Bayat Ekmek

Bunun üzerine Fuat tekrar barın arkasına geçer, içmeye başlar. Bir yandan da adamı süzmektedir. Adamın küfür etmesi içine oturmuştur. Gerçi kendisi adama yanıt vermiş altta kalmamıştır, ama yine de bu olaya canı sıkılmıştır. Adam hayatının hatasını yapmıştır, Fuat’a uymaması gerektiğini sonradan iyi öğrenecektir. Adam, balığını bayat ekmekle yiyerek rakısını içmektedir. Başka şeyler düşünmektedir, muhtemelen Fuat ile yaşadığı tartışmayı çoktan unutmuştur. Fuat ise tam tersine, adama bakarak içmeyi sürdürmektedir.

Devamını okuyunuz...

Kazlar

İt Tamer, bir gün yine bizim dükkâna gelmişti. O da Karşıyakalı idi. Konuşmayı severdi. Çayını yudumlayarak hemen anlatmaya başladı:
“Karşıyaka’da bizim bir zamanlar bakkal dükkanımız vardı. Ben duruyordum o sıralar dükkanda. 17-18 yaşlarındaydım. Mahallede cinsel olarak ilgi duyduğum çok sayıda kız vardı. Ne de olsa aslan gibi uzun boylu yakışıklı çocuğum.”

Devamını okuyunuz...

Aşağı Mahalle’nin Göçmen Kızları

Ayla, ailenin en büyük kızı olduğundan kardeşlerine annelik yapardı. Ayla orta boylu sarı kısa düz saçlı ve güleç yüzlü bir insandı. Herkesle iyi geçinir, herkes onu severdi. Güldükçe yanağında bir gamze oluşurdu. İçinde bulunduğu yoksunluk koşullarına rağmen umudunu hiç kesmez ve her şeye iyimser yaklaşırdı. İçi ile dışı bir olan insanlar denir ya, işte Ayla o insanlardan birisiydi. Masumiyet yıllarının masum bir imgesi.

Devamını okuyunuz...

Balık İni

Aşaǧı Mahalle’de kendisinin evinin hemen biraz uzağında Samsun yolunda artık işlemeyen, benzinliği vardı. Kapanmıştı yıllar var burası. Bu benzinliğin altında büyük bir balık ini olduğu söylenirdi, orada sık sık oltayla balık tutardık. Bazen orta büyüklükte balıklar tuttuğumuz olurdu orada. Bazen de gençler bu ine dalar elleriyle ve çuvallar ile balık tutmaya çalışırlardı. İnin diplerinde büyük balıklar olduğu söylenirdi.

Devamını okuyunuz...

Kediyi Duvara Sıkıştırmayacaksın

Bir gün Balo abinin lastikçi dükkânına gitmiştik birkaç arkadaş. Balo abi yoktu, çırağı
Salim vardı dükkânda. Tembel tembel oturuyordu, iş yoktu o gün.
Salim 12 yaşlarında, esmer, ince ve zayıf bir çocuktu, bizden 3-4 yaş küçüktü. Kısa saçları vardı Salim’in sesi sanki burnundan konuşuyor gibi çıkardı. Bize hep “abi” diye hitap ederdi.

Devamını okuyunuz...

Dallas’lı Yıllar

Dallas dizisi yayınladığında sokakta kimseler olmazdı. O zamanların en popüler dizisiydi. Ama ben daha “Küçük Ev” dizisini severdim.  Orda Dallas gibi entrikalar yoktu; kırsal kesim insanlarının masum, sıradan küçük olaylarla dolu hayatlarını anlatıyordu. Laura, Mary, baba Charles hoşumuza giderdi.

Devamını okuyunuz...

Git de Görelim!

Ben o tarihe kadar yurt dışına gitmiştim. Sonra da defalarca. Avrupa’nın birçok ülkesini dolaşmış, Amerika’yı kuzeyinden güneyine gezmiş, keşfetmiştim. Çünkü serüvenci ruhum ölmemişti; hâlâ yaşar içimde, o ceviz altındaki coşkusuyla. Ama Metin’e pullu mektubu yollamış mıydım ya da nereden yollamıştım, onu hatırlamıyorum.

Devamını okuyunuz...

erol anar
error: Content is protected !!