vardır, bunlardan biri de Güney Kore’de klonlanmış köpek satan Dr. Wang’dir. Ancak yine de klonlanmış canlılar uzun yaşayamıyor.
Bugünkü teknoloji ile insan klonlamak olası. Bazı ülkelerin ise, gizlice insan klonlayarak bunun üzerinde deney yaptığını düşünen bilim insanlarının sayısı da az değil. Çünkü insan ve hayvan klonlamak gelecekte birçok değişikliğe yol açabilecek bir uygulamadır toplumsal sistem içerisinde.
Bu konu edebiyat ve sinemaya konu olmaya devam ediyor. Örneğin “Ada” filmi insan klonlama üzerine kurulmuş. Bu filmde bir insanın ikizini klonlayan sistem, onun organlarını ihtiyacı duyan hasta insan ikizine satıyor. Bu gerçek olabilir gelecekte. Ya da insan klonlar köle olarak kullanılabilir.
Şimdilik insan klonlamanın önünde etik kaygılar var. Ancak bir zaman geçtikten sonra hep yapıldığı gibi etik kaygılar bir yana bırakılacak ve insan klonlama da yasal hale getirilecek gibi görünüyor. Çünkü öyle bir şey ki teknolojiyi yasaklarla durduramıyorsunuz.

Erol Anar

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!