İktidarın Doğası Üzerine

Eğer insan doğası doğuştan saldırgan olmaya eğilimli değilse, onu saldırgan yapan nedir? Onu saldırgan yapan, özgürlüğünün kısıtlanması, eşitsizliğin hüküm sürmesinin yanısıra başta devletler olmak üzere, iktidar mekanizma ve ağlarıdır aslında. Bu anlamda iktidarın doğası, insanın doğasını olumsuz olarak etkilemekte ve onu değiştirmektedir.

Devamını okuyunuz...

Hayat Zayıfları Affetmez

Önceki gün ABD hapishanelerinde nasıl hayatta kalınabileceğine dair bir belgesel izlemiştim. O belgeselde eski bir mahkûm şöyle diyordu: “Dayak yeseniz, karşınızda birçok kişi aynı anda sizi dövmeye çalışsa bile, buna rağmen son ana kadar karşı koymalı, direnmelisiniz. Çünkü bu sizi gelecek saldırılardan koruyacaktır. ‘Bu kişi karşı koyuyor, direniyor.’ diyerek size saldırmaktan kaçınacaklardır.”
Katılıyorum bu kişinin söylediklerine. Okulda öğretmen en zayıf, karşı koymayan, ses çıkarmayan kişiyi daha çok döver.

Devamını okuyunuz...

“Kendinde Başlıyor İnsan Kendinde Bitiyor…”

İnsan hep kendi dışındaki şeylerle ilgilenir: Para, kariyer, iktidar edinmek… vs için ömrünü harcar da, bütün bunlara asla doymaz. Ölene kadar yapabildiği ölçüde para kazanmaya, iktidar edinmeye ya da kariyer peşinde koşmaya devam eder. Böyle olmasına karşın dediğim gibi hem kendini, hem de diğer insanları çok iyi tanıdığını, gerçeği bildiğini düşünür. Oysa hem kendinden, hem de erdemden uzaklaşmıştır. Hem de çok uzaklara gitmiştir bunlardan farkında olmasa da.

Devamını okuyunuz...

Kişisel Aydınlanma Üzerine

İnsan dışarıdan yardım ve destek alsa da kişisel aydınlanmasını ancak kendi çabasıyla gerçekleştirebilir. Bunun için sürekli okuyup, araştırması ve bu da yetmez, her şeyi sorgulaması, analiz etmesi gerekir. Yanlış olduğuna ikna olduğu fikirlerinden vazgeçmesi de önemlidir. Sürekli bir gelişim çizgisi içinde olmalıdır insan kendi aydınlamasını gerçekleştirebilmek için.

Devamını okuyunuz...

Sen Olduğun Başkasını Kendin Sanıyorsun

Ne yazık ki başkalarının isteklerinin hamalı oldun sen, kendi isteklerini ise içine gömdün. Sana kariyer, para ve iktidar kapılarını gösterdiler. Bu yoldan yürümen gerektiğini söylediler. Ve sen de onlara itaat ettin. Ama o kapılardan girerken kendi gerçek özünü kapıda bırakacağını söylememişlerdi sana. Girdiğin kapıların içinde, bütün bunların boş olduğunu anladın sonunda

Devamını okuyunuz...

Boş Laflar, Boş Sohbetler, Boş İnsanlar ve Boş Hayatlar

Benim gerçekte ne olduğumun bir önemi yok, sanal dünyada istediğim gibi görünebilirim. İşte çağın gerçeği budur. Birey artık kendisi olma derdinde değildir. Birey artık nasıl görüldüğünün derdindedir o. İçinde ne olduğunun önemi yok bu çağda, dışında ne olduğunun, nerede olduğunun, ne yaptığının görülüp görülmediğinin önemli vardır birey için. Kaç kişinin ondan hoşlandığı değil de, sosyal medyadaki paylaşımından kaç kişinin hoşlandığıdır önemli olan artık birey için.

Devamını okuyunuz...

İnsan İlişkileri Yoruyor Postmodern Çağda

Oysa ikili ilişkilerimiz, birbirinden yararlanmak üzerine, diğerini kullanmak üzerine kurulursa uzun soluklu olamaz. Çünkü bu niyetimiz sonunda ortaya çıkar. Birisinin arkadaşımız olduğunu düşünüyoruz ama sadece ihtiyaç duyduğumuzda arıyoruz, kendimizin ihtiyacı olduğunda. O konuşmak istediğinde ise zaman yaratamıyoruz bir türlü buna. Konuşmamız, sohbetimiz ise sadece kendi içimizi dökme oluyor, karşı tarafın ne yaşadığı, ne düşündüğü neler yaptığı hiç önemli olmuyor.

Devamını okuyunuz...

Yanılsamalarımız

Toplumsal yaşam içinde ikili ilişkilerimizde sürekli olarak birbirimizi yıpratmaya, birbirmizin gözlerini oyma çalışırız bir biçimde. Bir yarış vardır. Bu yarışın içine sistem bizi koymuştur. Diğer herkes rakibimizdir sisteme göre, öyle olmalıdır. Diğerlerinin gözünü oyarak kendi çıkarlarımızı garanti etmemiz gerekir, işte sistem bize bunu söyler. Ve der ki, ‘böyle yapmazsanız çöplüğe gider, kaybedenlerden olursunuz.’ Birbirlerinin gözlerini oyarken insanlar, bunu bir de diğerine hisettirmeden yapmaya çalışırlar.

Devamını okuyunuz...

1 24 25 26 27 28 74
erol anar
error: Content is protected !!