İnsan ekonomik ve her anlamda eşit olmalı, buna inanıyorum. Ama benim ölçütüm, insanın karnının doyması değil. Tarihe baktığımızda görürüz ki, insan aç da yaşar, ama tutsak olarak yaşayamaz. Bir ülkede, bir toplumda, bir toplulukta, grupta ilk baktığım şey özgürlüktür. Özgürlük var mı, bireyler kendilerini eşit biçimde özgürce ifade edebiliyorlar mı? O ülkedeki resmi ideolojiye aykırı görüşleri dile getirebiliyorlar mı? Yoksa cezaevleri muhaliflerle mi dolu? Bir ülkeden insanlar kaçmaya çalışıyor ve hayatını bunun için riske ediyorsa, o ülkede özgürlük yoktur, gelecekte de olmayacaktır var olan sistemle. İsterse “komünist, sosyalist” olsun adı o ülkenin, hiçbir şey değişmez. “Eğer özgürlük yoksa, gerisini konuşmaya bile değmez.”
Tag: Resmi ideoloji nedir?
Türk Aydın Prototipi Devleti, Toplumun Önüne Koyar
Resmi ideolojiyle, kendi tarihi ile hesaplaşmadan, yalnızca bir hükümete karşı çıkarak aydın da olunmaz gerçek anlamda. Sokağa çıkmayan aydın, aydın değildir bence gerçek anlamda. Gerçek aydın, toplumun çıkarlarını hükümetin, devletin çıkarlarının önüne koyar. Değilse zaten aydın değildir. Sokağa çıkarak, tepkisini demokratik bir biçimde, sivil itaatsızlık çerçevesinde ezilenlerin yanında sokakta göstermek, bir basın açıklamasından yüz kat daha etkilidir. Bunu da asla bir küçümseme anlamında değil, bir tespit anlamında dile getiriyorum.
Tarihselliği Bağlamında Türk Aydını ve Toplumuna Özet Bir Bakış
“Batı”da aydınlanma, burjuvazinin ve onun aydınlarının önderliğinde ezilen sınıfların aşağıdan yukarıya taleplerinin sonucu devrimlerle gerçekleşmiştir. Aydınlanma, çok boyutlu bir olgudur; siyasal, toplumsal, sanatsal, edebi, kültürel, bilimsel, köklü dönüşümlere yol açan boyutları vardır. Türkiye bu anlamda çok boyutlu bir aydınlanma yaşamamış, evrensel ölçekte entelektürel yetiştirememiştir. Yukarıdan aşağıya yapılan reformlar da, özellikle kırsal kesim tarafından içselleştirilemedi.