Genelde anarşizm denilince, “teröristler, sosyalistler, komünistler” akla gelir. Eskiden “terörist” yerine “anarşist” denilirdi. Bu, halklara böyle öğretilmiştir dünya devletleri tarafından. Oysa anarşizm yakmak yıkmak anlamına gelmez. Köklü bir ideolojidir ve yüzyıllara dayanır. Anarşist kuram, edebiyat ve felsefe vardır.
Ben anarşizmin en çok, “sana gül bahçesi vaat etmedim.” tavrını severim. Anarşizm diğer tüm ideolojilerden bu anlamıyla farklıdır. Birbirinden çok farklı anarşist akımlar vardır. Anarşizm evet yıkar, ama sonrası için hiçbir şey söylemez. Anarşist toplumda, devlet, hiyerarşi, polis vb… yoktur. Ancak bu bir kaos, bir düzensizlik anlamına gelmez anarşizme göre. Düzenin sağlanmasını doğal hale bırakır.
Yıllar önce bir akşam üstü Köln‘de bir İranlı tiyatrocu arkadaşım ile gezerken, bir sokak lambasında altında oturmuş uzaklara bakan saçı sakalı birbirine karışmış bir evsiz gösterdi ve şöyle dedi:
“İşte bu adam her gece şuradaki bankaya mektup yazar ve kapının altından içeriye atar. Yoldan buldugu kâğıtlara öfkeli mesajlar yazıyor.”
Şöyle bir düşündüm adamın hedefi doğruydu. Bankacılık sistemi, finans kapitalizminin temeliydi. Anarşist kuramcı Mihail Bakunin şöyle demişti: “Banka soymak suç değildir, banka kurmak suçtur.”
Şimdi dört bir yanda demokratik ve barışçıl tepkiler, aynı zincirin bir halkası olarak gezegenin bir yanından öbür yanına uzanıyor. Bu zincir, “Wall Street’i işgal et” hareketinden, Frankfurt’ta sokağa çıkan işçilere, şu an Türkiye’de en temel demokratik hakları için direnen insanlara ve Yunanistan’da sokaktaki anarsiştlere kadar dünyayı bir uçtan diğerine sarıyor. İtalya ve İspanya’da meydanlarda çadır kurup protesto eden işsizlere kadar uzanıyor o insanlık zincirinin bir ucu. Şilili öğrencilerden, Çin’de on dört saat yeraltındaki atölyelerde çalışan emekçi kadına, ve Washington DC’de sokakta yatan evsize kadar insanlar tepkili. Herkesin istemi ortak: daha özgür, daha insanca bir dünyada yaşamak. Ve onlar şöyle diyorlar: Ȍzgürlüğünü kimse sana veremez, onu ancak kendin alabilirsin.
Welcome to reality!
İnsanlar artık sadece sokakta değil, evlerindeki koltukta, işyerinde ve başka yerlerde her yer bir mücadele tepki ve direnişlerini gösterebiliyorlar. Çünkü artık onları birbirine bağlayan bir internet ağı var. Nerede olduğunun bir önemi yok. Ne yaptığının, ne düşündüğünün, ne yazdığının önemi var.
Günümüzde internete girmek, sokağa çıkmak demektir.
Babasıyla birlikte ABD’nin gördüğü en idiot başkanlardan birisi olan George W. Bush bir zamanlar, “kapitalizmin insanlığın icat ettiği en iyi sistem olduğunu” söylemişti.
Ȍyleyse insanlığa açlıktan, şiddetten, savaşlardan, polis copundan gazından ve baskılardan başka birşey getirmeyen bu “en iyi” sisteminizi alın başınıza çalın!
Erol Anar
2013