İlk makalemi 23 yaşında yazdım ve yayınlandı. O zamandan bu yana, yaklaşık 36 yıldır yazıyor, sorguluyor, araştırıyor ve öğreniyorum. Gerçi o zamanlar tek taraflı bir
- Home
- Felsefe
Category: Felsefe
Gece Notları: İnsan asıl olarak kendi iç dünyasında vardır
İç Dünyamın Vadilerinde Vasconcelos’un “Şeker Portakalı” klasik kitaplardandır. Severim, bu kitabı defalarca okudum, zaman zaman açıp tekrar göz atarım. Kitabın bir yerinde;“Ne var Zeze?”“Hiç. Şarkı
Gece Notları: Mutlak doğruya olan ölümcül tutkumuz bizi tüketiyor
Mutlak Doğru Bir yazar şöyle yazıyor: “Hiçbir șey belirsizliği kesinlik kadar besleyemez.” (1) Oysa her şeyin kesinliğinden ne kadar eminizdir? Hakikatin, doğrunun, gerçeğin bize ait
Gece Notları: İnsan her şeyi ancak kendini de tanımaya başladığında tanır
Fikirlerin Dönüşümü • Cioran şöyle yazar: “Aslında her fikir yansızdır, ya da öyle olmalıdır; ama insan onu canlandırır, alevlerini ve cinnetlerini yansıtır ona; saflığını yitirmiş,
Sesli Düşünceler (II)
1. İnsanların egolarının yatıştırıcısı değilim, tatmin edicisi hiç değil. 2. Başkalarının öğretmeni değilim. Kendi kendimin öğrencisi ve aynı zamanda öğretmeniyim. Avucumda sonsuz bilgiye sahip bir
Yirmi Dört Saat Yağmurları
Çocukluğumdan bu yana iki şeyi çok sevdim. Birisi tercih edilmiş yalnızlık, diğeri ise yağmur. Daha doğrusu sağanak ve günlerce süren yağmurlar. Sisi de sevdim. Bir sisin içinden çıkarak var olduk belki. Yine bir sisin içinde kaybolup gideceğiz bir gün. Bir varmış bir yokmuş diyecekler. Uzaklarda sisin içinde kaybolmuş, belli belirsiz ağaçlar varoluş yanılsamamızı anlatıyor sanki.
Hakikatlere Dair Notlar
Ben kendi gördüğüm, araştırıp okuduktan sonra hakikat olduğuna inandığım düşünceleri ortaya koyuyorum, yayınlıyorum. Ama insanları ikna etmek için değil, bu çabanın boş olduğunu yıllar önce anladım. İnsanları kolay ikna da edemezsiniz, onlar genellikle düşüncelerini değiştirmezler. Zaten amacım da bu değil. Sadece kendi düşüncemi ortaya koymak istiyorum. Bunun ötesinde hiçbir beklentim yok.
Çağdaş Bir İnkârcı Filozof: Emil Michel Cioran (1)
Emil Michel Cioran tüm kitaplarını okuduğum -bazılarını birkaç kez- sürekli kitaplarını karıştırdığım ve esinlendiğim bir yazardır. Varoluşçu düşünceleri beni etkilemiştir. Kitapları baştan sona bir varoluş sorgusudur. Yıkıcı bir felsefedir onunkisi, yapmak, oluşturmak gibi bir derdi yoktur, bununla hiç ilgilenmez. Harabeler, yıkıntılar arasında felsefe yapar.
“Özgürlük Üzerine”
Mill, zamanının ilerisinde bir düşünürdür. Mill’in diğerlerinden farkı, düşünce ve ifade özgürlüğü kavramını ele alırken, onu yalnızca çoğunluğun tercihleri açısından değil, azınlığın, hatta tek bir kişinin hakları açısından da yorumlamasıdır. Yani mümkün olan düşünce özgürlüğünün ucuna kadar gitmeye çalışır. Tabii ki bu noktada, eşitlik kavramıyla ele alınmadığı zaman özgürlük kavramının içinin boşalabileceğini söyleyebiliriz bir eleştiri olarak. Ancak bu bile Mill’in düşüncelerinin önemini azaltmaz. Bugün özellikle Avrupa türü burjuva demokrasilerinin sınırlı da olsa “bireysel düşünce ifade özgürlüğü” kavramının temelinde Mill gibi düşünürlerin önemi büyüktür.
Varoluşumuzun Çıplaklığı
“Nefes alamıyorum” demiştin bir gün bana. Depresyondan şikayetçiydin. Evet olabilir, ama biraz da belki varoluşun ağırlığı bu. Duyarlı insanlar varoluşun ağırlığını duyarlar zaman zaman. Hayat ağır gelir onlara. Görünüşte bir sorunları olmasa bile yaşamanın kendisi bir sorun haline dönüşür. Nefes alıp vermek bile sıkıntılı olabilir.