Daha sonra yine bir gece otobüsüyle, saatler süren bir yolculuktan sonra Mendoza’ya ulaşıyoruz. Burası ülkenin batısında kalan Şili sınırına yakın, üzüm bağları ve şaraplarıyla ünlü bir bölge. Zeytinyağ üretimi de yapılıyor ayrıca. Zaten kente girişte yolun her iki yanında,güzelliğiyle bakanları büyüleyen uçsuz bucaksız üzüm bağları yer alıyor.
Tag: Erol Anar
Fadime (I)
görmek ya da görmemek
işte bütün sorun bu fadime
dokunmak ellerine saçlarına
yüreğinin sokaklarında kaybolmak
Fadime (II)
merhaba ve hoşça kal fadime
sen artık fadime değilsin
belki bir gün yine yazarım sana
bir katil şefkatini taşıyan
kirli beyaz bir manifesto
Yeraltı Edebiyatına Giriş: Kaybedenlerin Hikâyesi
Yeraltı edebiyatı, kapitalist sistemde kaybedenlerin (losers) edebiyatıdır her şeyden önce. Varoşlardaki işsiz ayyaşların, hırsızların, uğursuzların, arka sokaklarda geceleri çalışan “fahişelerin”, uyuşturucu bağımlılılarının, “suçluların”, eşcinsellerin ve sokaklarda yaşayan evsizlerin hikâyesidir bu. Yani tabuların gölgesinde ve toplumun kıyısında uçurum kenarında yaşayanların öyküsüdür. Uçurum insanların hazin, umutsuz ve katı bir gerçekliǧin boğduğu, anlatılmayanların “küçük insanların”hikâyesidir.
Geleceğin Toplumu (9) : Bilim Teknoloji ile Bütünleşerek Teknobilim mi Oldu?
Ayrıca yapay zekadaki gelişmeler de güç ve iktidar ilişkilerini doğrudan etkileyecek gibi görünüyor yakın gelecekte. Bir de yapay zekaya sahip robotlar, ile bu teknolojiyi elinde tutan insanlar arasında çelişkiler ve güç savaşları da yaşanabilir. İnsan 150-200 IQ sahibi olduğunda dahi olarak adlandırılıyor. Ama şu an yapay zekaya sahip 10 bin IQ’ya sahip robot yapıldı. Dolayısıyla bu sayı hızla artıyor. 1 milyon IQ’ya sahip yapay zekalı robotlar olduğunda insanın bu zeka ile başa çıkması olanaklı görünmüyor zaten bunun için Stephen Hawking ve saygın bilim insanları durmadan uyarıda bulundular.
Hayata Dair Notlar
Sosyal medya, fiziksel ve içsel yalnızlıkların, sanal kalabalıklarla çarpıştıǧı yerdir. Sanal kalabalıklar, yalnızlık duygusunu geçirmez, tam tersine derinleştirir. Sanal kalabalıklar, çoǧalmış yalnızlıklardır. Bu da çaǧımız insanına fiziksel yalnızlıǧın yanısıra sanal yalnızlık duygusunu da yaşatır ve onu daha da kendisine yabancılaştırır.
Bazı kișiler daha keskin, daha radikaldirler ya da öyle görünürler. Ancak bu, o kișinin, daha devrimci, etkili ve dönüștürücü olduğu anlamına gelmez. Gerçek devrimci, her gün yeniden kendini kanıtlama eylemine ve sloganlara sığınarak ucuz gösterilere girmeyen, kendi dahil her seyi sorgulayan, uzun soluklu olarak mücadele yürütebilen insandır.
Erol Anar Yazını: ‘Uzaklara Mektuplar’ Üzerine
Uzun süredir Brezilya’da yaşayan, Türkçe ve Portekizce yapıtlar kaleme alan, Çerkes kökenli Türkiyeli yazar Erol Anar’ın ‘Sen’ adlı kitabı, uzaklardan uzaklara yazdığı mektuplardan oluşuyor. Satırlarından
Siz de Çok Meşgul müsünüz?
Aynı evin içinde bile ayrı gezegenlerdeymişcesine herkes kendi halinde, kendi meşguliyetiyle sanal dünyasına gömülerek yaşar ve yabancılaşmaya devam eder.
Hayatım boyunca çok meşgul olmadım, hiç kimseye “çok meşgulum.” demedim. Her zaman her şeye vakit buldum ki, herkesin bunu yapabileceğine de inanıyorum.
Tarihselliği Bağlamında Türk Aydını ve Toplumuna Özet Bir Bakış
“Batı”da aydınlanma, burjuvazinin ve onun aydınlarının önderliğinde ezilen sınıfların aşağıdan yukarıya taleplerinin sonucu devrimlerle gerçekleşmiştir. Aydınlanma, çok boyutlu bir olgudur; siyasal, toplumsal, sanatsal, edebi, kültürel, bilimsel, köklü dönüşümlere yol açan boyutları vardır. Türkiye bu anlamda çok boyutlu bir aydınlanma yaşamamış, evrensel ölçekte entelektürel yetiştirememiştir. Yukarıdan aşağıya yapılan reformlar da, özellikle kırsal kesim tarafından içselleştirilemedi.
Sokrates’in Bastonu (III)
Sınırların önemi ortadan kalkıyor deniliyor. Ama yine de, ben buna en azından bugün için pek ihtimal vermiyorum. Avrupa Birliği (AB) içinde, her geçen gün ekonomik problemlerin yanısıra kültürel çatışma ve problemler de büyüyor. Ayrıca AB, kendi içinde yeniden sınırların korunması ve denetlenmesini tartışıyor. Son olarak İngiltere’de AB karşıtı parti yüzde 14 oy aldı. Kapitalizmin var olan krizinin daha da büyümesi ile, AB’nin daǧılması sürpriz olmaz.