Birinci ve İkinci Adamlar Üzerine

Birinci ve İkinci Adamlar Üzerine

Birinci Adam sıkılır bazen, satranç taşlarıyla oynar gibi, insanlarla oynar. Bazılarını görevden alır ve oyun dışına çıkarır, bazılarını oyuna sokar. Hiç kimse de kalkıp onun ne yaptığını sorgulamaz.

Birinci Adam’ın, Kral’ın yanında herkes uşaktır. Özellikle de totaliter rejimlerde. İsterse bakanı da tokatlar, kapıcıyı da. Bakanı da işten kovabilir, istediği kişiyi de. Bu tip olaylar çok yaşanmıştır özellikle de totaliter rejime sahip ülkelerde.

Thomas More’un ünlü Ütopya’sında şöyle bir diyalog geçer:

“Yanlış anlamayın,’ dedi Peter; ‘ben sizin kral yanına uşak olarak değil, bakan olarak girmenizi söylemek istedim.”

‘Krallar, dostum, ikisini pek ayırmazlar birbirinden. Bakanı da kendilerine hizmet eden bir adam diye görürler.”[i]

İşte totaliter rejimlerdeki başkanlar da kral gibidir. Saraylarda yaşar ve istediklerini yaparlar. Örneğin bir başkan totaliter ülkelerde bir bakanı tokatlayabilir, küçük bir çocuk gibi azarlayabilir ya da herkesin yanında küçük düşürebilir. Bir belediye başkanı müdürünü tokatlayabilir bu gibi ülkelerde. Bunların hepsi onun gözünde bir uşaktır. Herhangi bir vida gibidirler, birini at, ötekini getir.

Küçük bir ilçe belediye başkanı bile kral gibi yaşar kendi iktidarı sınırları içinde. Astığı astık kestiği kestiktir kendi sınırları içinde. Çoğunlukla kimse de sorgulamaz bu durumu.

Bu noktada en alttaki de, en üstteki de birinci adamın önünde eğilir, tam olarak itaat eder ona. Hatta en üstlerdeki ikinci adamlar, Birinci Adam’a tapar, alttakinden daha fazla eğilirler onun önünde. Çünkü eğer Birinci Adam onları görevden alıp bir köşeye atarsa yaşayamayacaklarını, hayatın anlamının biteceğini düşünürler. Kaybetmeyi göze alamazlar. Buna rağmen bir gün bir kenara atılıp unutulup giderler. Aynen bir padişah gibidir Birinci Adam güç açısından. Belki bugün Ortaçağ’da olduğu gibi açıkça istediği kişinin kellesini alamaz, ama onu kovar, isterse siyaseten bitirir, işlevsizleştirir. Özellikle de kendi adamlarını.

Peki Birinci Adam kendilerini işlevsizleştirdiği halde, yine de ona yalakalık yapmaktan neden vazgeçmez insanların çoğu? Çünkü böyle insanlar güce tapmaya alışmıştır. Bir güce tapmadan ne yapacaklarını bilmezler. Hem işlevsizleştirilip bir köşeye atılsalar da hâlâ Birinci Adam’dan beklentileri sürmektedir. Her an onların önüne bir kemik atabilir. İşte bu yüzden itaate, yalakalığa devam ederler. Hatta hiçbir kemik atmasa bile bu tip adamların çoğu ömür boyu bir gün birinci adamın kendilerine ihtiyaç duyacağını ve onları çağıracağını yeniden görev vereceğini düşünerek yaşarlar. Ama çoğu bu hayale ölür kıyıda köşede. Birinci adam çoktan onları unutmuştur bile, yenilerle devam etmektedir.

***

“Krallar ve Soytarılar” başlıklı kitabımda şöyle yazmıştım:

“Soytarı Kral’a sordu: ‘Ey Kral Hazretleri! Yüce efendimiz, majesteleri, tanrının yeryüzündeki temsilcisi, milletinin koruyucusu, ey otoritenin temsilcisi, ey…’,

‘Kes!’ dedi Kral, ‘Yeter, tamam anladım. Senden büyük alçak gelmedi bu topraklara…’

Mutluydu soytarı, efendisinin en sevdiği iltifatlarından birisini daha elde etmişti. İstediğini almış olmanın verdiği huzurla makamdan geri geri sürünerek çekildi. Fıldır fıldır gözleri yeni bir kurbana saplanmak için sabırsızlıkla yuvalarından fırlıyordu.

Onun kadrolu görevi buydu: Kral’dan çok Kralcıydı o. Kral’dan çok düşünürdü efdendisinin çıkarlarını.

Soytarının yüzü yoktur, tıpkı vampirler gibi o da aynada kendisini göremez.

Soytarının aynası Kral’dir.”

Bu tamamen bir beklentidir. Kendilerine yeniden görev vereceği beklentisi. Beklerler, ses çıkarmazlar, boyun eğerler. Hepsi bu beklentinin sonucudur işte.

Bazıları bundan umutlarını keser sonunda ve yeni arayışlara girerler yavaş yavaş. Onlar için yeni bir Kral bulma vakti gelmiştir.

Birinci Adam sıkılır bazen, satranç taşlarıyla oynar gibi, insanlarla oynar. Bazılarını görevden alır ve oyun dışına çıkarır, bazılarını oyuna sokar. Hiç kimse de kalkıp onun ne yaptığını sorgulamaz adamları içinde. Onlar kendilerini önderlerine adamışlardır tamamen. Onsuz var bile olamazlar.

İkinci adamlar Birinci Adamlar’dan daha tehlikelidirler çoğunlukla. Çünkü onlar Birinci Adamlar’ın isteklerinin gerçekleşmesi için her şeyi yapanlardır.

Erol Anar


[i] Thomas More: Ütopya, epub, sayfa 94.

One thought on “Birinci ve İkinci Adamlar Üzerine

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!