Köyde düğün hem davul zurna, hem de Çerkes usulü olurdu. O gün davul zurna düğün yerinde çalmaya başlamıştı. Konuklar kurulan masalar oturmuşlar ve erkekler içmeye başlamışlardı. Çeşit çeşit yemekler ve rakı servisi yapılıyordu.
Sinan, Samsun’a gelmişken İl Emniyet Müdürü Osman beyi de ziyaret etmeyi düşünmüştü. Çünkü Osman beyin oraya tayin olduğunu biliyordu. Osman bey ile, İstanbul’da Mahmutpaşa Karakolu Emniyet Amiri iken tanımıştı ve Mahmutpaşa’daki handaki dükkâna çok gelip giderdi kendisi. Sinan onun ev perdelerini yapmıştı, ayrıca Osman Bey’in kendisi de Sinan gibi Çerkesti, bu nedenle de onu severdi.
Mehmet bizim okuldan arkadaşımızdı. Uzun boylu, kumral birisiydi. İnce sivri bir çenesi, gür saçları ve yeşil gözleri vardı. Yaşından daha olgun görünürdü, sakalları bile diğerlerinden […]
Mahallemiz yani Aşağı Mahalle, Havza’nın o zamanki en canlı merkezi olan Samsun – Ankara karayolu üzerindeki Dörtyol’un hemen arka tarafına konumlanmıştı. İki blok sonunda ise arka taraftan bahçeler başlardı ırmağa kadar. Bu bahçelerin devamında ise ırmak vardı. Ve daha sonra bahçeler Karşıyaka’da devam ederdi. Irmak, Karşıyaka ile Aşağı Mahalle’nin sınırını belirlerdi. Irmak kenarı, bizim özerk cumhuriyetimizdi.