İçimizdeki Kuzeye Bir Yolculuk: Bienvenue Chez Les Ch’tis

İçimizdeki Kuzeye Bir Yolculuk: Bienvenue Chez Les Ch’tis

Bu film içimizdeki kuzeye, içimizin derinliklerinde kalmış masum taşraya bir yolculuk.

Türkçeye “Tayinim Çıktı” adıyla çevrilen  Bienvenue Chez Les Ch’tis, “Ch’tis’e hoş geldiniz” anlamını taşıyor. Bu bir Fransız komedisi. Ancak yer yer romantizm ağır basıyor.

Kuzey denilince, güneyde yaşayan insanlarca çok soğuk bir yer olarak bilinir Fransa’da filme göre. Postane müdürü olarak kuzeye tayini çıkan adam ise, karısının kendisiyle gelmemesi üzerine, tek başına oraya gitmek durumunda kalır.

Bu sıcak bir film. Kuzeye önyargılarla giden güneyli bir memurun, taşra insanlarının samimi ilgisinden dolayı biraz da şaşkınlığa düşmesini anlatıyor. Film, taşra insanlarının samimi ilişkilerine ve kentlilere göre daha yardımsever olduklarına vurgu yapıyor.

Filmi yöneten Dany Boon, aynı zamanda filmde kuzeyli bir karakteri de çok güzel bir şekilde canlandırıyor. Filmdeki kuzeyin en çok öne çıkan protagonisti. Kendisi de kuzey Fransa’dan olan Boon, bu yüzden filmde biraz da kendisini oynamış ve yönetmiş. Çok doğal bir biçimde rol yapıyor.

Filmin kısa tanıtımından:”Fransa’da bir postane müdürü, yaşantısını ve evliliğini daha mükemmel hale getirebilmek için tayinini güneye çıkartmaya çalışır. Ama her şeyi yüzüne gözüne bulaştırır.  Olanların sonucunda kendini her şeyin Chi’tış olduğu ve Chi’tışlerin yaşadığı kuzeydeki kötü ün salmış bir şehrin posta müdürü olarak bulur.”

Filmde, iş arkadaşlarının yakınlığı ve yardımsever tavırları nedeniyle şaşırır Postane Müdürü önce. Ama kısa zamanda hem Kuzey şivesini öğrenmeye çalışır ve onlara da uyum sağlar. Burayı çok sevmiştir.

Filmin Fransa’da kazandığı gişe başarısı The New York Times’ı bile şaşırtmış o ilk çıktığı dönemde. Şöyle yazmış The New York Times:

“65 milyonluk bir ülkede 19 milyona yakın bilet satan film, ‘Titanic’ tarafından belirlenen 20,7 milyonluk ülke içi rekorun tamamını geçmeye devam ediyor.”

Filmde, iş arkadaşlarının yakınlığı ve yardımsever tavırları nedeniyle şaşırır Postane Müdürü.

Olağanüstü bir film değil bu, ama neden bu kadar ilgi gördü Fransa’da? Belki de Fransa’da, insanlık karşıtı bir küresel sistemde yabancılaşmış insanlar, hâlâ bir parça samimiyet ve insani duygular arıyorlar, bunun eksikliğini duyuyorlar. Çağımızın yabancılaşmış insanı, karşılıksız ve samimi ilgiye susamış. Özellikle de endüstrileşmiş bölgelerde bu yabancılaşma kaçınılmaz. Bu anlamda filmdeki kuzeylilerin sıcak, samimi ve içten konukseverliği insanların eksikliğini duyduğu bir şey olduğu için, film bu kadar ilgi görmüş olabilir. Belki de nedenlerden birisi budur.

Ama sonuçta hollywoodreporter.com’da denildiği gibi, “Hiçbir sey bu filmin neden Fransız tarihinin en büyük gişe rekoru kırdığını gerçekten açıklamıyor.”

Bu film içimizdeki kuzeye, içimizin derinliklerinde kalmış masum taşraya bir yolculuk. İzlemeye değer bence.

Erol Anar

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!