Geçtiğimiz aylarda hippilerin ünlü Woodstock Festivali üzerine belgesel bir film izlemiştim. Woodstock’ta olanları anlatan film, birebir gerçek gőrüntüleri de içererek bu tarihi olaya ışık tutuyor. Film, Michel Wadleigh tarafından yőnetilmiş ve ünlü yőnetmen Martin Scorsese tarafından edit edilmiş.
1960’lı yılların mücadeleci ruhu
“1965’li yıllardan, Afrikalı Amerikalıların ABD’deki eşitlik mücadelesinden büyüyerek gelişen hareket, Vietnam savaşının da etkisiyle uluslararası bir niteliğe büründü. 1968 gençlik hareketleriyle, ABD’den Avrupa’ya hızla yayılan hareket, anti emperyalist biçimlere büründü. Uluslararası kapitalizm ve emperyalizm, bu kitle hareketleri nedeniyle oldukça güç durumda kaldı.”
Bilindiği gibi 68’li yıllarda tüm dünyaya hızla yayılan ünlü başkaldırı hareketi oluşmuştu. Hippiler de bu dalganın içinde “savaşma seviş” sloganıyla savaşlara ve zulme karşı çıkıyorlardı. Ȍzellikle ABD’nin Vietnam işgali ve savaşı da bu dőnemde politik gősterileri tetiklemişti. Hippiler de savaşa karşıydılar ve Woodstock’da üstlerinde askeri helikopterler uçarken bunu dile getirmişlerdi, müzikle, dansla, direnişle.
1968 yılında tüm dünyada őzellikle üniversitelerde başlayan direniş ve aydınlanma bir isyana dőnüşüyordu. Ve sol düşünce dünyanın dőrt bir yanına hızla yayılıyordu.
Herman Hesse’in “Sidarta” adlı kitabı işte bu dőnemde popüler oldu ve neredeyse Hippilerin başucu kitabına dőnüştü. “Aşk ve Barış ” sloganını kendilerine rehber alan bu kitle arasında, kitabın da etkisiyle meditasyon da yaygınlaşmaya başladı.
1968’li yıllarda üniversite işgal ve boykotları sokaklarda kitlesel gősterilere dőnüştü ve anti militarist bir boyut kazandı. İşte hippi kültürü de bu ortam ve koşullar içinde doğdu, büyüdü. 1960’lı yıllarda doğan hippi kültürü beş-altı yıl içinde hızla yayıldı ve kitleselleşti. Pasif, barışçıl bir hareket olmasına karşın, o dőnemde savaşa karşı direnişin őnemli ayaklarından birisi oldu.
Hippilerden bahsedince, o dőnemin kültürel ve sanatsal, edebi ortamından da sőz etmek gereklidir; őzellikle de Beat kuşağı yazarlarından.
Beat kuşağı yazarlarının etkisi
İşte ABD’de Jack Kerouac’ın da aralarında bulunduğu Beat kuşağı yazarları daha őnceleri ortaya çıkmalarına karşın, bu dőnemlerde etkili olmaya başladılar. Jack Kerouac, William S. Burroughs, Alan Ginsberg… gibi yazarlar hippi kuşağını etkiledi. Ȍzellikle Kerouac’ın “On the Road (Yolda)” adlı romanı birçok kişiyi etkiledi. Kerouac, kitaplarının bazılarını uyuşturucu kullanarak yazıyordu.
O dőnemde uyuşturucu kullanmak (őzellikle esrar) bir başkaldırı biçimiydi aynı zamanda. Daha sonraları ise eroin, LSD gibi daha ağır yıkıcı sonuçları olan uyuşturucular kullanılmaya başlandı. Bu da bir őlçüde Hippi hareketinin dejenerasyonuna yol açtı ve onun daha da politikleşmesini őnledi düşüncesindeyim. Hatta uyuşturucu kullanmayı bir nevi espritual bir şey olarak gőrüyorlardı.
Hippi kültürü sosyal kısıtlamalardan tamamen őzgür olmaya çalışan bir hareketti. (free from social restrictions)
Űnlü Beatles da işte bu ortamda doğmuştu. John Lennon, ilk kez uyuşturucu ile tanıştığında, Sanat Okulu’nda olduğunu, Benzedrin adlı uyuşturucuyu grup olarak kullandıklarını sőyler. (Lennon, 1974, Anthology)
Beatles’ın “All you need is love” adlı parçası Hippilerin felsefesini de őzetliyordu: “All you need is loveAll you need is loveAll you need is love, loveLove is all you need” “İhtiyacın olan tek şey Sevgi.İhtiyacın olan tek şey Sevgi, Sevgi ,Sevgi, ihtiyacın olan tek şey”
Ȍzgür yaşam tarz ve arayışı
“On the Road (Yolda)” kitabını iki kez okudum, kitabı okuduğunuzda o dőnemin tarihini, insanların istek ve őzlemlerini daha iyi anlıyorsunuz.
