Örneğin Afrikalı Amerikalı feminist, sosyal aktivist, politik düşünür, yazar Bell Hooks söyleşisinin bir yerinde şöyle bir saptamada bulunuyor dikkatimi çekti. Şöyle diyor Hooks:
“Geleneksel beyaz erkek sol liderlik, hiçbir zaman ataerkil bağlılıklarından tam vazgeçmediğinden, gerçekte umut vaat eden bir kurtuluş vizyonu hiçbir zaman sunmamıştır. Aydın, radikal, beyaz erkek solun ekonomik sezgileri, beraberinde ender olarak ırk ve toplumsal cinsiyet dinamiklerinin sağlam bir kavranışını da getirmiştir. Ve gerçekten de anti-ataerkil olan erkeklerin başı çektiği bir sol düşünceye sahip olduğumuzu sanmıyorum. Bu noktada Noam Chomsky gibi insanları düşünüyorum. Onun çalışmaları elbette benim için esin kaynağı ve aydınlatıcı. Ama Chomsky’nin kitaplarını okur ve seslendiği insanlara bakarsanız, neredeyse her zaman erkekler olduğunu ve toplumsal cinsiyetin her zaman ikinci plana atıldığını görürsünüz.” (Age)
Category: Toplum
Sesli Düşünceler
Bireyin oluşmadığı bir toplumdan ne sosyalist bir toplum çıkar, ne de ileri bir kapitalist bir toplum. Ben böyle düşünüyorum. Her şey özgür bireyde düğümleniyor. Aydınlar da birey olamamış, onlar da cemaatlerin (sol ya da sağ) bir parçası olarak işlevlerini yerine getirmiştir. Çoğunluğu da devletçidir.
“Elalem Hapishanesi”nden Kurtulmak
Peki elalem nedir? Elalem her şeydir hemen hemen. Elalem tabular, kurallar, inançlar, milliyetçilik gibi kavramlar vs… dir. Elalem devletin görünmez koludur, onun politikalarının mikro düzeylerdeki yansımasıdır. Toplumun bireyi kontrol altında tutmasının bir aracıdır. Nasıl sistem ve devlet toplumu kontrol altında tutuyorsa, toplum da bireyi kontrol altında tutmak ister.
Devletlerin Değil, Halkların Kurtulmasına Yardım Etmek…
Türkiye “liberalizm” denilince, akla neoliberalizm gelir. Bu doğru değildir. Klasik liberalizm, “neoliberalizm” olarak isimlendirilen akımdan farklıdır. Ama Türkiye’de Avrupa’da olduğu gibi liberalizmin klasik anlamda yaşandığını düşünmüyorum. “Liberal” olarak adlandırılan insanlar da, bu anlamda liberal değillerdir. Sorgulamak gerekir. “Liberal” olarak adlandırılan insanlar da aslında çoğu resmi ideoloji sınırları içindedir. Hatta sadece liberaller değil, kendilerini “sosyalist” olarak tanımlayanların önemli bir bölümü de resmi ideoloji çemberi içindedirler.