Ertesi gün erkenden kalktım ve kahvaltı yaptım. Duş aldım sonra. Roman yazmaya devam edecektim. Kahvaltıdan sonra bahçeye havuzun olduğu yere çıktım, orada küçücük bir ada şeklinde bir bar vardı. Oraya oturdum. Ve dizüstü bilgisyarımı açıp yazmaya başladım.
Year: 2021
Akdeniz Anıları (3)
”Ya senin gibi entelektüel postacı görmedim. Sanattan edebiyattan, şiirden, felsefeden, politikadan, müzikten vs… her şeyden konuşabiliyorum seninle. Çok mutluyum. Okul çok sıkıcı, insanlar hep derslerden, havadan sudan, eften püften şeylerden konuşuyor. Ben onlardan çok olgunum. Kafama göre biri yok sınıfta. ”
Akdeniz Anıları (2)
Ben heyecanlandım. Gerçi deneyimim var. Dediğim gibi, o sıralarda chat, messenger vs… yeni yeni yaygınlaşmış, benim evde bilgisayar ve internet bağlantım var. Aslında bir kitap da yazıyordum, internet öyküleri kitabı olacaktı bu. Benim için bu alan, bir araştırma alanıydı aynı zamanda. İnsanların internette ne aradığını merak ediyor, sorguluyordum kitabım için. Sonraları bu kitabımı da yayınladım. Bazı kızlarla tanıştım o dönem. Kısa süreli ilişkiler de yaşadığım oldu.
Akdeniz Anıları (1)
1990’ların sonlarıydı. Bir roman tasarlıyordum ilk romanı olacaktı. O yıllarda masa üstü bilgisayarlar yeni yeni yaygınlaşmaya başlıyor. Herkeste bilgisayar yok, internet kafeler var her yerde. Cep telefonları var ama eski tip, akıllı telefonlar değil. İnernet bağlantısı olmayan telefonlar. Chat kültürü yaygınlaşıyor, herkes chat yapıyor internette.
Özgürlük…
Çünkü gerçek ve hakikate giden yolun herkese ve her şeye karşı olmaktan geçtiğini yıllar önce anlamıştım. En azından gerçek ve hakikate giden yollardan birisinin bu olduğunu düşünüyorum.
Her şeyin ve Hiçbir şeyin Çağında Sanat ve Edebiyat
Her şey sanat içinde bulunduğumuz çağda ve hiçbir şey sanat değil. Sanat olup olmaması da çoğu kişinin umurunda değil. Örneğin resim çiziyorum son aylarda, tekrar başladım çizmeye. Eskiden sanat olmasına özen gösterirdim, şimdi umurumda değil sanat olup olmaması. Sanat yüce bir kavram değil benim için eskisi gibi. Hayatımızı güzelleştiren ona estetik bir boyut katan bir şey, kutsal değil. Hepsi o kadar. Önemli olan benim üretim esnasında aldığım haz, bunun ötesinde bir beklentim yok sanattan.
Hiçbir Yere Aitim Ben ve Kendime Yürüyorum
İşte buna da aidiyet neden olur. Bazı insanlar, uluslar vs… bazı toprakların, yerlerin, bölgelerin kendilerine ait olduklarını düşünürler. Aynı ülke içinde bile bu böyledir, aynı ulusta bile. Oysa yeryüzü hiçbir ulusa ait değildir, olmamalıdır; o ne de insanlığa aittir o sadece. O evrenin bir parçası olarak bütün canlıların, doğa içinde özgür ve barış içerisinde, aidiyetleri bir kenarara bırakak yaşabileceği bir yerdir özünde. Ama işte uluslar, devletler, ideolojiler, dinler vs… aidiyetlerimiz dünyayı yaşanır bir yer olmaktan çıkarır. Bakınız tarihe bütün savaşların nedeni bu saydığım aidiyetler ve başkalarıdır.
Bankamatik İsmet
İsmet ısrar etse de Osman, ondan hesap almaz. O sırada bir arkadaşları da gelmiştir. Üçü bir taksi tutarak Amasya’ya giderler. Yolda içmek üzere bira da almışlardır. Sohbet edip içerek Amasya’ya varırlar. Ve araba bir Yapı Kredi Bankası bankamatiğinin önünde durur. İsmet para çekmek için bankamatike girer. Ama on dakika geçmesine rağmen çıkmamıştır.
Suçum Neydi?
Sarı Recep derlerdi ona; Samsun’da şehir meydanında, büyük atlı heykelinin tam altındaki bankta oturmuş güneşin altında tembellik yapıyor ve dinleniyordu. Bazen göz kapakları kapanıyor, bir süre kestiriyor, bazen de ilgisiz bir biçimde gelen geçene bakıyordu. O gün resmi dairelerde işleri vardı; kuyrukta beklemişti sabahtan beri, bu yüzden yorulmuştu. Eve doğru gitmeden önce biraz yorgunluk çıkarmak için bankta oturmuştu. Gelip geçen insanlara bakarak, “karınca gibiyiz bir o yana bir bu yana, koşuşturma bitmiyor ta ki ölene dek.” diye düşündü. Yine gözlerini kapadı.
İnsanın En Büyük Çelişkisi Çifte Standartlarıdır
Ben hak ve özgürlükleri yalnızca kendim için istemiyorum. Hak ve özgürlükleri herkes için istiyorum. Tek tip bir ideoloji ya da toplumsal proje peşinde değilim. Tam tersine çoğulcu, demokratik, eşitlikçi ve özgür bir toplum hayal ediyorum. Bunun için de ilk şart çifte standartlardan kurtulmaktır bence. Çünkü onlar elimizi kolumuzu bağlar ve bizi tutsaklaştırır, hatta devletlerden daha çok.