Önemli Olan Devrimin İkinci Günü Devrimci Kalabilmektir

Önemli Olan Devrimin İkinci Günü Devrimci Kalabilmektir

Asıl devrimci olmak, özgürlüğü her türlü sisteme karşı sonuna kadar savunmaktır. İnsanlara işkence yapılamayacağına, yargısız infazla ensesine tek kurşun sıkılarak öldürülemeyeceklerine, farklı düşünceleri nedeniyle insanların toplama kamplarına koyularak zorla çalıştırılıp köleleştirilemeyeceklerine inanmaktır gerçek anlamda devrimci olmak.

Bakunin için şöyle demişlerdi: “O, devrimin birinci günü için eşi bulunmaz bir hazinedir. Ama ikinci günü vurulmalıdır.”

Doğru bir tespitti bu. Çünkü devrimin ikinci günü neler olacaktı? Bunu tarihe bakarak görebiliriz. Devrimin önderleri iktidarı, devleti ele geçirecek ve ikinci gün kim hangi koltuğa oturacak, kim hangi sarayda, konakta yaşayacak meselesi tartışılacaktı. Kremlin’den Çar ve ailesi çıkacak ve Bolşevik liderler ve eşleri oturacaklardı buraya. Parti’nin önde gelenleri ise, bakanlıklara, diplomatik koltuklara, müsteșarlıklara yerleştirilecekti. Yani Michel Foucault’nun dediği gibi bütün olay, “Sadece bir nöbetçi değişiminden ibaretti.”

Peki Bakunin gibiler neden vurulmalıydı devrimin ikinci günü? Çünkü onlar ne devlet, ne iktidar, ne de koltuk istiyorlardı. Onların istediği tek şey vardı: Gerçek özgürlük. Onlar halkın doğrudan demokrasi yöntemleri ve sivil kuruluşlar aracılığıyla kendi kendisini yönetmesini istiyorlardı. Halkı kendileri yönetmek, halka bir sürü çobanı gibi davranmak istemiyorlardı.

Bakunin

Eğer bir devrimin getireceği ilk şey özgürlük değilse, o devrim boşa yapılmıştır. Oysa devrimin ikinci günü özgürlük öldürülmüştü. Artık özgürlük diyenler düşmandı yeni rejim için. Oysa Bakunin ikinci günde de devrimciydi ve herkes için özgürlük istemeye devam edecekti.

Daha önce de bir kez yazdığım gibi, önemli olan devrimden önce devrimci olmak değildir. Önemli olan devrimin ikinci günü devrimci kalabilmek ve öyle olmaya devam edebilmektir.

Haksızlıklara, zorbalıklara, yargısız infazlara, işkencelere kim hangi nedenle yaparsa yapsın karşı çıkmak ve insan onuruna, insanın düşünce özgürlüğüne yönelik her türlü saldırıya karşı çıkarak onu göğüsleyebilmektir.

Asıl devrimci olmak, özgürlüğü her türlü sisteme karşı sonuna kadar savunmaktır. İnsanlara işkence yapılamayacağına, yargısız infazla ensesine tek kurşun sıkılarak öldürülemeyeceklerine, farklı düşünceleri nedeniyle insanların toplama kamplarına koyularak zorla çalıştırılıp köleleştirilemeyeceklerine inanmaktır gerçek anlamda devrimci olmak.

Gerçek devrimci, devrimin ikinci günü muhafazakârlaşmayan, özgürlük kelimesine düşman olmayandır.

Gerçek devrimci, devrimin ikinci günü yaşam biçimi en küçük bir biçimde değişmeyen, bir koltuğa oturmayan, evini saraya, konağa taşımayan, iktidar hırsı olmayan, yönetimi halkın kendisine veren, elitleşmeyen kişidir.

Önemli olan devrimin ikinci günü özgürlük istemeye devam etmektir ve özgürlüğü hiçbir koşulda hiçbir şeyle değişmemektir.

Özgürlük bayrağını devrimin ikinci günü de sallayabilen kişi gerçek devrimcidir.

Erol Anar

Henüz yayınlamadığım “Özgür Toplum Arayışları” başlıklı kitabımdan kısa bir bölüm…

One thought on “Önemli Olan Devrimin İkinci Günü Devrimci Kalabilmektir

  1. Aynı temennileri devrimci örgütler için de düşünülmeli..
    İdeolojileri için yargısız infazlar yapmalarının, alakasız insanları terör eylemleri ile katletmelerinin vs. devrimcilikle alakasının olmadığının anlatılması gerekiyor.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!