Özgür Toplum Arayışları (2): Tarih Nedir?

Bence tarih kitaplarını üçe ayırmak gerekir: Birincisi propaganda kitapları -ki bunlar bir ulusu, ideolojiyi, inancı güzelleme, yüceltme ve hatasız gösterme (ya da hataları mazur gösterme) amacıyla yazılmış resmi tarih kitapları; ikincisi bağımsız tarihçilerin yazdığı ve aynı olaylara, olgulara değişik bakış açıları ve öznel yorumlarla baktığı kitaplar. Üçüncüsü ise kolektif, özgür ve nesnel gerçeklikle daha çok uyum sağlayan tarih kitapları.

Devamını okuyunuz...

Düalizmlerin Adamı: Fyodor Dostoyevski

Yıllardır yaza yaza bitiremediğim bir konu vardır: Fyodor Dostoyevski… Hakkında onlarca, sayfalarca yazı yazmama karşın, hâlâ eksik hissederim kendimi bu konuda. Üzerine yazılmış belli başlı biyografileri okumama rağmen, her seferinde yine de onun hakkında hiçbir şey bilmiyormuşum gibi gelir. O kadar derindir ki, boğulmamak için çaba sarf etmek gerekir. Kitaplarını ikişer üçer kez okumama karşın, her seferinde tekrar tekrar karıştırdığımda yeni şeyler keşfederim. Dinci ve milliyetçi yanını eleştirmekle birlikte, bir romancı olarak onun eşsizliğine, psikolojik derinliğine saygı duyarım. Ona benzeyen hiçbir romancı yaşamamıştır şimdiye dek, insan ruhunun bu kadar derinine inen bir yazar yoktur.

Devamını okuyunuz...

Dostoyevski ve ‘İnsanın İçindeki İnsan’

Ama insanı ve onun davranışlarını çözümlemekteki başarısı ve ustalığı eşsizdir onun. Edebiyat tarihinde hiç kimse insanın iç dünyasına Dostoyevski gibi uzanmamıştır. Kendisine psikolog denilmesine karşın şöyle der o:
Psikolog olmasa da, insanın iç dünyasına belki bir psikologdan daha fazla sızabilmiştir. Gerçekten de insanın iç dünyasının o zaman dek yapılmamış -hâlâ da yapılamamış- bir resmini sunar bize Dostoyevski. Bu eksik bir resimdir, onu tamamlayacak olan da kendimizden başkası değildir.

Devamını okuyunuz...

Dostoyevski ve Varoluşumuzun Acısı

Dostoyevski romanlarında iyilik bu derece belirgin değildir. Raskolnikov bazen “iyidir”, bazen ise cinayet işleyecek kadar “kötü.”

Dostoyevski de yoksulların hikâyesini anlatır genelde. Ama başka bir gözle. O dışarıda değil evin içindedir. Ürkek adımlarıyla bizi evden dışarıya çıkarmaz evin içinde gezdirir. Karanlık köşeleri aydınlatır. Bu ev, kendi iç dünyamızın evidir.

Devamını okuyunuz...

erol anar
error: Content is protected !!