Bir Yalanı Bir Hayat Sanarak Yaşamak

Ama bence anlaşılmak da artık o kadar önemli değil. Çünkü bir insanı ancak kendisi anlayabilir; onun bile hayatını adaması gerekir buna kendini anlamak için, az da olsa. En kötüsü de belki seni anladığını düşündüğün birisinin, gün gelip de seni gerçekte hiç anlamadığını fark etmek. 

Devamını okuyunuz...

Varoluşumuzun Çıplaklığı

“Nefes alamıyorum” demiştin bir gün bana. Depresyondan şikayetçiydin. Evet olabilir, ama biraz da belki varoluşun ağırlığı bu. Duyarlı insanlar varoluşun ağırlığını duyarlar zaman zaman. Hayat ağır gelir onlara. Görünüşte bir sorunları olmasa bile yaşamanın kendisi bir sorun haline dönüşür. Nefes alıp vermek bile sıkıntılı olabilir.

Devamını okuyunuz...

‘İnsan İnsanın Yorgunudur’

İnsan, insanı yorar, insanın kendisini yormadığı kadar. İnsan, insanı bıktırır, tüketir, sömürür, bitirir. Herkes bir diğerinin kendisini sırtında taşımasını, zayıflıklarını, yetersizliklerini diğer kişinin kapatmasını ister. Bir bakmışsınız izin verirseniz sırtınıza binerler, hiç de inmeyi istemezler siz taşıdıkça. İnsanlara yardım etmek başka, onları kendi ağırlıklarından kurtararak sırtında taşımak başkadır.

Devamını okuyunuz...

Kendimizi Sevmek Üzerine

Oysa kendimizden önce başkalarını sevmemiz istendi. Bu yüzden ne kendimizi, ne de başkalarını gerçekten sevebildik. “Ben” olmamamız, kendi benliğimizi unutarak, “biz”in sıradan bir parçası olmamız istendi. Bu yüzden ne ben olabildik ne de biz. Çünkü ben olamayan, biz de olamazdı. Ne kendimiz olabildik, ne de başkası. O ancak bütünün bir vidasından başka bir şey olamazdı. Bunu da yıllar sonra öğrendik. Önce ben olacak, bir kişilik olacak, özgün olacak; ondan sonra biz’in bütünün bir parçası olacaksın istersen. Ama gönüllü olarak ve bütünden bağımsız durarak aynı zamanda.

Devamını okuyunuz...

İstemeden Varım, İstemeden Öleceğim… – Fernando Pessoa

İstemeden varım, istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum, birer hiç olan şeylerin ortasındaki soyut ve tensel noktayım – ki o şeylerin bir adım ötesinde değilim ben de. Bulutlar… Hissettiğimde nasıl bir sıkıntı, düşündüğümde nasıl bir rahatsızlık, istediğimde nasıl bir yararsızlık!

Devamını okuyunuz...

İçimizdeki Varoluş Boşluğu

Bazen öyle bir kenara çöker düşünürsün. Her şey anlamsızdır, yeni fark etmiş gibisindir sanki bu gerçeği ama. Kendini tanıyamazsın. Geçmiş anlamsız gelir birden sana, şu an ve gelecek de. İçi boştur yaptığın her şeyin. Sanki bir rüyada gibisindir. O an, bir anlığına uyanmışsındır. Yeniden uyuyup her şeyi unutmak istersin. Ama bir kez uyandın mı bu uykudan, bir daha asla uyuyamazsın.

Devamını okuyunuz...

Sen Olduğun Başkasını Kendin Sanıyorsun

Ne yazık ki başkalarının isteklerinin hamalı oldun sen, kendi isteklerini ise içine gömdün. Sana kariyer, para ve iktidar kapılarını gösterdiler. Bu yoldan yürümen gerektiğini söylediler. Ve sen de onlara itaat ettin. Ama o kapılardan girerken kendi gerçek özünü kapıda bırakacağını söylememişlerdi sana. Girdiğin kapıların içinde, bütün bunların boş olduğunu anladın sonunda

Devamını okuyunuz...

Hiçbir şeyden Kaçamamaktır Hayat

Kaçtığımızı düşünsek de, bu toplumsal hayat içinde özgürlüğümüz denildiği gibi bağlı olduğumuz ipin uzunluğu kadardır. Kazancakis’in dediği gibi, özgür değiliz, sadece bazılarımızın bağlı olduğu ip, diğerlerinden daha uzun. Bu da bazılarımızın özgür olduğu yanılsamasına neden oluyor.

Devamını okuyunuz...

erol anar
error: Content is protected !!