Sonra bir tüy kadar kadar hafif vücudumu yüzlerce metre yukarıdan, asla şaşmaz bir incelikle hesapladığım yedinci dalgaya bırakmayı isterdim; tıpkı “Kelebek” gibi. Vücudum havada süzülerek aşağıya dalgalara doğru yaklaştıkça özgürlüğe ve sana giderek daha da yaklaşmış olduğumu bilerek hiç olmadığım kadar mutlu olmayı isterdim…
Day: June 21, 2018
Tarihe ve Aşka Dair Düşler (IV)
Dostoyevski’nin “Kumarbaz” romanının kahramanı gibi, kazanacağımdan mutlak şekilde emin olarak cebimdeki son parayla kumar oynayıp gerçekten de hatırı sayılır bir miktar kazanmayı ve kazandığım tüm parayı zerre kadar değer vermeden, paraya şiddetle ihtiyacı olan sevdiğim, ama ne yazık ki beni sevmeyen kadının ayakları dibine atabilmeyi ve hiçbir şey söylemeden arkamı dönüp odadan çıkmayı isterdim.
Tarihe ve Aşka Dair Düşler (III)
Sonra binbir tehlikeyi aşarak, zorlukla uğursuz ve o korkunç iki dudağının arasında hayatınızı taşıyan bir cadıdan çaldığım geleceği haber veren sihirli bir küreye bakışlarımı kilitleyerek, dudaklarımda en büyülü sözcüklerle senin nerede dünyanın hangi köşesinde olduğunu ve o an ne yaptığını görebilmeyi isterdim.
Tarihe ve Aşka Dair Düşler (II)
Rodos adasında bir yel değirmeni olmayı isterdim; yaşlanmış kanatlarım yavaş yavaş rüzgârla birlikte dönerken, karşımda her an, aşkının ve özgürlüğünün meşalesini onurla taşıyan Helios heykelini görebilmeyi dilerdim. Ve yine bir gün Helios heykelinin ayakları dibinden her yıl denize atılan dört atlı arabanın içinde olmayı ve tüm evreni seni bulabilmek amacıyla dörtnala gezebilmeyi isterdim.
Tarihe ve Aşka Dair Düşler
Ruhunu huzura kavuşturmam için yalvaran sana, tıpkı kral oğlu Bodhidharma gibi, “Bir ruhun olduğunda bunu yapacağım.” demeyi, peşinden gittiğin ama aradığında bulamadığının farkına varıp huzura kavuştuğunu görmeyi, evetin ve hayırın ötesinde olanı, bir kez görülüp bir daha görülmeyeni çiçek bahçesine benzeyen eteklerine sermeyi ve senin tenine, etine, kemiklerine, sessizliğine ve özüne sahip olmayı isterdim.