İnterneti tamamen denetim altına almak ve onun getirdiği özgürlüğü yok etmek olası degildir. Çin’de internet yasaklarına karşı gizli yeraltı internet kafeler var.
Ȍyleyse artık medya sensin, ne yazılı basına ihtiyaç var, ne de yalanın sözcüsü televizyon kanallarına. Yeni çağ kendi medyasını da yarattı. Bu kaos ortamında, yolda yürüyen insan, artık yazılı ve görsel basındır; bu insanın elindeki cep telefonu da sisteme karşı bir silaha dönüşebiliyor.
Toplumların tarihine baktığımızda, kaos dönemlerinin arkasından insanların daha özgür ve önceye göre daha çok haklara sahip olduklarını görebiliriz.
Tag: Erol Anar
Bir İngiltere Vizesi Hikâyesi
1996 yılında dilimi güçlendirmek altı aylığına Londra’ya gitmeye karar vermiştim. Bu amaçla hazırlık yapmıştım. Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye’deki ilk üyelerinden birisiyim. O zamanının Af Örgütü Türkiye Masası Temsilcisi Jonathan Sugden bana kurum adına bir davetiye yollamıştı. Bu süre içerisinde hem Af Örgütü’nde gönüllü olarak çalışacak, hem de dil kursuna gidecektim. Londra’da yaşayan çocukluk arkadaşım Can ise bana hem davetiye yollamış, hem de bir dil kursuna kaydımı yaptırmıştı. Daha önce kendisini Londra’da ziyaret etmiştim. İşyerimden de ücretsiz izine ayrılacaktım. Yine Londra’da yaşayan İskoç bir arkadaşımdan da davetiye gelmişti.
Bütün belgelerim hazırdı.
Şerif Mardin ve Erol Anar – İsmail Beşikci
Türkiye’de, Türk düşün hayatı, Türk düşün tarihi gibi konularda çalışan öğretim üyeleri düşün yasaklarına hiç değinmemektedirler. Bu da devletçi bir tutumdur. Düşün yasakları hiç dert edilmeden, düşün yasakları eleştirilmeden, özgür eleştiri savunulmadan düşün hayatı, düşün tarihi incelenebilir mi? Resmi ideoloji Türk siyasal hayatında çok etkin bir kurumdur. Resmi ideoloji Türk siyasal sisteminin, Türk siyasal rejiminin en önemli kurumudur. Resmi ideoloji Kürdler konusunda geliştirilmiştir. İnkâra, imhaya, aşağılamaya dayanmaktadır. Düşün yasakları, resmi ideolojinin önemli bir dayanağıdır. Türk üniversitesi kurumsal olarak düşün yasaklarını, resmi ideolojiyi savunmaktadır. Özgür eleştiriye karşı çıkmaktadır. Üniversitede bireysel olarak düşün yasaklarına karşı olan, özgür eleştiriyi savunan hocalar şüphesiz vardır. Az da olsa vardır.
Irmak Çocukları
Irmak çocukları… İşte onlar bizlerdik ve anlatılan bizim, biraz da hepimizin hikâyesiydi.
O ırmak hâlâ düşlerimde uzaklara doğru akmaya devam ediyor.
Kim bilir belki de bize masumiyet çağından geride kalan bir imge.
Bir de o gizli elma bahçeleri… Don kıyısında hasat yapıyor, oradan bir gemiye binerek Steinbeck’in o serseri, naif karakterlerinden birisi oluveriyorduk
Sonra “Benim Űniversitelerim”, “Çocukluğum” “Ekmeğimi Kazanırken”i okuyorduk.
Oradan Zevaco ile Venedik’in karanlık kanallarında gizemli yolculuklar yapıyorduk. Sonra Don Camillo’nun maceralarını okurken yaşıyorduk sanki.
Çok etkilendiğimiz Raskolnikov gibi kırk derece ateşler içerisinde San Petersburg’un kanal kenarlarında amaçsızca yürüyorduk…
Sen Üç Yanlış Bir Doğru Etmezsin Dostum!
