Bizans Sefirlerinin Bağdat Ziyaretleri

Bizans Sefirlerinin Bağdat Ziyaretleri

Sonra, 50 tanesi sağda, 50 tanesi solda toplam 100 aslanın olduğu bir saraya geldiler; her bir aslanı bakıcısı tutmakta, başlarında ve boyunlarında demir zincirler bulunmaktaydı.

Bizans sefirlerinin Bağdat’ta 917’de kabulüne ilişkin o dönemden bir anlatım halifenin sarayının ihtişamını canlı bir dille tasvir eder ve ayrıca İslami iç mekan tasarısının önemli bir özelliği olan esnekliğine açıklık kazandırır. Saray, bir çöl vahasında Bedevi yurdu gibi serbestçe düzenlenmiş çok sayıda köşkten oluşmaktaydı. Çeşitli odalari ve salonları yapılacak etkinliğe kısa zamanda uydurulabilecek, gösterişli halılar ve diğer kumaşlar için sahne düzeni verilebilecek şekilde sefirlerin ziyareti için düzenlenmişti. Fakat geldiklerinde karşılarında silahlı muhafızlar yerine hadımları ve zenci iç oğlanlarını -7000 hadım ve 4000 içoğlanı- bulan sefirler hayretler içinde kalmışlardı! (Rakamlar kuşkusuz abartılıydı.) Bir köşkten diğerine, nizami veya gayrinizami bahçelerden, çeşmelerin ve havuzların su sesleriyle zincirli hayvanların arasından tören halinde yürürken Halifenin hazinelerinin kendileri için depolardan çıkarıldığını fark ettiler. Aşağıdakiler dahil 38.000 örtü vardı:

… altından perdeler -altınla işli brokardan- hepsi, fil, at, deve, aslan ve kuş figürleri ve içki kaplarının tasvirleriyle muhteşem bir şekilde işlenmiş . . . /ah ram ve Daragbird ve Ad-Davrak’ta yapılan halı ve diğer yer örtülerinin sayısı 22.000 parçaydı; bunların hepsi yerlere ve avlulara serilmiş, soyluların ayaklarının altına yayılmıştı. Bizans temsilcileri ana kapıdan bizzat Halifenin huzuruna kadar yol boyunca bu halıların üzerinden yürüdüler-ve bu sayının içinde odalarda ve meclislerde başka halıların üzerine serilmiş güzel kilimler dahil değildi ve bunların üzerine basılmıyordu … Sonra, 50 tanesi sağda, 50 tanesi solda toplam 100 aslanın olduğu bir saraya geldiler; her bir aslanı bakıcısı tutmakta, başlarında ve boyunlarında demir zincirler bulunmaktaydı. Varaklı bakır çemberlerle bağlanmış tik ağacından çitlerle korunan çimenlik ve palmiye ağaçlı bir bahçeden geçtikten sonra, kendilerini ortasında altın ve gümüş bir ağaç duran, dallarında altın ve gümüş her türden kuşun durduğu büyük bir havuzun yanında buldular.

Rüzgâr estikçe ağacın dalları sallanıyor, kuşlar ıslık çalıp, ötüyorlardı. 22 köşkü gördükten sonra en nihayetinde sefirler, Halife Muktedir ve beş oğlunun huzuruna alındılar. Halife altın işlemeli ipek bir kıyafet giymekte ve abanoz bir tahta oturmaktaydı. Sefirler, önüne gelip kollarını kavuşturacak saygılı bir duruş aldılar.

(Al-Khatir’ın Bizans sefirlerinin 917’de Bağdat’ı ziyaretlerini anlatımı, Journal of the Royal Asiatic Society, 1 897, tr. G. Le Strange, adapted)


“Dünya Sanat Tarihi, Hugh Honour-John Fleming, Alfa Yayınları, 2015, İstanbul, sayfa 341.

https://www.amazon.com.br/D%C3%BCnya-Sanat-Tarihi-Ciltli-Hediyeli/dp/6051713603

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!