Öz Oğluna Bile Sırtını Dönmeyeceksin

Lafının burasında biraz durdu, ıslak bezi ensesine koydu, birkaç yudum su içtikten sonra sözlerine devam etti: “Bahadır bizim küçük oğlan, sen tam ben yemek yerken, ben görmeden arkama geç ve bütün gücünle arkadan bana bir kafa at. Bahadır oradaydı, o an anladım bana onun kafa attığını. Çocuğu elime alıp, bir temiz dövdüm. Sonra da pişman oldum.”

Devamını okuyunuz...

Varoluşsal Birkaç Not

İktidar, kariyer ve paranın peşinde koşar çoğu insan. Kumu ellerine alıp Pessoa’nın dediği gibi onu altın tozuymuş gibi düşünürler iktidar, para ve kariyer peşinde koşarken. Ama bir gün gelir ki, ellerindekinin sadece kum olduğunu görürler kaçınılmaz olarak. Neyi elde ederlerse etsinler, elleri boş kalacaktır sonunda, kaçınılmaz sondur bu. İşte size boşa harcanmış hayatlar. Bir hiç için harcanmış, kuma adanmış hayatlar.

Devamını okuyunuz...

Gerçeğe ve Hakikate Giden Yol Reddetme Kültürüyle Başlar

Bir şeyleri reddetme eğilimi çocukluğumdan bu yana benim bir özelligim oldu. Bana dayatılan herhangi bir şeyi mahalle, devlet, ya da başka güçlerin baskısıyla kabul etmem mümkün değil. Ben kendim özgürce seçmeliyim kendi düşüncelerimi. İnsanı başkalarından farklı kılan kendi öz kimliğine yaklaştıran düşünce ve eylem, önce her şeyi ve herkesi reddetme kültürü ile başlıyor.

Devamını okuyunuz...

“Demiryolu Çocukları”

Kışın demiryolu bir başka güzel olurdu. Açık bir yol olduğundan okula giderken ayaz yüzümüzü adeta keser, yüzümüz kıpkırmızı olur, adeta kulaklarımızı parmaklarımızı hissetmezdik başımızdaki bere ve elimizdeki eldivene rağmen. Bazen köpeklerimiz de bizi takip eder okula kadar gelirlerdi. Özellikle tüylü güzel av köpeğimiz Ceylan bizi takip etmeyi ve demiryolu kenarında yürümeyi çok severdi. Ben ara sıra geriye döner parmağımla evin bulunduğu yönü gösterir ve ,

Devamını okuyunuz...

“Büyük Oyun” Retoriği Üzerine

Bu “dış güçler” politikası her daim özellikle totaliter ülkelerde uygulanır. Çünkü içeride böylece manipülasyon yapmak ve gerçeği farklı göstermek mümkün olurken, aynı zamanda milliyetçilik ve din de kullanılarak hükümet kendi taraftar kitlesini kemikleştirir. Hatta kendine taraftar olmayanları bile kendi yanına çeker. Bu söylemler baktığımız zaman çoğunlukla da iktidarlar açısından başarılı olmuştur. En azından bir süreliğine. Ama hep bu söylem ilelebet başarılı olamaz.

Devamını okuyunuz...

Dostoyevski’nin Satirik Öyküsü “Tatsız Bir Olay” Üzerine

Dostoyevski’nin “karanlık (obscure)” öykülerinden birisi olarak da nitelenen bu uzun öykü, onun İspanya gezisinin ardından 1862’de Dostoyevski’nin dergisi Vremya’da yayınlanmıştır. Dostoyevski’nin uzun bir öyküsü olan

Devamını okuyunuz...

İktidar Odakları, İtaat ve Sadakat Üzerine

Ancak siyasal iktidar bireyin beynini manipüle edip onu dönüştürürken, bunu sadece devletin ya da siyasal iktidarın araçlarıyla sınırlı kılmaz. O noktada mikro iktidarlara da ihtiyaç duyar. Mikro iktidarlar da bireyin itaatini ve sadakatini oluşturan nüveleri işlerler. Ve bunu bir kez değil sürekli olarak işlemek zorundadırlar. Yoksa büyü bozulabilir.

Devamını okuyunuz...

1 5 6 7 8 9 62
erol anar
error: Content is protected !!