“Ben böyle biri miyim?” dediğini duyar gibiyim. Bunu lütfen bana değil de, iş yerindeki, partideki, dernekteki, sendikadaki arkadaşlarına ya da bir zahmet kendi eşine ve çocuklarına sor. Onlar sana gerçekte kim olduğunu söyleyeceklerdir.
O kadar küçülüyorsun ki zaman zaman, mikroskobun altına koysalar seni, eminim görünmezsin.
Ne yazık ki sen üç yanlış bir doğru etmezsin dostum! Her ne kadar burnun büyük olsa da, kendini çok farklı yerlere koysan da ne yazık ki sen işte busun!
Brezilya’dan Sokakta Yaşayanlara Adanmış Bir Hayatın Öyküsü
14 yıl rahiplik yaptım, ta ki Kilisenin çok konuşup, az iş yaptığını anlayana dek. Bunu anladığımda rahipliği bıraktım. Kuzeydoğu Brezilya’da, Dom Helder ve Paulo Freire ile çalışmıştım. Bır favela’da (gecekondu semti) sekiz yıl yaşadım, şiddetin azaltılması ve uyusturucuya karşı çalışmalara başladım. Orada çalışmak için çeşitli mekanizmalar geliştirmek gerekiyordu.
Hayvanlar ve İnsanlar
Hayvanlar insanlardan çok daha fazla özgürdür. Örneğin hayvanlar, sürü içerisinde diğerlerinin göreceği endişesine kapılmadan tuvaletini yapar, gaz çıkarır veya çiftleşirler. Yani istedikleri an, istedikleri şeyi yapmaya çalışırlar, fazla hesap yapmazlar.
İnsanlık gelecek yüzyılda insan ya da hayvan haklarının ötesinde, “canlı hakları” bilincine ulaşacaktır. Evrende yaşayan her canlının yaşamaktan doğan hakları vardır, tıpkı insanların haklarının olduğu gibi.
Hayvan Haklarının Sırası mı?
Daha yazıya başlarken, başlıktaki soruya, “Evet hayvan haklarını savunmanın tam da sırası.”diye yanıt verecegim. Ne zaman hayvan haklarını savunanlar gündeme gelse, toplumun bir kesimi şuna benzer sözler söylüyor: “Hayvan haklarını bırakın. Önce insan hakları lazım. İnsanın değerinin olmadığı bir yerde, hayvanın değeri mi olur? Bu sözler daha birçok gerekçeye sığınılarak devam ediyor: “Biz karnımızı doyuramıyoruz, siz hayvan haklarından söz ediyorsunuz!”
And Dağlarının Eteklerinde Bir Yolculuk
Kadının adı Alba, adamın adı ise Migúel. Yemekte beyaz şarap ile karides, somon balığı ve çeşitli mezeler, salatalar var. Yemekten sonra bize Alba’nın hayatını kurtaran küçük haberin yer aldığı gazete kupürünü gösteriyorlar. Migúel ise şanslı imiş, rütbeli bir asker akrabası devreye girerek, onu gözaltına alınmaktan kurtarmış darbe sırasında.
Mayıs Anneleriyle buluşma ve Che Guevara’nın evinden notlar
Daha önce buradaki motosikletin, “Bir Motosiklet Günlüğü” adlı filmde kullanılan motosiklet olduğunu duymuştuk. Bunu müze müdüresine sorduğumuzda, bunun filmdeki motosiklet olmadığını, ama 1933 model Che’nin kullandığı ile hemen hemen aynı özelliklere sahip olduğunu söylüyor.
Müzenin müdüresi bayan ile tanışıp, ona gezimiz hakkında bilgi veriyoruz. Bizimle oldukça ilgileniyor. Daha önce burayı Fidel Castro, Venezuela eski Devlet Başkanı Hugo Chavez ile ziyaret etmiş. Müdüre hanım, bize onlarla çekilmiş fotoğraflarını gösteriyor.