Boş ve Büyük Konuşmak Üzerine

Asla yapmam dediğimiz şeyleri yaparken, bunun ne kadar doğal olduğunu da ister istemez içselleştiriyoruz. İşte hayattan öğrendiğim, en azından öğrenmeye çalıştığım en önemli derslerden birisi bu: Gereksiz yere , laf olsun diye konuşma ve büyük laflar etme. Laf edeceksen de bir yanılma payı bırak her zaman. Asla yapmam yerine, yapmak istemiyorum diyebiliriz örneğin. İkisi birbirinden çok farklıdır.

Devamını okuyunuz...

İyiliği Unutmayan Ölü – (Çin Öyküleri)

Bir zamanlar Ts’ui adında bir adam vardı, bu, günün birinde işlediği bir suçtan dolayı Kuang-tung’a sürülmüştü. Giderken, başlarına bir yıkım gelir korkusuyla, karılarını yanında götürmekten korkmuştu; bunun için onları evde bıraktı, yalnız başına yola koyuldu. Fakat Kuang-tung’daki asker kampına vardığı zaman, yalnızlığını duyumsadı; üzüldü.

Devamını okuyunuz...

Genç Baba, Yaşlı Oğul – (Çin Öyküleri)

Orta Çin eyaletlerinden “Yangdschou”lu Ch’en, katır tüccarıydı. Elli yaşlarına girdiği zaman hastalandı, yatağa düştü. Bu sırada bir gün ona genç bir atlı geldi. Adam onu boğazından öyle bir yakaladı ki, yaşlı adamın aklı başından gitti. Adam onu atından aldı, hızla oradan ayrıldılar. Ch’en “İmdat!” diye bağırdı, ama yardımına kimse gelmedi. Kentin büyük kapısı önüne vardıkları zaman delikanlı yaşlı adamı yere attı ve “Sen hızla git. Ben atla gideceğim, seni bekleyeceğim” dedi.

Devamını okuyunuz...

erol anar
error: Content is protected !!