Öğle vakti sahil kenarında bir pizza yedik. Genellikle aileler vardı plaj kıyısında. Oturduğumuz restoran ise tam plajın kıyısında idi. Restoranın ikinci katına çıktık ve dışarıda taraçada denizi gören bir masaya oturduk, birer de buz gibi bira içtik orada sakince. Soçi’yi çok beğenmiştik, çok güzel, yeşil ve mimarisi ve planlı yerleşimiyle oldukça güzel ve görmeye değer bir kentti.
O gün hava güneşliydi ve denizin rengi ise masmavi idi. Uzak maviliklerde top top bulutlar denizin mavisi ile bütünleşiyordu. Martılar uçuyordu bir o yana bir bu yana.
Tag: abhazya
Abhazya ve Adigey Notları (4)
Odaya yerleşmiştik ki, çocukluk arkadaşımız Şamil’in büyük kardeşi Doğan Huaj Acar ağabey geldi. Bize, “hoş geldiniz” dedi, elinde bir şişe Pepsi vardı,ikram etti. Kendisi birkaç aydır Adiğey’de kalıyordu. Bize orası ile ilgili bilgiler verdi ve anılarını anlattı. Özellikle şu cümleyi birkaç kez tekrarlamıştı:
“Dünyanın her yerinde iki kere iki dörttür, bu bölgede ise beş. Bunu hiç unutmayın.”
Abhazya ve Adigey Notları (3)
Nihayet ineceğimiz istasyona ulaşmıştık. Burada istasyonun önünde bir taksi durağı vardı. Oraya giderek bir taksici ile yine İngilizce, Tarzanca ve Rusça anlaşmaya çalıştık. Adama Maykop’a gitmek istediğimizi söyledik. 25 dolara anlaştık, fakat adam bizden 35 dolar aldı, eğer düşündüğünden daha uzak olursa bu on doları da alacaktı. Daha doğrusu sanki hiç arabasıyla Maykop’a hiç gitmemiş gibi davranıyordu.
Abhazya ve Adigey Notları (2)
Savaşın yıkıntıları bir yana, Abhazya bir masal ülkesine benziyordu. Kaf dağının ardındaki ülkelerinden birisi de burası olsa gerekti: Sol yanımızda ormanlarla kaplı yemyeşil dağlar vardı ve sağ yanımızda yol boyunca bize eşlik eden deniz.
Çok geçmeden Gagra’ya ulaştık. Deniz kıyısında, büyük bir oteli andıran bir binaya giriş yapmıştık. Burada Türkiye’den gelenlerin kayıt yaptırdığı bölüme giderek, kaydımızı yaptırdık. Bize yatmamız için iki ayrı oda, daha doğrusu bir bina gösterdiler. Bu yapı kompleksti ve içinde birbirinden bağımsız birçok bina vardı. Hatta büyük bir tiyatro salonu ve o zamanlar kullanılmayan bir havuz da bulunuyordu. Bu binalar, Sovyetler Birliği döneminde sanatoryum olarak kullanılıyormuş.
Abhazya ve Adigey Notları (1)
1993 yılında arkadaşım Paşa (Dipşow Berkuk) ile Abhazya ve Adigey’i ziyaret etmeye karar verdik. Ben o zamanlar gönüllü olarak İnsan Hakları Derneği’nde çalışıyordum. Dernek yönetimi aldığı bir kararla, Abhazya – Gürcistan savaşı sırasında yaşanan insan haklari ihlalleri konusunda, dernek adına bir inceleme yapmamıza izin verdi.