“Her zaman daha fazlasını isteyen o ağızları ne doldurabilir?”
Suzanne Collins, Açlık Oyunları, sayfa 15.
Stephen King’in “Elimden bir türlü bırakamadım… Bağımlısı oldum.” dediği, Amerikalı yazar Suzanne Collins’in üçlemesi. Bu üç kitaptan oluşan bir dizi. Ayrıca filme de çekildi kitap, filmini de izledim.
Fantastik bir dünya, distopyanın egemen olduğu korku verici bir ortam. Üçleme, “Açlık Oyunları”, “Ateşi Yakalamak” ve “Alaycı Kuş” kitaplarından oluşuyor. Sürükleyici hikâyesi ve yalın dili ile kendini bir solukta okutturan kitaplardan.
Fantastik edebiyatı seviyorsanız, bu diziyi sevmeniz olası bence. “Açlık Oyunları” aynı zamanda iktidar oyunlarını da anlatıyor. Çünkü toplum Capitol adı verilen gelişmiş bir kentten yönetiliyor. İktidar mekanizmasının nasıl iktidar sahiplerini bile hedef alacak kadar tehlikeli ve kontrolsüz olduğu iyi anlatılıyor bence kitapta.
https://www.amazon.com/Aclik-Oyunlari-Serisi-Set-Kitap/dp/6054456229
“Güçlüler bir araya gelip, en zayıfları avlar; sonra iş ciddiye bindikçe, bu defa birbirlerini hedef almaya başlarlar.” (Suzanne Collins: Açlık Oyunları, Pegasus Yayınları, pdf, sayfa 285)
Güçlülerin önce zayıflara yönelttiği iktidar silahı kaçınılmaz olarak kendilerine de yönelmektedir, hem de aynı anda. Tarihe baktığımızda egemenlerin kendi arasında iktidar savaşlarının hiç bitmediğini görürüz. Ta ki bugüne dek.
“Roman, Kuzey Amerika’da, gelecekte, kıyamet sonrası bir dönemde yer alan Panem adlı kurgusal ülkenin halkından olan 16 yasındaki Katniss Everdeen’in bakış açısıyla yazılmıştır. Romanda, son derece gelişmiş bir metropol olan Capitol, ulusun geri kalanı üzerinde politik kontrol uygulamaktadır. Romana adını veren Açlık Oyunları, Capitol’ü çevreleyen on iki mıntıkanın her birinden kurayla seçilen 12-18 yaşlarında bir erkek ve bir kızın televizyonda yayımlanan ölümüne mücadelesini içeren geleneksel bir etkinliktir.” (Vikipedi)
Romandan filme çekilmesi kitabın ününü arttırdı. Collins, kitabını yazarken mitoljik hikâyelerden (özellikle Theseus’un hikâyesi), eski Romalıların idam sahneleri ve gladyatör dövüşlerinden etkilenmiş, esinlenmiş.
“Mücadele etmeden teslim olamam. Ben sadece, Capitol’e bana sahip olamayacaklarını göstermenin bir yolu olmasını çok isterdim. Yani sadece Oyunları’ndaki bir piyon olmadığımı.” (Collins, age, sayfa 254)
Bazen kaydeceğinden emin bile olsa insan, mücadele ederek ölmek ister. Sadece onlara kazandıklarını, ama kendisini yenemediklerini göstermek için. İşte hayatın anlamlarından birisi de budur. Kazanmak, yenmek anlamına gelmez.
Bu romanıyla Collins birçok ödül aldı ve kitap “yılın en iyi kitapları” arasına seçildi.
Distopik dünyada neredeyse kimse birbirine güvenmez, vahşi kaotik bir dünyadır burası: Güçlüler ayakta kalır yalnızca. Çok az insan birbirine güvenir böyle bir korku ortamında.
“İhanetten bahsedilmesi için, önce ortada güven duygusu olması gerekir.” (Collins, age, sayfa 205)
“Açlık Oyunları” apokaliptik bir distopya. Ve yakın gelecekte buna benzer bir gerçeklikle karşılaşma ihtimalimiz yüksek. Distopik kitaplar arasında bir klasik, okunmaya değer diye düşünüyorum bu üçleme.
Erol Anar