Sanatçı, Şair ve Yazara Dair

 

Bazı yazarların tüm yazılarını, kitaplarını okuruz. Tanıdık gelir bize bu yazarlar, onları yüzde yüz tanıdığımızı düşünürüz bu nedenle. Oysa hiçbir yazar, sanatçı yazdıklarından, ürettiklerinden ibaret değildir. Çünkü o bir insandır ve tüm diğer insanlar gibi eksik, hatalı, zaaflı ve yanlıştır aynı zamanda. Bu yüzden, yazarları, şairleri tanıdığımızda hayal kırıklığına uğrarız. Çünkü onların  yazdıklarıyla, davranışları ve kişilikleri arasındaki çelişkileri görürüz. Oysa bu doğal bir durumdur.

Yazar ve sanatçılara bir kutsallık atfetmemizin nedeni de, tarihseldir. Daha yüz yıl öncesine kadar yazar, sanatçı ve özellikle şairler kendilerini neredeyse gökten inmiş bir melek olarak görürlerdi. İnsanüstüydüler kendilerine göre. Hâlâ da öyle görenler vardır. Oysa şiirle uğraşmak, sanatın herhangi bir dalı ya da edebiyatın diğer türleriyle uğraşmaktan zerre kadar farklı değildir. Bana göre düzyazı, şiirden çok daha zordur ve içinde şiiri de barındırabilir.

Önce Dadacılar yıktı sanatın üzerindeki o kutsallık kapısını, bir Don Kişot gibi saldırarak. Şimdi “postmodern” çağda hiçbir şey kutsal değil. Her şey sıradan. Yazar, şair, sanatçı hepsi sıradanlaştı, fildişi kuleler yıkıldı tek tek. Kimse kimseyi umursamıyor artık.

Siz siz olun, hiç kimseyi ya da hiçbir şeyi kutsamayın. Çünkü hiçbir şey ve hiç kimse kutsanmaya değmez bu dünyada…

Erol Anar

7 Haziran 2018

Paraná

 

erol anar
error: Content is protected !!