Ben İktidarın Değil, Özgürlüğün Peşinde Koşanlardanım …

Ben İktidarın Değil, Özgürlüğün Peşinde Koşanlardanım …

Ben ruhu asla ele geçirilemeyecek olanlardanım.

Yine Stirner’in dediğine sığınıyor ve katılıyorum: “Hiçbir şey beni aşacak yücelikte değildir! Hiçbir şey, önünde, kendimi alçaltmamı gerektirecek bir yücelikte değildir.”

Kendim dahil eleştiremeyeceğim hiçbir düşünce ve kişi yok benim için. Kutsal yok, liderler yok, önderler yok. Bu yüzden herkese ve her şeyi eleştirel yaklaşıyorum. Herkesi ve her şeye eleştirel sınırlar içerisinde gözden geçiriyorum kendi açımdan. Daha iyi, eşitlikçi ve özgür bir hayat için mücadele edenlere saygı duyuyorum. Ama hiçbirini liderim olarak görmüyorum.

Hiç kimse bu hayatta benim üzerimde değil, hiç kimseyi lider olarak benimsemiyorum kendim hariç. Kendimin lideriyim, bir başkasının değil. Kimseyi kendimden ne aşağıya, ne de yukarıya koyuyorum. Ezilenlerin yanındayım, ama herhangi bir mahalleye ihtiyaç duymuyorum. Ama ezilenlere, kurbanlara da eleştirel yaklaşıyorum. Tek tabancayım ben.

Herkes istediğini özgürce düşünebilir, benim açımdan hiçbir sakınca yok. Sadece tek bir ölçüm var: Kimse kendi düşüncesini bana dayatmamalı. Çünkü ben düşüncelerimi özgürce ifade ediyorum, ama kimseye dayatmıyorum. Kimsenin benim düşüncelerimi desteklemesine ihtiyacım yok, böyle bir amaçla da yazmıyorum. Bana dayatılan bir düşünceyi de kabul etmem mümkün değil. Emir komuta zincirine hayatımda boyun eğmedim.

Başkalarına göre “yanlış” düşünmekten, hata yapmaktan, yanılmaktan, radikal ve ilerici düşüncelerden korkmayanlardanım ben. Ben hep düşüncenin sınırlarını zorlayanlardanım.

Nereden geldiğini ve kim olduğunu bilen, ama kendi halkını diğer halklardan üstün görmeyenlerdenim ben. Bütün insanların, halkların eşitliğine inananlardan…

Ben iktidarın değil, özgürlüğün peşinde koşanlardanım. Özgürlüğü asla ele geçiremeyeceğini bilse dahi, onu hayatının sonuna kadar bitmez tükenmek bilmez bir enerjiyle arayanlardanım.

Stirner’in dediği gibi diyorum ki, “Hiçbir şey benden üstün değildir.”

Ben olduğum yerdeyim; ne aşağıda ne yukarıda kendimin olduğu yerdeyim ve kendimi hiç kimseyle kıyaslamıyorum bu yüzden. Kimseden yukarıda değilim, aşağıda da…

Ben ruhu asla ele geçirilemeyecek olanlardanım.

Yine Stirner’in dediğine sığınıyor ve katılıyorum: “Hiçbir şey beni aşacak yücelikte değildir! Hiçbir şey, önünde, kendimi alçaltmamı gerektirecek bir yücelikte değildir.”

Ben hiçbir şeyin önünde eğilmeyenlerden ve hiçbir yüceliğin önünde diz çökmeyenlerden; ve hiç kimsenin de benim karşımda diz çökmesini istemeyenlerdenim. Ben insanın kendi ayakları üzerinde durması, onuruyla diz çökmeden yaşaması ve kimseye boyun eğmemesi gerektiğine inananlardanım.

Ben ne sizdenim, ne de diğerlerinden. Ben insanlığın o büyük ve ölümsüz düşünden özgürlükten, eşitlikten ve kardeşliktenim. Bu üçlüyü asla ve hiçbir neden adına ayırmayanlardanım.

Gabriel García Márquez’in dediğinin altına aynen imza atanlardanım. “Sormak istersen bayım; Ben sizden de değilim, diğerlerinden de. Ben, ölüme dair yemin etmeyenlerden, tehdit savurmayanlardan, dinini ve ırkını aklının yerine koymayanlardanım. Ben, hâlâ şiir okuyanlardanım. Ben ölürken, vatanını yahut dinini değil, ‘sevgiliyi’ düşünecek olanlardanım.” diyor o.

İdeolojisini aklının yerine koymayanlardanım ben.

Arkamda hissedeceğim, sırtımı dayayabileceğim bir grup, bir parti ya da bir kesime ihtiyaç da duymadım. Hatta değer vermekle birlikte ne akrabalarıma, ne arkadaşlarıma, hiç kimseye ihtiyacım yok. Hep bağımsız, kendi ayaklarımın üzerinde, özgürce kendi inandığım düşüncelerimi ortaya koymaya çalıştım. Sonuna kadar da böyle devam edeceğim. İster sağ, ister sol tandanslı bütün resmi ideolojileri de sorgulayacağım. Ben buna kendi kabuğunu kırmak, özgürleşmek diyorum.

Muhtemelen birçok konuda farklı düşünüyoruz. Ama bu benim açımdan bir sorun değil. Düşüncenizi bana dayatmadığınız takdirde bir zenginlik olarak algılarım farklı düşünmeyi.

Sizden ya da ya da başkasından fazla bir şey bilmiyorum. Ama öğreniyorum, sorguluyorum ve düşüncelerimi özgürce ifade ediyorum yapabildiğim ölçüde, her gün yeni bir heyecanla. Kendimi hiç olmadığım kadar özgür hissediyorum, çünkü eleştiremeyeceğim ne bir kişi, ne bir ideoloji, ne bir düşünce, ne bir mahalle, ne bir grup var; kendim de dahil olmak üzere her şeyi ve herkesi eleştirebilmek özgürlüğüne sahibim ve bunu da yapmaya çalışıyorum.

Max Stirner’in dediği gibi, “Ben kendimi özel bir şey saymıyorum, ama kendimi biricik sayıyorum.”

Kendimi biricik saydığım gibi, diğer tüm insanları da biricik sayıyorum.

Efendisizlerdenim ben, lidersizlerden. Kendini devletler ve resmi ideolojiler dışında konumlayanlardan… Elinde kimsenin fotoğrafını taşımayanlardan… Kimseye kul olmak istemeyenlerden… Özgür olmak isteyenlerdenim; dayatmalara, her çeşit güç odağı ve devlete, resmi ideolojilere boyun eğmek istemeyenlerdenim ben. Kendi olmak isteyenlerdenim. Sürüden, sürülerden çoktan kopanlardanım. Özgürlüğü başkasından beklemeyenlerden, ben kendi olmaya çalışanlardanım…

Erol Anar

7 Ocak 2020

Brezilya

One thought on “Ben İktidarın Değil, Özgürlüğün Peşinde Koşanlardanım …

  1. Hiç kimseyi lider olarak kabul etmediğimiz ve herkes kendini lider gördüğü için böylesine talihsiz (yoksa akılsız mı demeli) şekilde dünyanın dört tarafına savrulduk. Sizin, benim ve milyonların zorla bir yerlere savrulduğu, kendini hep yabancı hissettiği ortamlarda, özgürlük kelimesi ne kadar içi boş bir deyim oluyor, hiç düşündünüz mü? Kendi vatanında yaşayamayan, kendi anadilini konuşamayan insan özgürmüdür sizce Erol bey? Saygılar…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!