İnternetin bu kadar yaygın olduğu ve iletişimin olanaklarının genişlediği söylenen bu çağda, kırmızı muz olduğundan haberiniz var mıydı? Açıkçası benim Brezilya’ya gidene kadar bundan haberim yoktu. Brezilya’da 42 çeşit muz var ve kırmızı muz da bunlardan birisi.
“Görmeden inanmam”
Brezilyalılar, kırmızı muza “São Tomé” diyorlar. Bu İncil’deki o ünlü Saint Thomas hikâyesine gönderme yapılarak konulmuş bir isim. Yani “görmeden inanmam.” anlamına geliyor.
İncil’de anlatılana göre, İsa öldükten sonra dirilerek havarilerine de görünür.
“24Onikiler’den biri, “İkiz” diye anılan Tomas, İsa geldiğinde onlarla birlikte değildi.
25Öbür öğrenciler ona, “Biz Rab’bi gördük!” dediler.
Tomas ise, “O’nun ellerinde çivilerin izini görmedikçe, çivilerin izine parmağımla dokunmadıkça ve elimi böğrüne sokmadıkça inanmam” dedi.
26Sekiz gün sonra İsa’nın öğrencileri yine evdeydiler. Tomas da onlarla birlikteydi. Kapılar kapalıyken İsa gelip ortalarında durdu, “Size esenlik olsun!” dedi.
27Sonra Tomas’a, “Parmağını uzat” dedi, “Ellerime bak, elini uzat, böğrüme koy. İmansız olma, imanlı ol!”
28Tomas O’nu, “Rabbim ve Tanrım!” diye yanıtladı.
29İsa, “Beni gördüğün için mi iman ettin?” dedi. “Görmeden iman edenlere ne mutlu!” (Yuhanna İncili 20)
İletişimsizlik ve bilgi kirlenmesi arttı
İnternetin yaygınlaştığını ve iletişim teknolojisinin geliştiğini söyleyince, bu örnekte olduğu gibi ters orantılı olarak da iletişimsizliğin ve bilgi kirlenmesinin de arttığını tespit edebiliriz. Kırmızı muzu henüz duymamış olan Brezilyalılar ile de tanıştım.
Genelde internette hep aynı websiteleri ziyaret ettiğimizi de düşünüyorum. Ziyaret ettiğimiz websitelerin sayısı 30-40’ı geçmiyor. Bu nedenle internetten birşey öğrenmek yerine, hep aynı zaten bildiğimiz bilgileri tekrarlıyoruz. En fazla bilgi araştırma ise, çoğunlukla güncel gazete bilgileri ile sınırlı kalıyor. Ayrıca, oyun oynamakla, facebook’da gezinmekle geçirilen zaman çok fazla. Bu ve başka nedenlerden dolayı, yeni şeyler keşfetmekten ve öğrenmekten uzak yaşıyoruz. Oysa internet bir deniz.
“Dünyada 697.089.482 adet civarında internet sitesi var. Bu kadar site ismi olmasına rağmen sadece 64.000.000 adete yakın yapılmış olan kullanılan ve kullanılmayan web sitesi mevcut. Ülkemizde ise bu yıl itibari ile 17.000.000 civarında web sitesi vardır.”http://www.hurhaber.com/haber/
Yalnızca Google’da bile milyarlarca sayfa bilgi var.
İnternet desenformasyonu teşvik ediyor
Bazı website yaratıcıları ve yazarlara göre, internet desenformasyonu teşvik ediyor. Ben de bu düşünceye katılıyorum. İnternette online olmak, gözleri bağlı olarak bir labirentte ilerlemeye benziyor. O kadar çok ve sınırsız alan var ki girebileceğimiz, korkuyoruz. Ve yalnızca tanıdığımız kapılardan içeriye giriyoruz. Ancak gerekli ve zorunlu durumlarda bilgi araştırması yapıyoruz. Bunu da ne kadar bilgili olduğumuzu göstermek amacıyla yapıyoruz çoğu zaman.
Çağ, bilgi ve enformasyon çağı değildir, hiç de olmamıştır. Çünkü bilginin özgür ve denetimsiz dolaşımı her zaman için devletleri ve egemen sistemi rahatsız eder. İnternette belki görünüşte her türlü bilgiye ulaşılabilir. Ancak bazı bilgiler aslında yine de ulaşılmaz, yarı gizli durumdadır.
İnsan var olduğundan bile haberi olmadığı bir şeye nasıl ulaşabilir?
Aynı kırmızı muz örneğinde olduğu gibi.
İçinde yaşadığımız çağ desenformasyon, manipülasyon ve iletişimsizlik çağıdır.
Ȍyleyse bilgi çöplüğünün içinde kaybolmadan internette yeni keşifler yapmak, neyi nasıl arayacağımıza karar vermek önemlidir.
Eskiden bilgi taşıyıcısı olmak önemliydi. Bugün için bilgi taşıyıcısı olmaktan daha önemli olan şey yorum yapabilme yeteneğidir.
Bilgiyi yorumlama bugün ve geleceğin dünyasında giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Erol Anar