Postmodern insan, kendisine ve hayata kapanmış bir penceredir o artık. ‘Son insan’ Friedrich Nietzsche’nin ‘Böyle Buyurdu Zerdüşt‘ adlı yapıtında yer alan bir terimdir. ‘Übermensch‘ olarak adlandırılan üst insanın anti-tezini tanımlamak için kullanılmıştır. Son insan yaşamaktan bıkmış, risk almayan, yalnızca huzur ve güvenliğini düşünen kişi olarak tanımlanmıştır.
Category: Felsefe
Nesnel Gerçeklik ve Sanallık Felsefesi: Gerçek ve Doğru Bilgi Var mıdır?
Çevresinin etkisinde kalmadan, “mahallenin” tepkisinden çekinmeden düşündüklerini nesnel gerçeklikle bağdaştırmaya ve açıkça kendi özgür iradesiyle (Proprio motu) insan gelişme yolundaki insandır. Ve kendisini gerçekleştirme yolunda önemli bir adım atmış demektir. Gerçek kendi kanatlarıyla uçar. Sanal gerçekliğin kanatları yapaydır ve o uçamaz.
Çünkü nesnel gerçeklik, fortis et liber’dir (Güçlü ve özgürdür.)
Nesnel Gerçeklik ve Sanallık Felsefesi: Gerçek Gerçek midir?
Baudrillard, “Gerçek ya da hakikate özgü perspektifle bir ilişkimizin kalmadığını bu farklı bir uzama geçiş olayıyla birlikte, tüm gönderen sistemlerinin tasfiye edildiği bir simülasyon çağına girilmiştir… Burada bir taklit, suret ya da parodiden değil, aslı yerine göstergeleri konulmuş bir gerçek, bir başka deyişle her türlü gerçek süreç yerine işlemsel ikizini koyan bir caydırma olayından söz ediyoruz.
Nesnel Gerçeklik Ve Sanallık Felsefesi
İşte hakikatin algılanmasında bu noktada bir sorun olabilir. Bazı kişiler bahçedeki ağacı görmek istemez, ya da ağacı olduğu gibi değil de kendi algıladığı bambaşka bir biçimiyle görmek ister. Ya da orada bahçede bir ağaç olduğunu yadsır ve ağacı yok sayar kişi, kendisini de buna inandırmaya çalışır. Burada da nesnel gerçeklik ile, göreli olabilen öznel arasındaki çelişki ortaya çıkabilir. Böyle bir tavır gösteren kişilik, nesnel gerçeklikten kopmuştur, diyalektik materyalist felsefeye inandığını söylese bile, aslında nesnel gerçekten kopmuş yapısıyla onu algılamaktan uzak kalacaktır.
Entelektüel Olmanın Yeter Şartları
Ekşi Sözlük’te toplam beş sayfalık mesaj girdilerinden oluşan bir bölüm var adı da şöyle: “Entelektüel gibi görünmenin yeter şartları.”
Yorumlarda entelektüel gibi görünmenin yeter şartları konusunda öne çıkan bazı şeyler şöyle: sakal, uzun saç, … Yardımcı aksesuarlar da var bir edebiyat dergisi, ajanda. çanta gibi…
“-her ortamda açılıp okumaya müsait bir dergi. ama fanzin olur, ama çıkaranın bile adını unuttuğu sahaf işi. komegeç , yazın-lık, mor-art gibi alternatif, kelime oyunu ihtiva edenler güzel olur. kimsenin ne anlama geldiğini bilmediği kâh latince’den kâh grekçe’den ilham alınmış isimler de gider.
-hiç olmuyorsa fotoğrafa , sinemaya merak saldığını belli eden alet ,edevat, yazı,çizi olmalıdır yakında. hiçbir bok bilmiyorsan andrey tarkovski ‘den bahsetmek kafidir, zorda kalırsan. onun zaman algısından, ayna ‘da nereye ne göndermede bulunduğundan bahsetmek iyi olur. nasıl olsa birileri bahsetmiştir.oku.
“Hiçbir şey Gerçek Değilse, Her şeye İzin Verilmiştir”
Burada gerçek kavramı, toplumun hafızasında sanal gerçeklik ile yer değiştirmiştir. Daha doğrusu sisteme göre toplumun hafızası yoktur, tek tek bireylerin de… O hafızayı, sistemin kendisi oluşturur. Buna göre, gerçek olan tek şey sistemin kendisidir, bireyler bir vida işlevi bile görmezler bu anlayışa göre.
Sahi kendi gerçekliğimizi mi yaşıyoruz, yoksa simulakr bir dünyada mıyız?
Entelektüel
Entelektüelin en büyük özelliklerinden birisi gerçeği konuşmak ve bunu herhangi bir koşulda tekrarlamaktır. Entelektüel bir insan, her șeyi bilen bir insan değildir. Bildiği konular olduğu gibi, bilmediği birçok konu da vardır. Ancak çok yönlü bir insandır o.
Bir entelektüelin her konuda yorum yapmasına gerek yoktur bence. Ayrıca zaten her konuyu bilemez. Ancak bir entelektüel için en önemli șey bence, bildiğini düșündüğü konularda bile sürekli okuması, araștırması ve güncel gelișmeleri de izlemesidir. Entelektüel her șeyden önce hayatın öğrencisidir, hep öğrenir kitaplardan, insanlardan ve her şeyden.