Bilgiye Ulaşmak Kolaylaştıkça İdiotluk da Artıyor

Bilgiye Ulaşmak Kolaylaştıkça İdiotluk da Artıyor


Eskiden bilgi sahibi olmak, bir çeşit iktidar sahibi olmak anlamına geliyordu. Çünkü bilgiye ulaşmak kolay deǧildi. Buna olanaǧınızın ve zamanınızın olması gerekiyordu. Aradıǧınız yayına, kitaba ulaşmanız bile başarıydı. Yani bilgiye ulaşma olanakları son derece kısıtlı idi.
Bugün ise bilgiye ulaşmak için tek şart internete erişebilen bir cep telefonu, dizüstü veya masaüstü bilgisayar ve okuma yazma bilmektir. Bir de bu bilgi okyanusunda boǧulmadan, bilgiye ulaşabilme yöntemlerini bilmek. O kadar devasa bir bilgi hazinesi var ki, aradıǧınız bilgiye bu engin denizde boǧulmadan ulaşmanız gerekiyor.
Geldiǧimiz noktada ise, bilgi arama tekelini Google elinde tutuyor. Google dünyanın en büyük kütüphanesine dönüşmüş durumda. Google Mühendislik Müdürü Rachel Potvin, Silikon Vadisi’nde gerçekleştirilen @Scale konferansında; Google’ın tüm kod tabanının 1 milyar dosya üzerinde 2 milyar satıra yayıldığını ve toplamda 86 terabayt depolama alanı tükettiğini söyledi. (Ocak 2015 itibarıyla)”[1]
Ve bu bilgi giderek büyük bir hızla artmaktadır.
Buradan şu sonuca varabiliriz: Bilgi artık herkesin elindedir. Elinde tuttuǧu cep telefonuyla internete girdiǧi anda kişi, insanlıǧın sahip olduǧu bilgi birikiminin büyük kısmına ulaşabilecektir. Öyleyse günümüzde önemli olan bilgi sahibi olmak deǧildir.
Bu kadar bilgi olmasına karşın internet aǧı üzerinde düzenli olarak ziyaret ettiǧimiz kaç tane website vardır? 10, 20, 50 ya da 100, bilemediniz 200? Öyleyse bu kadar büyük bilgi hazinesi olmasına karşın, birçok kavramın, nesnenin adını dahi duymadan bu dünyadan göçüp gideceǧiz ne yazık ki. Yani bilgi denizine girmeye, orada yüzmeye cesaret edemiyor, kıyıdaki 100-220 website ile oyalanıyoruz.
Bu kadar bilgi elimizin altında olmasına karşın, en son ne zaman yeni bir kavram ya da kelime öǧrendik?
Ayrıca özellikle sosyal medyada dolaşıma giren birçok bilgiyi doǧruluǧunu sorgulamadan kabul ediyor ve bu bilgileri bizler de paylaşıyoruz. Bu nedenle sosyal medyada birçok yanlış bilgi  hâlâ dolaşımdadır. Oraya giren yanlış bilgi içeren bir paylaşım, eǧer yaygınlaşmışsa kolay kolay düzeltilemiyor.
Google’da 2016 yılında en çok aranan 100 sözcük arasında birinci sırada “hava durumu” yer alıyor.[2]
Yani insanlar en çok hava durumunu merak ediyorlar. 45 milyondan fazla kez aranmış bu kelime. Bunun dışında, otomatik çeviri programları, restoranlar, futbol maç skorları, bilgisayar oyunları, uçuş bilgileri, piyango, burç siteleri, haritalar, youtube, haberler, sosyal güvenlik… Google’da 2016’da en çok aranan kelimeler. Benim dikkatimi çeken 823 bin kez ‘hello’ yazılarak arama yapılmasıydı. ‘Orada birileri var mı?” çaǧrısıdır bu.
Bu da bireyin kapitalist dünyada ne kadar yalnızlaştıǧını ve yalnızlıǧını gidermek için Google denizine bir ‘hello’ fırlatacak kadar umutsuzlaştıǧını gösteriyor. Google’da aranan ‘hello’lar arttıkça, insanın yalnızlıǧı da buna paralel olarak artacaktır. Sonuç tam bir yabancılaşma, izolasyon ve anlamsızlık…
Bilim, teknoloji, felsefe, psikoloji, sosyoloji, edebiyat, sanat, gelecek vb… ve bunlarla ilişkili kelimeler ilk 100’de yok. İlk 1000’de de olacaǧını sanmıyorum. Çaǧımızda bilgi aramak, öǧrenmek ilgi görmüyor, her şey yüzeysel ve imajlarla yol alıyor.
Yine dünyada süren savaşları ve sonuçlarını kimse merak etmiyor. İnsanlar ‘Suriye’de bugün kaç insan öldü’ sorusu yerine, piyango sonuçlarını merak ediyor. İnsanların nasıl uyutulduǧunu da görebiliriz sistem tarafından. Bilgisayar oyunları, zengin olma rüyasıyla piyango oynamak, burçlar, futbol ve arabalar, eǧlence amaçlı websitelerin raǧbet gördüǧü ortaya çıkıyor. Restoran arayan çok da, kütüphane arayan yok.
open book with characters
Yine listenin 5. sırasında “calculator (hesap makinesi)” yer alıyor. Kim hesap makinesi arar Google’dan? İnternete erişebilen her cep telefonunda, dizüstü ya da masaüstü bilgisayarda hesap makinesi zaten vardır. Üstelik neyin hesabını yapıyor bu kadar insan merak ediyorum.
Teknoloji geliştikçe, bilgiye ulaşım kolaylaşıyor. Bilgiye ulaşım kolaylaştıkça da, buna ters orantılı olarak cehalet ve idiotluk artıyor. Son yıllarda kitap okuma oranları düştü, daha az kitap yayınlanıyor dünyada. Birçok kitabevi kepenk indiriyor her gün. İnternet büyük ölçüde bilgiye erişimi kolaylaştırsa da, insanlar artık cep telefonlarından, sosyal medyadan, özellikle de Facebook’dan kafalarını kaldırıp kitap okumuyorlar. Okudukları şey gazete haberi en fazla; onu bile yapan azınlıkta kalıyor.

