Ayna

Ayna

Hayvan sevmezsin, insan sevmezsin, doğa sevmezsin, ama merhametli olduğunu düşünürsün. Hayvanları uğursuz olarak görürsün, ama kendini çok vicdanlı, karıncayı incitmez bir kişi olarak düşünürsün.

Hayvanlara değil yardım etmek, onlara yardım edenleri dahi eleştirirsin. “Evde kedi beslenmez, uğursuzluk getirir.” dersin. “Bunca insan yoksulken bir hayvana yardım edilir mi?” dersin. Ama asla ne hayvanlara, ne de insanlara yardım edersin.

Kendi düşüncenden, dininden başka hiçbir düşünceye, dine özgürlük tanımazsın. Kendin gidip başkalarının ülkesinde kendi ibadethaneni açarsın, inancını yayarsın, bunu bir hak olarak görürsün. Ama başkası senin ülkende bunu yapmaya kalkarsa, hatta kendi inancını savunmaya kalkarsa bunu misyonerlik olarak görür, karşı çıkarsın.

Her şeyi eleştirirsin, ama kendi düşüncelerin, inancın eleştirilince hemen reddeder ve karşı saldırıya geçersin. Hemen, “inancıma, dünya görüşüme laf söyleme” dersin.

Gücünün yettiğini hiç düşünmeden ezer geçersin. Ama kendinden güçlü bir otoritenin önünde paspas olursun.

Kendin için bütün hak ve özgürlükleri istersin. Ama bir başkasının hak ve özgürlüğü umrunda değildir, çiğner geçersin onları. Kendi kuyruğuna basılınca en yüksek derecede bağırırsın, ağlarsın; ama hak ve özgürlükleri çiğnenen başkaları olunca kulaklarını tıkar, gözlerini kapar üç maymunu oynarsın.

Hep kurbanı, ezilmişi, hakları çiğnenmişi oynarsın; ama yeri geldiğinde ezilmiş ve yoksulları senden fazla ezen olmaz. Ötekileştirmeyi, dışlamayı, izole etmeyi seversin ve hep uygularsın. Seninle en küçük düşünce, inanç, ırk, kültür ya da davranış farklılığında olanları ötekileştirir ve onlar için parmağını bile oynatmazsın.

Bilim ve felsefe sevmezsin. Sanat sevmezsin, heykellerin üzerine yazı yazar, çizer, kırarsın. Resimleri depoya kaldırırsın. “Böyle sanatın içine tükürürüm.” dersin. Estetik yoktur hayatında onun için bir zerre bile.

Bütün dünyanın sana ve ülkene karşı komplo düzenlediğini, kıskandığını düşünürsün. Herkes sana düşmandır sana göre. Aslında senin, senden büyük düşmanın yoktur.

Kendine aykırı gerçekleri seslendirenlerden hoşlanmaz, onları ya duymazlıktan gelir ya da hedef alır, manipülasyon yaparsın. Sana göre gerçekleri sadece kendin bilirsin, gerçekler sadece senin dünya görüşüne ya da inancına uygun olanlardır sence.

Söylediklerinin tam tersini yaptığın halde çoğu zaman, kendini bir merhamet, vicdan, fedâkarlık abidesi olarak görürsün. Bir yaptığını bin olarak görürsen de, bir başkasının yaptığını görmezden gelirsin. Gizli olarak her şeyi, bütün pislikleri yaparsın da gözünü bile kırpmadan, başkalarının yanından bir ahlâk abidesi olursun.

Kendi çocuğunu okutmayı, kendi ailene, arkadaşlarına yardım etmeyi iyi bir insan olmak olarak görürsün de, tanımadığın bir başkasına yardım etmek için parmağını bile oynatmazsın.

Kitap okumazsın, araştırmazsın ama her şeyi bildiğini düşünürsün. Yüz yıllık önyargıları taşımayı bilgi olarak adlandırırsın.

Tepeden tırnağa bir çifte standarttan ibaretsin sen.

Erol Anar

Paraná

28 Nisan 2019

2 thoughts on “Ayna

  1. Erol kardeş kardeş yazılarını severek okuyor ve bazılarını arkadaşlarla paylaşıyorum .
    Ben çogu şeyleri geç duyduğum için benim gibi arkadaşlarımda olabilir diye
    Tersakana giripte su görmemek gibi .

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!