İnsanın Karanlık Yüzü: Relatos Salvajes (Vahşi Öyküler)

İnsanın Karanlık Yüzü: Relatos Salvajes (Vahşi Öyküler)

Hiç de uygar bir dünya değil aslında yaşadığımız. Bazen bir saçmalık yüzünde ölüme bile gidebiliyoruz.

“Adalet diye bir şey yoktur, umabileceğimiz en iyi şey intikamdır.” diyor Emilie Autumn.

Bugünkü filmimiz İspanyol-Arjantin yapımı. Relatos Salvajes (Vahşi Öyküler) -Türkçeye nedense “Asabiyim Ben”- adıyla çevrilmiş. Arjantin’in başlıca aktörlerinden Ricardo Darin de oynuyor hikâyelerden birinde. Çünkü film altı farklı hikâyeden oluşuyor. Film, ulusal ve uluslararası ölçekte 33 ödül kazanmış. Gerçekten başarılı bir kara komedi, dram ve gerilim örneği. İronik bir insan doğası sergilemesi.

“Özet ve Detaylar: Asabiyim Ben, öfkenin iliklere işlediği, dengenin her daim hassas olduğu bir toplumda, aşkların, nefretin ve intikam duygusunun hüküm sürdüğü birbirinden bağımsız bireylerin öykülerini anlatıyor. Satın alınan şereflerin gölgesinde, insanlar kanunlar karşısında çaresiz ve öfkeli olduğu bir dünyaya ait altı farklı hayat hikâyesi dikiyor karşımıza. Yolsuzluğun ve yozlaşmışlığın hüküm sürdüğü bir ülkede, kana bulanan muhteşem düğünler, ölüme yürüyen danslar, telleri iyiden iyiye gevşeyen sinirler ve bu yoldan çıkmışlığı tasvir eden ‘eğlenceli’ öyküler.” (Tanıtımdan)

Aslında bence komediden çok bir trajedi.

Filmde şiddet, intikam, sahtecilik, acımasızlık duygularıyla, insanların rollerinin nasıl anında değiştiği ve gerçek yüzlerinin ne kadar korkutucu olduğuna dikkat çekiliyor. Ricardo Darin’in oynadığı hikâye de çarpıcı. Devletin ve onunla işbirliği halindeki özel büyük şirketlerin nasıl bir anda bir insanın hayatını mahvedebileceği ve onu toplum dışına atabileceğine vurgu yapılıyor.

Her öykü diğerinden bağımsız, ama hepsi de sürükleyici, adeta soluksuz izliyorsunuz hepsini sırayla.

Aslında bence komediden çok bir trajedi bu. Çünkü insanların nasıl bir anda rol yapmaktan vazgeçerek dişlerini göstermeleri, içlerindeki kini kusmaları ve bunu da şiddetle yapabilmeleri, “uygar” dünyadaki rollerin nasıl saçmalık olduğunu gösteriyor. Herkes birbirinden çıkar elde etmeye çalışıyor, dişlerini fırsat bulduğunda hemen en yakınındakinin etine geçiriyor.

Hiç de uygar bir dünya değil aslında yaşadığımız. Bazen bir saçmalık yüzünde ölüme bile gidebiliyoruz.

Filmi, “insan doğasının çirkin yüzü”nü gösteren bir yapıt olarak ele alanlar da var. Gerçekten de böyle. O “uygar” kibar yanıltıcı görüntünün altında insanda ne pislikler, şiddetler gizli.

“Adalet diye bir şey yoktur, umabileceğimiz en iyi şey intikamdır.” diyor Emilie Autumn.

Emil Michel Cioran’ın bir kitabını okumuştum. Büyük bir kente gelince, “Bu kadar insan birbirlerini öldürmeden nasıl durabiliyorlar?” diye hayret ediyordu. Aslında onlar birbirlerini belki öldürmüyorlar, ama her fırsatta şiddet uyguluyorlar birbirlerine; hem fiziksel, hem de psikolojik olarak. Herkes ilk fırsatta bir diğerini ısırıyor. Bu akrabası, ya da arkadaşı olsa da fark etmiyor. Her şey sahtelik üzerine kurulu. Toplumsal roller böyle dağıtılmış. İşte filmin can alıcı noktası da bu.

Film, 2014 yılında Arjantin’de gösterime girdikten hemen sonra iki milyondan fazla izleyiciyle gişe rekorlarını kırdı. Yani  tüm zamanların en çok izlenen Arjantin filmi oldu ülkede.

Metascor’da filme 100 üzerinden 77 puan verilmiş. Bir websitede ise gerçekten de filmi özetleyen bir alıntıya yer verilmiş.

“Adalet diye bir şey yoktur, umabileceğimiz en iyi şey intikamdır.” diyor Emilie Autumn.

Gerçekten de çoğu hayatın içindeki yaşanmış öyküde adalet yoktur. Çünkü tepeden tırnağa adaletsiz bir sistem içinde yaşıyoruz. Filmde her türlü sahteciliği yapan ve belediye başkanlığına aday olmaya hazırlanan bir kişi hakkında şöyle deniliyor:

“Bizi bunlar yönetiyor.”

Sistemin kendisi, temellerinden adatetsizlik üzerine kurulunca, bireysel öyküler de ister istemez adaletsizlik temasıyla iç içe oluyor. Filmde bu sık sık öne çıkan temadır.

The Guardian’da çıkan bir yorum filmi, bir “bir Shakespeare komedisi”ne benzetmiş.

Filmi, Damián Szifron yönetmiş. Yönetmen, bu filmle ülkede en çok izlenen filmin yönetmeni olma ayrıcalığını da kazandı. Senaryoyu da beğendim.

Benim filme vereceğim not bir izleyici olarak 100 üzerinden 88’dir. Unutamayacağınız bir film olabilir.

Erol Anar

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!