Balık İni

Aşaǧı Mahalle’de kendisinin evinin hemen biraz uzağında Samsun yolunda artık işlemeyen, benzinliği vardı. Kapanmıştı yıllar var burası. Bu benzinliğin altında büyük bir balık ini olduğu söylenirdi, orada sık sık oltayla balık tutardık. Bazen orta büyüklükte balıklar tuttuğumuz olurdu orada. Bazen de gençler bu ine dalar elleriyle ve çuvallar ile balık tutmaya çalışırlardı. İnin diplerinde büyük balıklar olduğu söylenirdi.

Devamını okuyunuz...

Bir Irmak Gibi Akıp Giden Çocukluğumuz

Siddhartha yıllar sonra kayıkçının yanına döner ve onunla birlikte yaşamaya başlar. Kayıkçı, binlerce insanı kayığıyla karşıya geçirdiğini, ancak yalnızca dört beş kişinin ırmağın farkına varabildiğini belirtir. Kayıkçı ona ırmağın sesini dinlemesini öğütler ve gizi ancak böyle çözebileceğini söyler. Yıllar sonra Siddhartha, ırmağa sorduğu soruların yanıtını almıştır: Giz, zaman diye bir şeyi olmadığıdır.

Devamını okuyunuz...

Irmak Çocukları

Irmak çocukları… İşte onlar bizlerdik ve anlatılan bizim, biraz da hepimizin hikâyesiydi.
O ırmak hâlâ düşlerimde uzaklara doğru akmaya devam ediyor.
Kim bilir belki de bize masumiyet çağından geride kalan bir imge.
Bir de o gizli elma bahçeleri… Don kıyısında hasat yapıyor, oradan bir gemiye binerek Steinbeck’in o serseri, naif karakterlerinden birisi oluveriyorduk

Sonra “Benim Űniversitelerim”, “Çocukluğum” “Ekmeğimi Kazanırken”i okuyorduk.

Oradan Zevaco ile Venedik’in karanlık kanallarında gizemli yolculuklar yapıyorduk. Sonra Don Camillo’nun maceralarını okurken yaşıyorduk sanki.
Çok etkilendiğimiz Raskolnikov gibi kırk derece ateşler içerisinde San Petersburg’un kanal kenarlarında amaçsızca yürüyorduk…

Devamını okuyunuz...

erol anar
error: Content is protected !!