Fikirlerin Dönüşümü • Cioran şöyle yazar: “Aslında her fikir yansızdır, ya da öyle olmalıdır; ama insan onu canlandırır, alevlerini ve cinnetlerini yansıtır ona; saflığını yitirmiş,
Category: Felsefe
Sesli Düşünceler (II)
1. İnsanların egolarının yatıştırıcısı değilim, tatmin edicisi hiç değil. 2. Başkalarının öğretmeni değilim. Kendi kendimin öğrencisi ve aynı zamanda öğretmeniyim. Avucumda sonsuz bilgiye sahip bir
Yirmi Dört Saat Yağmurları
Çocukluğumdan bu yana iki şeyi çok sevdim. Birisi tercih edilmiş yalnızlık, diğeri ise yağmur. Daha doğrusu sağanak ve günlerce süren yağmurlar. Sisi de sevdim. Bir sisin içinden çıkarak var olduk belki. Yine bir sisin içinde kaybolup gideceğiz bir gün. Bir varmış bir yokmuş diyecekler. Uzaklarda sisin içinde kaybolmuş, belli belirsiz ağaçlar varoluş yanılsamamızı anlatıyor sanki.
Hakikatlere Dair Notlar
Ben kendi gördüğüm, araştırıp okuduktan sonra hakikat olduğuna inandığım düşünceleri ortaya koyuyorum, yayınlıyorum. Ama insanları ikna etmek için değil, bu çabanın boş olduğunu yıllar önce anladım. İnsanları kolay ikna da edemezsiniz, onlar genellikle düşüncelerini değiştirmezler. Zaten amacım da bu değil. Sadece kendi düşüncemi ortaya koymak istiyorum. Bunun ötesinde hiçbir beklentim yok.
Çağdaş Bir İnkârcı Filozof: Emil Michel Cioran (1)
Emil Michel Cioran tüm kitaplarını okuduğum -bazılarını birkaç kez- sürekli kitaplarını karıştırdığım ve esinlendiğim bir yazardır. Varoluşçu düşünceleri beni etkilemiştir. Kitapları baştan sona bir varoluş sorgusudur. Yıkıcı bir felsefedir onunkisi, yapmak, oluşturmak gibi bir derdi yoktur, bununla hiç ilgilenmez. Harabeler, yıkıntılar arasında felsefe yapar.
“Özgürlük Üzerine”
Mill, zamanının ilerisinde bir düşünürdür. Mill’in diğerlerinden farkı, düşünce ve ifade özgürlüğü kavramını ele alırken, onu yalnızca çoğunluğun tercihleri açısından değil, azınlığın, hatta tek bir kişinin hakları açısından da yorumlamasıdır. Yani mümkün olan düşünce özgürlüğünün ucuna kadar gitmeye çalışır. Tabii ki bu noktada, eşitlik kavramıyla ele alınmadığı zaman özgürlük kavramının içinin boşalabileceğini söyleyebiliriz bir eleştiri olarak. Ancak bu bile Mill’in düşüncelerinin önemini azaltmaz. Bugün özellikle Avrupa türü burjuva demokrasilerinin sınırlı da olsa “bireysel düşünce ifade özgürlüğü” kavramının temelinde Mill gibi düşünürlerin önemi büyüktür.
Varoluşumuzun Çıplaklığı
“Nefes alamıyorum” demiştin bir gün bana. Depresyondan şikayetçiydin. Evet olabilir, ama biraz da belki varoluşun ağırlığı bu. Duyarlı insanlar varoluşun ağırlığını duyarlar zaman zaman. Hayat ağır gelir onlara. Görünüşte bir sorunları olmasa bile yaşamanın kendisi bir sorun haline dönüşür. Nefes alıp vermek bile sıkıntılı olabilir.
Hiçbir Yere Aitim Ben ve Kendime Yürüyorum
İşte buna da aidiyet neden olur. Bazı insanlar, uluslar vs… bazı toprakların, yerlerin, bölgelerin kendilerine ait olduklarını düşünürler. Aynı ülke içinde bile bu böyledir, aynı ulusta bile. Oysa yeryüzü hiçbir ulusa ait değildir, olmamalıdır; o ne de insanlığa aittir o sadece. O evrenin bir parçası olarak bütün canlıların, doğa içinde özgür ve barış içerisinde, aidiyetleri bir kenarara bırakak yaşabileceği bir yerdir özünde. Ama işte uluslar, devletler, ideolojiler, dinler vs… aidiyetlerimiz dünyayı yaşanır bir yer olmaktan çıkarır. Bakınız tarihe bütün savaşların nedeni bu saydığım aidiyetler ve başkalarıdır.
Gece Notları: Özgürlük Nedir Bilir misin; Önce Mahalleden Çıkmaktır
Derler ki “Tek başınıza kalmayı göze alamadığınız sürece gerçeğe ulaşamazsınız.” Bu gerçekten doğru. Devlet baskısından bile daha güçlü bir olgudur “mahalle başkısı.” Ben bunu yıllar önce gördüm. Ve “mahalleden” çıkmadığın sürece, gerçeğe giden yola da giremeyeceğini de. Hiçbir mahalleye mensup olmamaktır özgürlük. Hele bir yazar için bu vazgeçilmezdir bence. Çünkü tek kriterin gerçek, hakikat oluyor; gerçek ve özgürlük.
Varoluşsal Birkaç Not
İktidar, kariyer ve paranın peşinde koşar çoğu insan. Kumu ellerine alıp Pessoa’nın dediği gibi onu altın tozuymuş gibi düşünürler iktidar, para ve kariyer peşinde koşarken. Ama bir gün gelir ki, ellerindekinin sadece kum olduğunu görürler kaçınılmaz olarak. Neyi elde ederlerse etsinler, elleri boş kalacaktır sonunda, kaçınılmaz sondur bu. İşte size boşa harcanmış hayatlar. Bir hiç için harcanmış, kuma adanmış hayatlar.