“Küçük Adamlar” ve “Büyük Adamlar”

“Küçük Adamlar” ve “Büyük Adamlar”

Günümüzde ise “küçük adam” artık iyice fanatikleşmiş, fanatik lider ve partilerin peşinde koşuyor.

İşte toplumu zehirleyen iki silah vardır yöneten egemenlerin elinde: Din ve milliyetçilik. Din siyasallaştırılır ve milliyetçilik dozunun arttırılması için “dış güçler” ile küçük savaş provaları, gerginlikler yaşanır.

Wilhelm Reich ilginç bir yazar ve psikanalist . Psikiyatri tarihinin “en radikal kişilerinden birisi” olarak biliniyor. Onun özellikle “Faşizmin Kitle Psikolojisi”, “Cinsel Devrim”, “İnsanın Doğadaki Yeri”, “Kişilik Çözümlemesi” gibi bazı kitaplarını okumuştum. Yazılarımda kaynak vererek bu kitaplardan alıntılar yaptım. En çok sevdiğim kitabı ise, en tanınmış olanıdır: “Dinle Küçük Adam”.

Şöyle der bir yerinde bu kitabın:

“Yaşamdan mutluluk istiyorsun, ama güvenlik çok daha önemli sana göre. Güvenliğin uğruna belini kırmaya, canını vermeye hazırsındır.” [i]

Sorunun özü budur aslında: İnsan kendi özgürlüğünü, güvenliği karşılığında satmıştır. Gerçekte hiç de güvende değildir.

Reich’in özelliği kendi düşünceleri çerçevesinde her şeyi sorgulayan bir yapıya sahip olmasıydı. Bu nedenle tabulara meydan okuyordu. Komünist Parti’den de, Uluslararası Psikoanalitik Cemiyeti’nden de atıldı bu nedenle. [ii]

“Köleliğinin tek sorumlusu, yalnız ve yalnız sensin başka hiç kimse, ama hiç kimse değil. Tek sorumlu sensin. Bunu biliniyordun, değil mi? Kurtarıcıların, seni baskı altında tutanların, Wilhelm, Nikolaus, Yirmisekizinci Papa Gregory, Morgan, Krupp ya da Ford olduğunu söylüyorlar. ‘Kurtarıcılarının’ adına da, Mussolini, Napolyon, Hitler, Stalin deniyor. Bak ben ne diyorum: Senden başka hiç kimse senin kurtarıcın olamaz!.” [iii]

Günümüzde ise “küçük adam” artık iyice fanatikleşmiş, fanatik lider ve partilerin peşinde koşuyor. Artık bir şeyi anlamayacak, farkına varmayacak kadar fanatikleşti küçük adam. Aldatıldığını anlamadığı gibi, kendini daha da fazla onlara paspas yapıyor. Gönüllü olarak paspasa dönüştü küçük adam. Bir milliyetçi ya da dinci nutukla hemen sokağa çıkıp kendini “büyük adamlar” uğruna ateşe atacak kadar gözü dönmüş bu küçük adamın artık.

Düşünce özgürlüğüne hiç tahammülü yok küçük adamın artık. Hemen küfür ediyor, farklı düşünceleri taşıyanları tehdit ediyor, elinden gelirse şiddet ile susturuyor kendisi gibi düşünmeyenleri. Sosyal medyada bunun örneklerini bol bol görüyoruz. Profesyonel trollerin yanında, küçük adamlardan oluşan gönüllü troller de var.

Sadece hükümeti destekleyenler ile sınırlı da değil; özünde çoğu çevre ve kesim farklı düşünceye, eleştirel ve sorgulayıcı yaklaşıma tahammüllü değil bu Orta Doğu coğrafyasında. Böylesi prototipler kendi “düşüncelerini” diğerlerine psikolojik ya da -elinden gelirse- fiziksel şiddetle dayatıyor.

Çatacak bir dış güç bulmak çok kolaydır.

Reich, Freud ile birlikte çalışmıştır. 1933’de Hitler rejiminden kaçarak ABD’ye gitti Reich. Ancak burada da muhalif ve radikal tavrı başına iş açtı. Özellikle cinselliği bir tedavi olarak görüp, tabulara dokunması, başta psikayatristler de olmak üzere birçok çevreyi rahatsız etti. ABD’de hapis bile yattı. Bir konuda “yasağa uymadığı ve mahkeme kararına aykırı davrandığı” gerekçesiyle iki yıl hapse mahkûm oldu, bir yıl sonra kefaletle serbest kaldı. Yapıtları sansüre uğradı.