“Kerouac, Beat kuşaǧının kurucusu. Eylemleri, aslında yalnızca edebiyatla sınırlı deǧildi. Yeni bir yaşam biçimi ile toplumsal geleneksel deǧerlere bir başkaldırı gerçekleştiriyorlardı. Beat kuşaǧı da, 1950’lerden başlayarak 1960’lı yıllarda giderek etkisini arttırıyordu. Budizm giderek popüler oluyor, hippilik yayılıyor ve sosyal politik hareketler ortaya çıkıyordu. Cinsel őzgürlük de yaygınlaşıyordu.” (Anar: Yeraltı Edebiyatına Giriş, t24.com.tr)
Hippiler eski, basit ve natürel giysileri, organik besinleri tercih ederek, endüstrileşmiş ürünleri reddettiler. Bu bir tarz ve yaşama yalın bakışlarının bir sonucuydu. Esrarı ve diğer uyuşturucuları da őzgür bir biçimde kullandılar. Şiddet içermeyen, anarşist ve komünal bir biçimde yaşadılar. Ancak anarşist yőntemlerden farklı uygulamalara da sahiptirler.
Onlara “çiçek çocuklar” da denildi.
Woodstock Barış ve Müzik Festivali
Savaşan bir ülkede, o yıllarda militarizme karşı açık tavır almak hiç de kolay değildi. Yüzbinlerce kişilik hippi kitlesi, üzerlerinde uçan askeri helikopterlere inat , açık alanda canlı müzik dinleyerek dans ediyorlardı. Askeri helikopterler ise, kitleye gőzdağı vermeyi amaçlıyor, ancak insanlar devletin bu provokatif tavrına hiç aldırmıyorlardı.
Woodstock Festivali, 15-18 Ağustos 1969 yılında, New York eyaleti sınırları içindeki Bethel kasabasında yapılan ünlü ve tarihsel bir festivaldir. Festivali bu kadar ünlü ve tarihsel kılan, ABD’nin dőrt bir yanından gelen yüzbinlerce Hippi’yi buluşturmasıydı. “Three Days of Peace and Music (Űç gün barış ve müzik)” sloganı adı altında çağrı yapılmıştı. Bu, bir karşı-kültür (counterculture) etkinliği idi.
Askeri helikopterlerin altında barış dansı
Woodstock Festivali’ne aralarında Joan Baez, Janis Joplin, Grateful Dead, Creedence Clearwater Revival, Crosby, Stills, Nash and Young, Carlos Santana, The Who, Jefferson Airplane, Jimi Hendrix gibi birçok müzik grubu ve sanatçı katıldı.
Woodstock’ın ilk günü yağmurluydu, buna rağmen yarım milyon kişi katılmıştı ve Richie Heavens konseriyle başladı ve Sweetwater, Bestsummer, Tım Hardin ve birçok sanatçı ve grubun konseri ile devam etti. Joan Baez da ilk gün sahneye çıkanlar arasındaydı.
İkinci gün Santana, Country Joe Mcdonald, Quill, sahne aldı. Ayrıca Canned Head, Mountain, Greatfull Dead ve yine diğer sanatçı ve gruplar da sahne alıyordu.
Űçüncü gün ise, Ten Years After, The Band, Johnny Winter ve başka gruplar konser verdiler. O gün efsanevi Jimi Hendrix de sahne alanlardandı. Amerikan medyası ise, o dőnem Festival hakkında manipülasyon yapıyor ve etkinliğin gerçek amacını saptırıyordu.
Woodstock insanlığın acılarına isyandır
“Hippilerin nefret ettiği bir şey varsa, o da savaştır. Onların nefret ettikleri iki şey varsa, bunlar savaş ve kâr elde etmek için yapılan şeylerdir.” (“5 Facts About Woodstock The Hippies Don’t Want You to Know”, cracked.com)
Hippi hareketi, Woodstock’tan sonra, 1970’lerde düşüşe geçmeye başladı.
Onlar masumiyet çağının güzel yürekli insanları idiler; ortak yaşadılar neleri varsa diğerleri ile paylaşarak. Barış istediler ve hayatı hissederek yaşadılar.
Woodstock, bütün zamanların en büyük rock konser ve festivallerinden birisidir. Űç günde ABD’de, savaşın içinde bir barış rüzgârı esti.
Woodstock, savaşa, insanlığın acılarına, devlet şiddetine karşı bir isyandır.
Woodstock, pasif bir eylem değil, aktif ve etkili bir direniştir.
Woodstock, bir tavırdır.