sana koşuyor tren
içinde ben de varım
o sana yaklaştıkça
ben uzaklaşıyorum fadime
tren sen ve ben
üçümüz de ayrı yönlere gidiyoruz
acımasız hırçın bir hızla koşuyor tren
ardında yaşamımı anlamlandıran
bendeki seni sürükleyerek
fadime
görmek ya da görmemek
işte bütün sorun bu fadime
dokunmak ellerine saçlarına
yüreğinin sokaklarında kaybolmak
ama kararsızlıktı
yelelerini rüzgâra yatırarak
damarlarımda dolaşan
görmek ya da görmemek
ölmek ya da ölmemek gibi
işte bütün sorun bu fadime
nirvasamsın sen fadime
dağlarında acı çekerek özgürleşiyorum
hiç görmediğim yüzünü
ellerini
saçlarını
ve kokunu unutamıyorum
söylemiştim ya
aradığım sen değilsin
ama sensin de
mutluyum fadime
vişne çürüğü hüznümle
acı bahçende
Erol Anar
9 Temmuz 1995
Paris-Strazburg treni
Krallar ve Soytarılar, Yurt Yayınevi, 1996