“Size kişisel özgürlük değil ulusal özgürlük vadediyorlar. Size özgüven değil, devlete saygı, kişisel büyüklük değil, ulusal büyüklük vadediyorlar. Sana göre, ‘kişisel özgürlük’ ve ‘kişisel büyüklük’, soyut birer kavramdan başka bir şey değildir; -‘ulusal özgürlük’ ve ‘devletin çıkarları’ sözcükleriyse, seni zevkten dört köşe etmekte; bu yüzden hemen bu sözcüklere sarılıyorsun.”[iv]

İşte toplumu zehirleyen iki silah vardır yöneten egemenlerin elinde: Din ve milliyetçilik. Din siyasallaştırılır ve milliyetçilik dozunun arttırılması için “dış güçler” ile küçük savaş provaları, gerginlikler yaşanır. Çatacak bir dış güç bulmak çok kolaydır. Çünkü bütün devletler hemen hemen aynıdır, özellikle de totaliter yönetimlerin egemen olduğu devletler. Bu anlamda içeriye hükmetmek için, dışarıya yönelik sert söylemin dozunu artırmak zorundadırlar hep dile getirildiği gibi. Tarihe, atalara, savaşlara sık sık vurgu yapılır ve toplumun içindeki milliyetçi duygular coşturulur. İşte bunun için Reich’in “küçük adam” dediği birey olamamış kişi, kendi özgürlüğünü devlete ve ulusa adar. Kendisi bir köle gibi yaşarken, o zavallılığı içinde ulusunu ve devletini (aslında egemen güçlerin çıkarlarını) yüceltmeye çalışır. Ve gerçekliği göremez, ona kör olmuştur.

“Dinle Küçük Adam” adlı yapıtında otoriteyi, sistemi ve her şeyi sorgular Reich.

“Diktatörlük kurmak, diktatörlüğü yaşatmak veya sınırlarını genişletmek için dış tehdit algısının abartılarak kullanılmasının tarihi çok eskilere gider… Söz konusu hedefler ulusu, bu sözde dış tehditlere karşı sürekli odaklanmış halde tutmayı (ve iç problemlerle meşgul olmalarını önlemeyi), yetkililerin iç meselelere karşı gereğinden fazla sert tedbirler almalarına uygun zemin yaratmayı ve daha kapalı bir toplum yaratmak amacıyla özgürlüklerin kısıtlanmasına verilen desteği artırmayı içerir.”[v] diyor Fathali M. MoghaddamDiktatörlüğün Psikolojisi” adlı kitabında.

“Dinle Küçük Adam” adlı yapıtında otoriteyi, sistemi ve her şeyi sorgular Reich. Bir insanlık manifestosudur bu yapıt. Gerçeğin üzerine örtülmüş örtüyü kaldırır usulca Reich ve bizi kendimizle, her şeyle yüzleşmeye çağırır. Ben kendisinden çok şey öğrendim.

Bugün birçok ülkede ‘küçük adamlar’, kendilerini ‘büyük adamlar’a fanatikçe feda etmekte ve onlara tapmaktadır.

Ve son olarak Max Stirner ile bitirelim bu yazıyı:

“Büyükler neden büyüktürbilir misinizBizdizlerimizin üstüne çökmüşüz de ondanArtık kalkalım!”

Erol Anar

Not: Bu yazının bütün hakları tarafıma aittir ve bu yazıyı ve yazarını referans göstermeden yazıdan bir parça ya da yazının tümü hiçbir şekilde kullanılamaz. Copyright © erol anar 2020. (17 Eylül 2020, 12.22)


[i] Wilhelm Reich: Dinle Küçük Adam, Payel Yayınları, s. 42.

https://www.kitapyurdu.com/kitap/dinle-kucuk-adam/20236.html

[ii] Alman Komünist Partisi’ne katıldı ancak Komünistlere aşırı açıksözlü ve sözünü esirgemez geldiği için 1933’te partiden ihraç edildi. 1934’te politik saldırganlığından ötürü Uluslararası Psikanaliz Birliği’nden de ihraç edildi. (According to his daughter Lore Reich, Anna Freud and Ernest Jones were behind the expulsion.)

[iii] Dinle Küçük Adam,  Payel Yayınları, Resimleyen: William Steig, İngilizceden çeviren: Şems A Yeğin.

[iv] Dinle Küçük Adam,  Payel Yayınları, Resimleyen: William Steig, İngilizceden çeviren: Şems A Yeğin.

[v] Fathali M. Moghaddam: Diktatörlüğün Psikolojisi, (Kitaptan kısa bir bölüm), 3P Yayıncılık, Çeviri: Hakan Kabasakal, 1 . Baskı: Mart 2014, İstanbul, sayfa 97-101.

https://www.kitapyurdu.com/kitap/diktatorlugun-psikolojisi/335134.html&filter_name=Fathali%20M.%20Moghaddam:%20Diktat%C3%B6rl%C3%BC%C4%9F%C3%BCn%20Psikolojisi,

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!