***

Günümüzde önemli olan bilgiyi yorumlayabilme ve yeniden üretebilme yeteneǧidir.
Esas deǧişimi okuduǧumuz haber ve köşe yazıları deǧil, güncel olmayan makaleler ve kitaplar yapar. Bu anlamda güncel haber ve popüler köşe yazılarına, gereǧinden fazla zaman ayırmak zaman kaybından başka bir şey deǧildir. Güncel haberleri izliyorum ancak saatlerce deǧil, gazete köşe yazısı okumuyorum uzun süredir, onun yerine güncel olmayan, uzun soluklu makaleler okumayı tercih ediyorum.
erer
Peki okumak tek başına yeterli midir? Elbette deǧil, eǧer okuduklarımızı, başkalarının deneyimlerini, kendi içsel yolculuǧumuz, arayışımız ve öz deneyimlerimizle birleştirip içselleştiremezsek, o zaman okuduklarımızın gelişimimize çok büyük katkısı olmayacaktır.
Yanıt aramıyorum çoktandır, aradıǧım yalnızca yeni sorular… Çünkü biliyorum ki gerçekliǧin o geçit vermez demirden kapısını açacak olan anahtar, yanıtlar deǧil, sorulardır.
Erol Anar
13 Ekim 2016
Paraná
[1]”Google, işte bu kadar büyük…”, 27 Eylul 2015, http://www.chip.com.tr
[2]By Ross Hudgens: “The 100 Most Popular Google Keywords”, Jan 7th, 2016, http://www.siegemedia.com

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

erol anar
error: Content is protected !!