Devrim ve Özgürlük (1)

İşin ilginç yanı devrimler özgürlük için yapılmıştır, özgürlük bayrağı en önde açılır. Halk özgür olmak için devrim yapar. Ama devrimden sonra egemen olan kesim, parti, grup her neyse hemen ilk iş olarak ironik bir biçimde halkın özgürlüğünü kısıtlar, onu devrilen rejimden daha geriye götürür. Burada bir istisna belki Paris Komünü’dür. Onun dışında tüm devrimler sonuç olarak özgürlüğü kısıtlamış ya da özgürlüğü kısıtlayanların iktidarına boyun eğmişlerdir. Bu sonuç ironiktir.

Devamını okuyunuz...

Köleliğin İçselleştirilmesi

Buradaki yanılsama, insanlara özgür olduğu yanılsamasını vermektir. Özgürlük ile eşitliğin yan yana ve ayrılamaz şekilde birbirine bağlı olduğu unutturularak, özgürlüğün içeriği boşaltılmıştır. Özgürlük aynı olanaklara sahip insanların farklı tercihleri sonucu ortaya çıkar. Çağdaş kölelik ve eşitsizlik üzerine kurulu bir sistemde kimse özgür olamaz. Bu olanaklara sahip olanlar dahi.

Devamını okuyunuz...

Ben İktidarın Değil, Özgürlüğün Peşinde Koşanlardanım …

Efendisizlerdenim ben, lidersizlerden. Kendini devlet ve resmi ideolojiler dışında konumlayanlardan… Elinde kimsenin fotoğrafını taşımayanlardan… Kimseye kul olmak istemeyenlerden… Özgür olmak isteyenlerdenim; dayatmalara, her çeşit güç odağı ve devlete, resmi ideolojilere boyun eğmek istemeyenlerdenim ben.

Devamını okuyunuz...

İktidarın Doğası Üzerine

Eğer insan doğası doğuştan saldırgan olmaya eğilimli değilse, onu saldırgan yapan nedir? Onu saldırgan yapan, özgürlüğünün kısıtlanması, eşitsizliğin hüküm sürmesinin yanısıra başta devletler olmak üzere, iktidar mekanizma ve ağlarıdır aslında. Bu anlamda iktidarın doğası, insanın doğasını olumsuz olarak etkilemekte ve onu değiştirmektedir.

Devamını okuyunuz...

Gerçekte Olduğun Kişi misin, Yoksa Göründüğün Kişi mi?

Çoğunluk hemen bu soruya, elbette gerçekte olduğum kişiyim.” diye yanıt verecektir. Ama şöyle bir düşünürsek, bu yanıt hiç de gerçekçi gelmeyecektir bize. Objektif düşündüğümüzde gerçekte olduğumuz kişiyi olmak için şimdiye dek ne çaba harcadık? Gerçekte olduğun kişiyi olmak, dünyanın en zor işidir. Bunun için günde 24 saat ve hayat boyunca çaba harcamalı, sorgulamalı, yüzleşmeli ve adım atmalıdır insan. O kadar kolay bir süreç değildir bu, bir anda olunacak.

Devamını okuyunuz...

Devlet Üzerine (4): Devlet Büyüsünden Kurtulmak

Bertrand Russell, İngiliz lonca sosyalizminin perspektifinden şu saptamayı yapar: “Devlet güçlü olmaya devam ettiği sürece, sosyalist de olsa, birey yeterince özgür olamaz.’
Burada aslında “devlet güçlü olmaya devam ettiği sürece”
değil de, devlet olduğu sürece demek bence daha doğrudur.

Devamını okuyunuz...

Özgür Birey ve Özgür Topluma Dair Notlar

Burada denge şudur birey isteğini yapar, istemediğini yapmazken: Bir başkasını olumsuz olarak etkilemeyecek her tür eylemi yapma hakkına sahiptir. Toplumsal sorumluluklarını yerine getirmesi için zorlanamaz. Yerine getirmezse toplumsal sorumluluğunu, o zaman kendi sorumluğunu kendi taşımak zorundadır.

Devamını okuyunuz...

Bir Baskı Aracı ve Ideolojik Aygıt Olarak Devlet

Yine Bakunin ise bunu sahte anayasallığın parlamentarizm oyunu olarak niteler “Devlet ve Anarşi” adlı kitabında.
İnsan ne zaman özgürleşir, iktidar olma, birbirini yönetme ve egemenlik isteği sona erdiğinde, insan gerçekten özgür olma yoluna girecektir. İşte o zaman savaşlar, insanın insan üzerindeki tahakkümü ve çağdaş kölelik de sona erecektir.
İnsan ne zaman özgürleşir, iktidar olma, birbirini yönetme ve egemenlik isteği sona erdiğinde, insan gerçekten özgür olma yoluna girecektir. İşte o zaman savaşlar, insanın insan üzerindeki tahakkümü ve çağdaş kölelik de sona erecektir.

Devamını okuyunuz...

erol anar
error: Content is protected !!