Kolay Gelsin!

Kolay Gelsin!

O zamanlar on iki yaşındaydım. Sağ dizimden ameliyat olmuştum ve ayağımda alçı vardı. Okuldan da izinliydim bu nedenle, rapor almıştım. Arkadaşlarım geliyor ve onların yardımıyla evimizin kapısının önüne çıkıyordum. Burada arkadaşlarımla sohbet ediyor, Lastikçi Balo`yu, Tamirci Sarı Recep Usta`yı ve mahalleden gelip geçenleri izleyerek vakit geçiriyordum.

O gün Şamil gelmişti. Onun yardımıyla aşağıya kapının önüne çıktım ve daha sonra oraya oturarak birlikte mahalleden gelip geçenleri izlemeye başladık.

Lastikçi Balo abinin Almancı bir müşterisi vardı. Adam, Almanya plakalı arabası ile gelmiş, patlamış olan lastiğini tamir ettiriyordu. Balo, lastiği tamir ettikten sonra, adam ücreti ödedi ve bir paket de “HB” sigarası verdi. Balo abi sigara paketini açtı ve paketten bir tane çıkararak yaktı.

Bir süre sonra İsa’nın amcası Kenan geldi.

“Emmi, ne oluyor, bizden habersiz yabancı sigara tüttürüyorsun.” dedi.

“Yeğenim, biraz önce Almancı bir müşterim vardı, o vermişti de bir paket.”

Daha sonra Balo abi gömleğinin cebinden sigara paketini çıkararak, Kenan’ın tişörtünün cebine yerleştirdi ve şöyle dedi:

“Sen gençsin, benden çok sana yakışır.”

Balo abi, bazen böyle cőmertlikler yapardı. Ama zaten paketin yarısını çoktan boşaltmıştı zulaya.

Kenan gittikten sonra Şamil ile Sarı Recep Usta’yı izlemeye başladık. O sıcakta bir kamyonun altına girmiş, yüzü gözü yağ içinde çalışıyordu. Derken bizim mahallenin diğer ucunda oturan Atçı Salim geldi ve ‘kolay gelsin’ diyeceğine şöyle dedi:

“Kolay girsin Recep abi!”

Recep abi, kafasını kamyonun altından çıkardı, ona ters ters baktı, ancak bir şey sőylemeden çalışmayı sürdürdü. Salim geldiği gibi hızla gitmişti.

Fakat biz iki çocuk yeni bir şey öğrenmiştik.  Űstelik çok da kötü bir anlam taşımıyordu bu cümle, çünkü Atçı Salim böyle dediğinde Recep Usta bir şey söylememişti. Bir süre sonra ben başladım fısıldar gibi,

“Kolay girsin Recep abi!”

Daha sonra Şamil aynı cümleyi tekrarladı. Giderek de sesimizi yükseltiyorduk. Bir Şamil söylüyordu, bir ben:

“Kolay girsin Recep abi!”

Recep Usta, sakin, kolay kolay sinirlenmeyen bir insandı. Usta sabrediyor, bizi duymamış gibi çalışmaya devam ediyordu.

“Kolay girsin Recep abi!”

Sonunda Recep Usta kamyonun altından yavaşca çıkarak bizim yanımızda dikildi. Şamil’e çok da güçlü olmayan bir tokat attı. Şamil’in yanağında kara üç parmak izi kalmıştı. Sonra bana döndü ve,

“Sen, sen de kendine dikkat et! Bir daha böyle söylerseniz, sana da vuracağım.”dedi.

Ayağım alçıda olduğundan, bana vurmamıştı.

“Kusura bakma Recep abi. Bir daha söylemeyiz.” dedik.

Recep Usta, bunun üzerine tekrar kamyonun altına girerek çalışmaya devam etti. Bu kez Şamil ile onun duyamayacağı şekilde, ağzımızı elimizle kapatarak gülüyorduk.

Erol Anar

“Aşağı Mahalle Öyküleri” adlı henüz yayınlamadığım kitabımdan. Copyright © erol anar 2021.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!