Sosyal Medyada İnsanlara Dair Birkaç Not
Sonra şöyle düşündüm: Bir kişi bir yazarı takip ediyorsa sosyal medyada, o yazar yüzde yüz bu kişi gibi mi düşünmelidir? Ya da insanlar yüzde yüz kendileri gibi düşünen insanları mı takip etmelidir?
Sonra şöyle düşündüm: Bir kişi bir yazarı takip ediyorsa sosyal medyada, o yazar yüzde yüz bu kişi gibi mi düşünmelidir? Ya da insanlar yüzde yüz kendileri gibi düşünen insanları mı takip etmelidir?
Yine kültür ve iletişim alanında çalışmalara yürüten Neil Postman,entelektüalizm sonrasından söz eder. Televiyon üzerine eleştirel çalışmaları vardır, tıpkı Baudrillard gibi. Günümüzde yaşasaydı sosyal medya alanında çarpıcı düşünceler ortaya koyabilirdi. Ne yazık ki 2003 yılında hayata gözlerini yumdu.
Ana akım medyanın esas işlevi, hem sanki tekellerden, devletlerden ve sistemden bağımsızmış gibi yaparak bir demokrasi görüntüsü verilmesine yardımcı olmak, ikincisi sistemin ve resmi ideolojinin propagandasını yaparak, manipülasyonla insanların yalanlara inanmalarını sağlamaktır. Yani esas işlevi sistemin sürdürülebilir olmasına yardımcı olmaktır. İşte ana akım medyanın esas misyonu budur.
Medyanın manipülasyon yaptığı bir gerçek, ancak bugün bir gerçek daha var: Sosyal medyada okurların çoğu da tek taraflı ve kendi ideolojik açısından bakıyorlar her șeye. Yani sadece medya değil, okurlar da manipülasyon yapmaktadır bugün. Troller bir yana, okurların bir kısmı kendi ideolojilerine aykırı en küçük bir habere tepki duyuyor ve saldırıyorlar. Bir haberin doğruluğunu bile sorgulamadan hemen küfür, hakaret etmeye, suçlamaya, aşağılamaya yönelik yorumlar yapıyorlar. Sadece Türkiye’de değil, Latin Amerika’da, ABD’de, İngiltere’de… her yerde böyle bir agresif, kendi ideolojisi, dini, inancı dışındaki her şeyi karalayan bir okur kitlesi oluştu ne yazık ki sosyal medyada.
Yapılan bazı araştırmalara göre sosyal medyada günde iki saatten fazla zaman harcamak bireyin ruh sağlını olumsuz etkileyebiliyor ve anksiyete ve depresyona neden olabiliyor.
Yine özellikle bunu gazetelerin, haber sitelerinin internet sitelerinde görebiliyoruz: Sosyal medyadaki cyberbullying (siber zorbalık) örneklerine. Herhangi birisiyle yaptığı küfür, hakaret, cinsiyetçi, ırkçı… bir tartışma bireyin moralini olumsuz etkileyebilir. Yine fake haberler (sahte haberler) sosyal medyada hızla yayılıyor, ve gözlemim insanların çoğunluğu sorgulamadan inanıyorlar bunlara. Bir bilgi kirliliğine yol açıyor bu durum.
Yine sosyal medyanın olumsuz etkileri arasında, bir tür kaçırma korkusu olan FOMO (Fear of Missing Out), gerçekçi olmayan beklentiler, olumsuz vücut görüntüsü, sağlıksız uyku ve genel bağımlılık yarattığını çeşitle araştırmalar ortaya koymuştur
İnsanlar öldürülecek, su ve gaz yiyecek, coplanacak sonra da sokağa çıkıp bunu protesto edince “kışkırtılmış olacaklar.” İnsanlar robot değiller.
İsteniyor ki, ölümler de protesto edilmesin, köle gibi tam olarak itaat edilsin. İktidar yanlısı medya mensuplarının çoğu ise, kendi çıkarlarını kaybetmekten korkuyor. Çünkü tersi durumda, birçok gazeteci gibi işten atılabilir ve televizyon programları sona erebilir.
Çıkarın çek defterlerinizi!
Yazın oraya 100 bin ölü can!
Yazın oraya 1 milyar dolar!
Yoksul genç ölüleri gömmekten ve elleriniz yazmaktan yoruluncaya kadar yazın efendiler!..
İnterneti tamamen denetim altına almak ve onun getirdiği özgürlüğü yok etmek olası degildir. Çin’de internet yasaklarına karşı gizli yeraltı internet kafeler var.
Ȍyleyse artık medya sensin, ne yazılı basına ihtiyaç var, ne de yalanın sözcüsü televizyon kanallarına. Yeni çağ kendi medyasını da yarattı. Bu kaos ortamında, yolda yürüyen insan, artık yazılı ve görsel basındır; bu insanın elindeki cep telefonu da sisteme karşı bir silaha dönüşebiliyor.
Toplumların tarihine baktığımızda, kaos dönemlerinin arkasından insanların daha özgür ve önceye göre daha çok haklara sahip olduklarını görebiliriz.
Okuma kültürüne sahip insanların büyük çoğunluğunun okuma, kitap okuma alışkanlıklarını kaybettiğini gözlemleyebiliyorum. İnsanlar en fazla internette gazete haberleri, haber siteleri ve güncel köse yazarlarını okuyorlar. Oradan kendi Facebook ya da whatsup sayfalarındaki mesaj ve yorumlara bakıyorlar. Bunun dışında da açıp bir kitap okumaya, hatta düşünmeye bile fırsat bulamıyor, zamanları kalmıyor.
Ȍyleyse artık medya bireyin kendisidir; ne yazılı basına ihtiyaç var, ne de yalanın sözcüsü televizyon kanallarına. Yeni çağ kendi medyasını da yarattı. Bu kaos ortamında, yolda yürüyen insan, artık yazılı ve görsel basındır; bu insanın elindeki cep telefonu da sisteme karşı bir araca dőnüşebilir.
Copyright © 2025 | WordPress Theme by MH Themes