Fedakârlıktan en çok söz edenlere bakınız, onlar genellikle bir fedakarlıkta bulunmazlar.
Year: 2021
Gol Oldu!
Daha önce bir öykümde de belirttiğim gibi, 12 Eylül sonrası cunta iktidarının yönlendirmesiyle, Anadolu’nun her yerinde futbola özel önem verilmiş ve gençleri özellikle “politikadan uzak tutmak amacıyla” futbol takımları kurulmuş, bu amaçla futbol turnuvaları düzenlenmiştir. Bu politika, hayata geçirilmişti o dönem. Futbol bir anda herkesin tutkusu haline gelmişti. Havza’da da yerden biter gibi, birçok futbol takımı kurulmuştu o dönemde.
Yasaklı Bir Rus Yazar: Andrey Platonov
Onun, “Can”, “Mutlu Moskova”, “Çukur”, “Çevengur”, “Dönüş”, “Muhteşem Vahşi Dünya” adlı kitaplarını okudum. Bazı öykü ve romanlarında sıkıldım. Ama bazılarını da sevdim örneğin “Dönüş” kitabı gibi. Özellikle “Yuşka” başlıklı öyküsü güzel ve etkileyici geldi bana. Yalın bir dil kullanıyor yazar. Bazen kasvetliliğe kaçsa da, genelde akıcı yazıyor. Eğer Rus edebiyatından ve yazarlarından keyif alıyor seviyorsanız, Platonov’u da sevebilirsiniz.
Zeus’un İki Sofrası
İktidarın bir açmazı da, sürekli olarak kendisini kanıtlama zorunda olmasıdır. İktidar sahibi kişi, sürekli olarak kendi gücünü kanıtlamalı ve hâlâ güç sahibi olduğunu göstermelidir. Yoksa o da başka bir iktidar sahibi tarafından güçsüzleştirilir, altedilir. İşte bu nedenle iktidar sahibi sürekli olarak sahip olduğu gücün altında ezilecek ve yorulacaktır. Bir gün geldiğinde, sahip olduğu iktidarı taşıyamaz hale gelecek ve onun altında kalacaktır.
“Özgürlük Üzerine”
Mill, zamanının ilerisinde bir düşünürdür. Mill’in diğerlerinden farkı, düşünce ve ifade özgürlüğü kavramını ele alırken, onu yalnızca çoğunluğun tercihleri açısından değil, azınlığın, hatta tek bir kişinin hakları açısından da yorumlamasıdır. Yani mümkün olan düşünce özgürlüğünün ucuna kadar gitmeye çalışır. Tabii ki bu noktada, eşitlik kavramıyla ele alınmadığı zaman özgürlük kavramının içinin boşalabileceğini söyleyebiliriz bir eleştiri olarak. Ancak bu bile Mill’in düşüncelerinin önemini azaltmaz. Bugün özellikle Avrupa türü burjuva demokrasilerinin sınırlı da olsa “bireysel düşünce ifade özgürlüğü” kavramının temelinde Mill gibi düşünürlerin önemi büyüktür.
Varoluşumuzun Çıplaklığı
“Nefes alamıyorum” demiştin bir gün bana. Depresyondan şikayetçiydin. Evet olabilir, ama biraz da belki varoluşun ağırlığı bu. Duyarlı insanlar varoluşun ağırlığını duyarlar zaman zaman. Hayat ağır gelir onlara. Görünüşte bir sorunları olmasa bile yaşamanın kendisi bir sorun haline dönüşür. Nefes alıp vermek bile sıkıntılı olabilir.
En Totaliter Kişi, Kendimizden Başkası Değildir
Bu konuda Foucault ile tamamen aynı düşünüyorum. Geçmişte yazdığım her şey önemsizdir benim için. Çünkü ben orada kalmadım, ilerlemeye çalıştım. Önemli olan tek zaman şu andır; şuan ne düşündüğüm, yarın ise farklı bir düşünceye ulaşabilirim. Yarın bugünkü düşüncelerimi aynen tekrar edersem, gerilemişim demektir kendi çizgimde.
“Elalem Hapishanesi”nden Kurtulmak
Peki elalem nedir? Elalem her şeydir hemen hemen. Elalem tabular, kurallar, inançlar, milliyetçilik gibi kavramlar vs… dir. Elalem devletin görünmez koludur, onun politikalarının mikro düzeylerdeki yansımasıdır. Toplumun bireyi kontrol altında tutmasının bir aracıdır. Nasıl sistem ve devlet toplumu kontrol altında tutuyorsa, toplum da bireyi kontrol altında tutmak ister.
İçeride, Dışarıda Düşmanlar Yaratma ve Onları ‘Şeytanlaştırma’ Politikaları
Totaliter rejimler farklılığı bir zenginlik olarak değil, kendi iktidarlarına yönelik bir tehdit olarak kavrarlar. Bu yüzden her tür farklılık hedef alınır. (Farklı düşüncelerden, farklı cinsel tercihlere kadar) Bu yüzden en küçük eleştiri ya da farklılık bile siyasal iktidarın eleştiriyi yapanı “şeytanlaştırması”na neden olabilir. Hatta şu ya da bu nedenle kendisini destekleyenler bazılarına bile bunu yapabilir. Bu noktada din, milliyetçilik, erkek egemen kültür, tabular, gelenekler, görenekler hepsi siyasal iktidar için kullanım alanı olan kavramlardır.