Aslında filmin anlatmak istediği hayatın içindeki akışın bir anda değişebileceğidir bence. Her şey bir kişinin kararıyla değişebilir.
Hirokazu Kore-eda’nın yönettiği Shoplifters (Arakçılar) Japonya yapımı bir film. Shoplifter, İngilizce’de “mağaza hırsızı” anlamına geliyor. Bu film, 2018 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülü kazandı. Film, toplamda 33 ulusal ve uluslararası ödül kazanmış. Usta yönetmen Hırokazu Kore-eda daha önce de başka bir filmiyle Cannes’de Jüri Özel Ödülü kazanmış.
The New York Times, filmin yönetmeni ve film hakkında şöyle yazıyor: “Kötü kusurlarında, Kore-eda insan olma hakkında mükemmel bir hikâye buluyor.”
Vogue.com ise ‘Shoplifters’i 2018’in en çarpıcı filmlerinden biri olarak göstermiş.
“Kore-eda Hirokazu, bu yürek dolu drama ile kendini, dünyanın en iyi auteurlarından biri olarak yeniden teyit ediyor (…)” diyor David Ehrlich ise IndieWire’da.
“Özet ve Detaylar: Osamu ve ailesi hırsızlık yaparak geçinmektedir. Yine bir gün Osamu ve oğlu bir marketten yiyecek bir şeyler çalıp eve dönerlerken küçük bir kıza rastlarlar. Kız dondurucu soğukta dışarıda kalmıştır. Aile küçük kızı evlerine almayı pek istemez, fakat yaşadığı sıkıntıları öğrendiklerinde onunla ilgilenmeye karar verirler. Küçük kız kısa sürede ailenin neşesi haline gelir. Onlar hayatta kalabilmek için suç işleyerek zar zor para kazansalar da, küçük kızla birlikte mutlu bir yaşam sürerler. Fakat gizli bir sırrın ortaya çıkması ailenin ve küçük kızın hayatını tamamen değiştirir.” (Tanıtımdan)
Filmden bazı sözler
“Sence bizi seçti mi?”
“Genellikle kendi ebeveynlerini seçemezsin.”
“Ama o zaman, belki onları kendin seçtiğinde daha güçlü olur.”
“Ben de seni seçtim.”
“Biri sana vurur ve bunu seni sevdiği için yaptığını söylerse, yalancıdır.”
“Yani büyükanne ailemin parasını istedi, ama beni istemedi mi?”
Filmdeki aile belki küçük çıkarlarla birbirine bağlanmış, onları bağlayan bağlar çok da kuvvetli sayılmaz. Ama yine de kendi iç ilişkilerinde zarif ve dikkatliler. Birbirlerini koruyorlar ve kesinlikle kötü davranmıyorlar. Herkesin bir görevi var ailede, herkes onu yerine getirdiği sürece de bir sorun yok. Filmde aile babası rolündeki adam, aslında gerçekten baba olmamış ve bu nedenle çaldığı çocukların kendisine baba demesini arzuluyor.
Adam hırsızdır, ama küçük çapta hırsızlıklar yapar, çaldığı çocuklara da hırsızlık yapmayı öğretir küçük yaştan itibaren.
Aslında filmin anlatmak istediği, hayatın içindeki akışın bir anda değişebileceğidir bence. Her şey bir kişinin kararıyla değişebilir. Bir ailede bir kişinin aldığı anlık karar, tüm ailenin yaşamının yönünü bir anda çevirebilir ve her şey değişir. Hayatımız, küçük kararlarımızın büyük etkileriyle oluşur.
İzlemeye değer bir film diyorum. Küçük dünyalarındaki “küçük ve sıradan” insanların yaşamından bir kesit.
Erol Anar