Herkese ve Her şeye Karşıyım

Herkese ve Her şeye Karşıyım

Tek bir yol yoktur gerçeğe ve hakikate giden, sınırsız sayıda yollar vardır. Tek bir hakikat de yoktur, sınırsız sayıda hakikat vardır. 

Daha önce de yazdığım gibi, bu yollardan birisi şudur bence: Herkese ve her şeye karşı olmadan, herhangi bir hakikat ve gerçeğe ulaşmak mümkün değildir.

Ben buna inanıyorum ve işte bu yüzden  herkese ve her şeye karşıyım. Kendi hayatımdan deneyimleyerek bunu gördüm. Çifte standartlarımdan arınmaya çalıştım ve çalışıyorum.

Ben bunu uzun yıllar sonuna keşfettim ve insana inandırıcılığını yitirten, onu bir fanatiğe dönüştüren her türlü otoriteyi ve çifte standardı reddettim kendi dünyamda.

Bir diktatöre karşı çıkıyorsam onun sadece  sağçı, faşist olduğundan değil, diktatör olduğundandır. İsterse Marksist-Leninist diktatör, isterse faşist diktatör olsun beni ilgilendirmiyor. Eğer bir yerde diktatör varsa, orada haklar ve özgürlükler yoktur.

İnsanları görüyoruz, çifte standart içinde boğuluyorlar. Bir yerde savaşa hayır diyorlar, diğer bir yerde diyemiyorlar. Ben nerede olursa olsun, kim yaparsa yapsın her tür savaşa ve işgale karşıyım. İnsanın sadece kendini savunma hakkı vardır, başkalarının üzerinde iktidar kurma, onların bölgesini işgal etme hakkı yoktur.

Bir yerde saraya karşı çıkıyorsam, başka yerde de saraya karşı çıkıyorum.

Benim istediğim devrim, sarayda yaşayanı değiştiren devrim değildir.

Benim istediğim devrim, sarayları ve efendilik sistemini yürürlükten kaldıran bir devrimdir.

Halkın kendi kendisini özyönetim ile yönettiği; partilerin ve bürokrasinin diktatörlüğünün olmadığı, doğrudan demokrasinin ve eşitlikçi bir sistemin egemen olduğu bir özgür bir toplumdur.

Dayatılan her türlü düşünceyi, inancı, ideolojiyi ve dayatan her tür otoriteyi kim olursa olsun reddetmeden gerçeğin yanına bile yaklaşabileceğimi düşünmüyorum. İnsan kendi düşüncesini bile reddetmeli, sorgulamalı ki gerçeğe -gerçeklere- daha da yaklaşabilsin.

Beni en küçük bir şekilde başkasına benzeten, tektipleştiren her şeyi reddediyorum.

Diktatörlüğün her türüne karşıyım; ister proletarya  diktatörlüğü, ister parti diktatörlüğü, isterse faşist diktatörlük olsun hiç fark etmez. Dayatılan her düşünceye ve dayatan her kişiye karşıyım; ister sağ, isterse “sol” ya da başka bir şey olsun, hiç fark etmez.

Sömürü düzenine karşıyım, ama senin kurduğun ya da kuracağın düzene de karşıyım. Çünkü ikisi arasında tarihe baktığımda bir fark göremiyorum. Hiyerarşi, otorite, baskı, disiplin, işkence, hapishane… hepsi senin toplumunda da var. Sarayda yaşayan yine sarayda yaşıyor, ayrıcalıklı olan yine ayrıcalıklı oluyor. Sadece söylemin değişiyor.

Tek başımayım ve herkese, her şeye karşıyım. Kendi ayağımın üzerindeyim ve gerçeklerin, hakikatlerin peşindeyim.

Efendisizlerdenim ben…

Benim yolum, özgür toplum yolu. Ve o yola giden sonsuz sayıda hakikatleri arıyorum.

Erol Anar

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!