Sosyal medya, fiziksel ve içsel yalnızlıkların, sanal kalabalıklarla çarpıştıǧı yerdir. Sanal kalabalıklar, yalnızlık duygusunu geçirmez, tam tersine derinleştirir. Sanal kalabalıklar, çoǧalmış yalnızlıklardır. Bu da çaǧımız insanına fiziksel yalnızlıǧın yanısıra sanal yalnızlık duygusunu da yaşatır ve onu daha da kendisine yabancılaştırır.
Bazı kișiler daha keskin, daha radikaldirler ya da öyle görünürler. Ancak bu, o kișinin, daha devrimci, etkili ve dönüștürücü olduğu anlamına gelmez. Gerçek devrimci, her gün yeniden kendini kanıtlama eylemine ve sloganlara sığınarak ucuz gösterilere girmeyen, kendi dahil her seyi sorgulayan, uzun soluklu olarak mücadele yürütebilen insandır.
Day: June 29, 2018
Erol Anar Yazını: ‘Uzaklara Mektuplar’ Üzerine
Uzun süredir Brezilya’da yaşayan, Türkçe ve Portekizce yapıtlar kaleme alan, Çerkes kökenli Türkiyeli yazar Erol Anar’ın ‘Sen’ adlı kitabı, uzaklardan uzaklara yazdığı mektuplardan oluşuyor. Satırlarından
Seçmemeyi Seçmek
Toplumsal yaşam, çoğu zaman insanları, iki ya da daha fazla seçenek arasında tercihe zorlar. İnsanlarsa, çeşitli kaygılarla seçeneklerden birisini tercih ederler. Sistem bizim önümüze hep seçenekler koyar ve bizi onlarla oyalar. Bu seçeneklerin, çoğunlukla hepsi olumsuzdur. Bunlardan herhangi birini tercih etmek, sizin için çoğu zaman yararsız bir çabadır. Yine de insanlar, bunlardan kendileri için daha yararlı olduǧunu düşündüklerini seçerler. Bu gibi durumlarda hemen hemen hiç aklımıza gelmeyen üçüncü bir seçenek vardır oysa: Hiçbirini seçmemek. Yani seçmemeyi seçmek.