Bu tip olaylar her kasabada yaşanan olaylardandır ve küçük kasabada bir şeyin duyulma olasılığı çok daha fazladır. Kulaktan kulağa yayılır bu tür olaylar, sonunda duymayan kalmaz.
Tag: Erol Anar
İnsanlar Gerçeklere Ulaşmak İstiyorlar mı?
Bu nedenle insanları kendi inandıklarıma, gerçeklerime ikna etmekten vazgeçeli çok zaman oldu. Ben yalnızca kendi fikrimi ortaya koyuyorum, insanlar neye inanırlarsa inansınlar, kendimi yıpratmıyorum. Etkilenen zaten etkilenir. Dolayısıyla sadece kendi fikirlerimi ifade etmekten sorumluyum, insanların neye inandıklarından değil.
Özgürlüğünüzü Kimseye Teslim Etmeyiniz
Haddim olmayarak söylüyorum, siz siz olun özgürlük için savaşın isterseniz, ama özgürlüğünüzü kimseye teslim etmeyin. Şu yaşamda ondan değerli hiçbir şey yoktur elinizde. Onun da büyük kısmı kısıtlanmış ve elinizden alınmıştır. Kalanını iyi koruyunuz.
Adak
1970’li yılların sonu Havza’da. Benzinin ve bazı yiyecek maddelerinin, tüpgazın karaborsa olduğu yıllar bunlar. Her yerde kuyruklar vardı hatırlıyorum. Yağdan, mazota her şey kıttı. Hatta sigara bile bir dönem kıttı, özellikle herkes Dörtyol’da sarı filtreli Samsun peşine düşmüştü. Çünkü beyaz filtreli Samsun sürmüşlerdi piyasaya o aralar ve kimsenin hoşuna gitmemişti bu. Sarı Filtreli Samsun değerli idi ve az bulunuyordu.
Demokratik Olmayan Kitle Örgütleri Üzerine Birkaç Söz
Bu, partilerde ve “demokratik kitle örgütleri”nde de böyledir. Yönetici insanlar, çoğunlukla buralardan adeta emekli olurlar. 20, hatta 30 yıl sendika ya da dernek başkanlığı ve yöneticiliği yaparlar. Ve ağızlarından da demokratik değişim, dönüşüm sözcüğünü düşürmezler.
Ana Akım Medyanın İşlevine Dair Notlar
Ana akım medyanın esas işlevi, hem sanki tekellerden, devletlerden ve sistemden bağımsızmış gibi yaparak bir demokrasi görüntüsü verilmesine yardımcı olmak, ikincisi sistemin ve resmi ideolojinin propagandasını yaparak, manipülasyonla insanların yalanlara inanmalarını sağlamaktır. Yani esas işlevi sistemin sürdürülebilir olmasına yardımcı olmaktır. İşte ana akım medyanın esas misyonu budur.
Yaşamak Tümden Çelişki İçinde Olmaktır
Diyeceğim o ki, filozoflar ile hayatları birbiriyle örtüşmeyebilir birebir. Herkes gibi özel hayatlarında onlar da insandır. Tarihi tabuları bir bir yıksalar, uzun vadede toplumu değiştirseler de, onlar da hata yapmış, kendileriyle çelişmiş, korkmuş, aşık olmuş bizim gibi sıradan insanlardır.
Hayat, Her Gün Yeniden Öğrenilmesi Gereken Bir Estetiktir
Mutsuz insan, herkesin mutsuz olmasını ister. Ölümcül zehrini dilinde taşıyan bir engerekten daha tehlikelidir. Çünkü engerek, ancak zorda kaldığında sokar. Ama mutsuz insan, her fırsatta zehrini başkalarının damarlarına akıtmak için tetikte bekler.
“Biz Yaşıyor muyuz, Yoksa Hayatta mı Kalıyoruz?”
İnsanın hayatta kalma içgüdüsü yüksektir. Hayatına son veren bazı insanlar olsa da, insanların çoğu diğer canlılar gibi hayatta kalmak için her şeyi yaparlar. Hayatta kalmak için yapmaları gereken ilk şey, çoğunlukla düşlerini, isteklerini, arzularını gömmek olur.
İki Kişi Arasında Kalırsanız, Üçüncüyü Seçin!
Bazı insanlarla yolumuz kesişir bir süreliğine; bir gün, bir ay, bir yıllığına. Sanki hiç ayrılmayacakmışız gibi düşünürüz. Bu süre içinde o kişiyle yoğun bir paylaşım içine gireriz, ilişkimiz sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gelir bize. Ama belli bir süre geçtiğinde, ilişki de otomatik olarak biter.