Çocuk yaşından itibaren çalışmaya başlayan Andrey Platonov, “komünist” bir yazar olmasına karşın yapıtlarında bazı şeyleri sorgulayan tavrı nedeniyle, temel yapıtları yasaklanmış bir yazar oldu Sovyetler Birliği’nde. Varoluşçu temalar da içeren yapıtları Stalin’in hoşuna gitmemişti.
Maksim Gorki ise onu başlangıçta desteklemiş ve yazın anlayışını sevmişti.
Oğlu çalışma kampına gönderilmişti Platonov’un, kendisi olmasa da. Zaten çalışma kampından dönen oğlundan kaptığı tüberküloz mikrobu, yazarın ölümüne neden olmuştur.
Birçok yapıtında açıkça eleştiri yapmaz, ama örtülü eleştirel bir tarzı vardır. Zaten yaşadığı dönem bir yazar için açık eleştiri yapılacak bir dönem değildi; açık eleştiri yapanlar soluğu toplama kampları olan Gulag’larda alıyordu.
Platonov’a “Rus George Orwell” diyen bazı yabancı eleştirmenler de vardı. Temel yapıtları yıllarca ülkesinde yasaklı kaldı.
Platonov’un yapıtları hayatı sorgular. İnsanları, toplumu ve onun anlamını araştırır yazar kendi dünyasında. İnsan yaşamının ne anlama geldiğini sorgular.
“Aslında insanlar akıldan ya da hakikatten değil, sırf doğdukları için yaşarlar ve kalpleri, çarptığı müddetçe, çaresizliklerini işleyip parçalara böler, kendileri de sabırla çalışmaktan cevherini yitirerek viran olurlar.”[i]
Çoğu insan için yaşamın anlamı bundan ibarettir, nefes alır ve ölür gider, geride iz bırakmaz.
“Ruh ölmez, ” dedi. “Yabancılaşır.”… “Başkasının ruhunu veriyorlardı size,” dedi.”[ii]
Bütün problemimiz aslında budur, sistem, toplum, devlet, muhalefet, herkes ve her şey bizden başkasının ruhunu taşımamızı istiyor, kendi ruhumuzu değil. Her sistemde bu böyle olmuş şimdiye dek. İnsanların kendileri olması istenmemiş, istenmiyor da.
İşte Platonov bu konuya vurgu yapıyor.
Romancı Tatyana Tolstaya şöyle yazdı: “Andrey Platonov, yirminci yüzyılın belki de en parlak Rus yazarı olan sıra dışı bir yazardır.” [iii]
“Platonov, Stalinist politikalara karşı şüpheci tavırları ve deneysel, avangart biçimleri nedeniyle yaşamı boyunca yayınlanmadı.”
Stalin ona “pislik” demişti üstelik. (The Guardian, Andrei Platonov: Russia’s greatest 20th-century prose stylist?)
Komünist Parti’ye “aday üye” olan Platonov’un adaylığı, daha sonra Parti tarafından iptal edildi.
Platonov’un bir dergide yayınlanan yazısı üzerine Stalin, onun cezandırılmasını önermişti.
“Stalin, yayıncılara her ay yazdığı bir notta, Platonov’u ‘düşmanlarının bir ajanı’ olarak nitelendirdi ve bir yazıda yazarın ve diğer ‘uyuşuk kafaların’ (yani editörlerin) cezalandırılması gerektiğini önerdi. “[iv]
Platonov, kendisini “komünist” olarak nitelemesine karşın, yazdıklarından dolayı hem parti dışına atılıyor, hem de yazdığı bazı kitaplarının yayımına izin verilmiyordu. Ancak bazı öykülerini yayınlayabiliyordu o dönem.
Onun, “Can”, “Mutlu Moskova”, “Çukur”, “Çevengur”, “Dönüş”, “Muhteşem Vahşi Dünya” adlı kitaplarını okudum. Bazı öykü ve romanlarında sıkıldım. Ama bazılarını da sevdim örneğin “Dönüş” kitabı gibi.
Özellikle “Yuşka” başlıklı öyküsü güzel ve etkileyici geldi bana. Yalın bir dil kullanıyor yazar. Bazen kasvetliliğe kaçsa da, genelde akıcı yazıyor. Eğer Rus edebiyatından ve yazarlarından keyif alıyor seviyorsanız, Platonov’u da sevebilirsiniz.
Son söz Platonov’dan:
“Ölülerin susma vakti geldi.”[v]
Erol Anar
[i] Andrey Platonov: Can, sayfa 73.
[ii] Platonov, age, sayfa 108.
[iii] (Tolstaya, Tatyana (2000-04-13). “Out of This World”. ISSN 0028-7504. Retrieved 2019-08-09)
[iv] The regime and the artistic intelligentsia: Central Committee and Cheka-OGPU-NKVD documents about cultural policy, 1917-1953, Moscow, 1999, p. 150 (in Russian), cited in Goncharov and Nekhotin.
[v] Andrey Platonov: Can, sayfa 90.